bölüm 13

31.7K 1.2K 34
                                    

Günlerdir işkence görüyordu. İki güne bir yemek veriyorlardı. Günde bir defa su veriyorlardı kardeşime. O ne zaman yemek yerse o zaman yemek yiyordum. Ama suya dayanamıyordum. Gün geçtikçe eriyor bazen gün boyu kendine gelemiyordu. Onu öyle gördükçe bende eriyordum. Ağlamaktan kendimi kaybediyordum. Dediğini yapıyor onu yavaş yavaş yok ediyordu. Artık en ufak bir kurtuluş umudum kalmamıştı. Onun merhametine kalmıştık. Birkaç defa konuşmayı denedim ama beni her defasında susturdu. Artık buna katlanamıyordum. Bazen ölmeyi bile hayal ediyordum. Böyle yaşamaktansa ölmek kurtuluş gibi geliyordu. Birzamanlar onu bir nevi olsada haklı buluyordum ama artık onun bir kalbi olduğuna inanmıyordum. İntikamsa bunu fazlasıyla alıyordu.
Kardeşimin kimi yaraları iyileşiyor yerine yenilerini ekliyorlardı. Bu şekilde ne kadar dayanabilirki bir insan.
Her gün saatlerce dil döküyor yemek yiyeyim diye. O haldeyken bile beni düşünüyordu. O hem işkence görüp aç bırakılıyor buna yürek dayanırmıydı? Düşüncelerimden sıyrılıp saatime baktım.
Kardeşim iki saat sonra kendine gelir.
Camın önüne oturdum onun kendine gelmesini beklemeye başladım. Bakışlarım bir kardeşime birde koluma kayıyordu.
Buraya kapatıldığımızdan beri ikimizde yıpranmıştık. Mutluluk Işığı yoktu gözlerimizde. Bu şekilde ne kadar, devam eder acaba? Gözlerimi kapatıp beklemeye devam ettim..

🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸

Gözlerimi açtığımda uyuya kaldığımı farkettim. Kardeşime baktığımda hala kendine gelmemişti. saatime tekrar baktığımda, iki saat dolmasına 10 dakka kalmış kardeşim şimdi kendine gelir bugün ona yemek vereceklerdi. O adamlar pis elleriyle yediriyorlar kardeşime. Ama önemi yok, karnı doyacak. Biraz daha bekleyince 3 dakka kaldığını gördüm. Bu zamana kadar asla dakka bile geçirmez gözlerini açardı. Zorda olsa bana gülümserdi. Biraz daha zaman geçince uyanmadığını farkettim. Saatime baktım 10 dakika geçmişti. Hiç böyle yapmamıştı. Her zaman aynı saatte uyanırdı. Korku sarmaya başladı bedenimi. Hızlıca ayağa kalktım. Sanki oksijen bitmiş gibi nefesi zor almaya başladım. Ellerimi titreyerek cama vurmaya başladım. Hala tepki yok. Daha sert vurmaya başladım. Beni duymuyor, gözlerini acmıyordu. Ağlamaya başladım. Sesimi yükselterek bağırmaya başladım.

Eeeeemmmmiiiiirrrrr. Uyan aç gözlerini. neolur.

Ne kadar feryat etsemde kendine gelmiyordu. Bende pil kopmuştu. Haykırarak ağlıyor çamı yumrukluyor, saçlarımı yoluyordum. Bir anda gözlerim karardı. Yere sert bir şekilde düştüm....

🌸🌸🌸🌸

Gözlerimi açtığımda beyaz ışık gözlerimi alıyordu. Elimi gözüme üzerine tutarak etrafıma baktım. Kimse yoktu odada. Kendimi kaybettiğim odada değildi burası. Olanlar aklıma gelmeye başlayınca hemen yataktan dogruldum. Ani hareketimden başım döndü. Elimi anlıma koyup geçmesini bekledim. Geçince yataktan inip ayağa kalktım. Kolumdaki serumu çekip fırlattım. Kapıya doğru ilerledim. Tam kapının konuna dokunacakken kapı açıldı. Yavuz'la aramızda iki parmak mesafe vardı. Az kalsın bana tosluyordu. Bakışlarım boyun çukurunda sabitlenince, kendimi toplayıp bakışlarımı yukarı çıkardım. Göz göze gelince kalbim yine hızlanmaya başladı. Tam ağzımı açıp konuşacaktımki, o konuştu susmak zorunda kaldım.

Kardeşin iyi sadece kendinden geçmiş şimdi yatıyor.

Cevap verdim.

Kardeşimi görmek istiyorum.

Onu göremezsin. Hadi yatağa geç.

İstemiyorum. Onun iyi olduğunu görmeliyim.

Boğazıma yapışıp beni duvara dayadı şaşkınlıkla gözlerim irileşti. Nefesim git gide azalmaya başladı. Ellerimle bileğine yapıştım. Yerinden bile kımıldatamadım. Konuşmaya başladı.

Şansını fazla zorluyorsun. Onu öldürmemimi istiyorsun?

Nefesim tamamen kesildi. O kadar çok sıkıyorduki gözlerim kapanmaya başladı. Kapının açılma sesini duydum. Birinin bağırdığını duyuyordum ama ne dediğini anlamıyordum. Nefes alamıyordum. Yavaşça üzerimden çekildiğini hissettim. Elini çekince duvardan aşağıya kayıp, yere oturup, öksürmeye başladım. Gelenin sesini duydum.

Oğlum öldürecektin kızı. Yüzü bembeyaz olmuş.

Benim hizama eğilip konuşmaya devam etti.

İyimisin.

Kolumdan tutup beni kaldıracakken yavuz yakasından tutup, adamı öbür duvara savurdu. Sinirle konuşmaya başladı.

Bir daha sakın ona dokunayım deme. seni öldürürüm.

Adam omzunu tutarak ayağa kalkıp gözlerini Yavuz a dikti. Sesini bile çıkarmadı. Korktuğu gözlerinden belliydi. Adamın kim olduğunu sonunda hatırladım biraz zorlayınca hafizamı. Adamın selim olduğunu anladım. Beni tedavi ettiğine göre doktor olmalı.

Mavi gözlü, sarışın, uzun boylu. Yavuz kadar olmasada yapılı bir fiziğe sahip. yakışıklı bebeksi bir yüzü var. Mavi gömlek ve krem rengi pantolon giymiş, rekleri bile özlemişim ne tuhaf. Bu karanlık adamın sayesinde.
Kapıya doğru ilerledi. Kapıyı açıp çıkıp gitti. Yavuz bana dönüp, eğilip bileğimi kavradı. Beni sürüklercesine odadan çıkardı. Merdivenlerden aşağıya doğru hızlıca inerken, dengemi kaybettim. Onunla birlikte aşağıya yuvarlanmaya başladık. Yere kadar geldiğimizde o altta ben üste gelecek şekilde durduk.
Kafamın açısıyla gözlerimi sıkıca kapamıştım. Sanırım yuvarlanırken biryere çarpmış olmalıyım. Gözlerimi açtığımda, nerde olduğumu yeni farkettim. Şaşkınlıkla ağzım açık bir şekilde ona bakmaya başladım. Kaşları çatık beni izliyordu. Dudaklarımızın arasında bir parmak kadar mesafe vardı. Bakışlarım dudaklarına kaydı. Ilık nefesi dudaklarımı yalıyordu. Utanarak bakışlarımı gözlerine çıkardım. Onunda dudaklarıma baktığını farkettim. Konuşmaya başladı.

Yerin rahatmı geldi.

Öyle deyince kendime gelip, üzerinden çekildim. Utandığımdan yüzüne bakamıyordum. Oda doğruldu ayağa kalkıp bileğimi tekrar kavradı. Yürümeye başladı.  Yürürken sesini duydum.

Hızlı bir iniş oldu.

Biraz daha ilerleyince, dar karanlık bir koridora girdik. Koridorun sonunda bir kapının önünde durduk. kapıyı açıp içeri doğru ilerlemeye başladı. Biraz gidince yine merdiven çıktı karşımıza. Bu bodrum katına iniyor olmalıydı.
Merdivenleri inmeye başladık. Bu sefer yavaş iniyordu. Merdivenlerden inince, yan tarafımızda iki tane kapı belirdi. Koridoru loş bir ışık aydınlatıyordu. İlk kapının kolunu çevirip, içeri girdik. burası benim kaldığım odaydı. Hemen cama doğru ilerledim. Kardeşime baktığımda yerde oturuyordu. elleri bağlı değildi. Beni görünce zorlukla ayağa kalkıp bana doğru geldi. Ellerini cama koyup gözlerime bakmaya başladı. Elimi kaldırıp elinin koydu yere dayadım. Yanağımda ıslaklık hissedince ağladığımı anladım. Onu o kadar çok özlemiştimki özlemle incelemeye başladım.
Siyah saçları tozdan kirden rengi belirsiz olmuştu. Sağ gözünün altı şiş ve morarıktı. Dudağının kenarında kan yeni kurumaya yüz tutmuştu. O kadar çok zayıflamışki, kemikleri sayılır hale gelmişti. Kaslı yakışıklı görüntüsünden eser kalmamıştı. Ağlamam biraz daha yoğunlaştı. Gözlerimi kapatıp ağlamaya devam ettim.
Hepsi benim yüzümden olmuştu. Onu koruyamamıştım. Onun sesiyle gözlerimi açıp ona baktım......

TUTSAK "Aşkın Esiri" (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin