bölüm 49

19.6K 605 39
                                    

Kasıklarımdaki ağrıyla gözlerimi zorlanarak açtım. Kolumdaki saate baktığımda 11:40 olduğunu gördüm. Bütün kemiklerim ağrıyordu. Yavaşça başımı Yavuz'a çevirdim. O hala uyuyordu üzeri hala çıplak. Kalçasını incecik bir çarşaf saklıyordu. Bir anda çıplak olduğum aklıma geldi, hızlıca çarşafı kendi üzerime çektim. Ben çarşafı çekince Yavuz'un üzeri tamamen açılmıştı. Bir anda gözlerim erkekliğine kaydı. Yüzümü kizararak gözleri kapattım. Dün gece kendimi nasıl kaybetmiştim. Pişman değildim ama çok utanıyordum.

Elimin üzerinde baskı hissettim elimi kavradı. Elimi yavaşça yüzümden çekti. Gözlerim hala sıkı sıkı kapalıydı.

Sen benim hayattaki tek varlığımsın. Benden utanmanı istemiyorum.

Onun sesiyle bedenime bir ateş basmıştı. Bedenim ona o kadar açtıkı, sesinden bile kendini hazırlıyordu. Kendime inanamaz olmuştum. Bu nasıl bir saplantıydı böyle? Utanmamak o kadar kolay değildi. Bedenimin kurbanı olmuştum. Kalbim ve bedenim tamamen bana ihanet etmişti. Bir yasağın bir günahın içine sürüklemişti beni.

Gözümün üzerindeki yumuşak dokunuşu hissedince yavaşça gözlerimi açtım. Okadan yakındıki bana nefesi dudaklarıma degiyordu. Bakışlarımı dudaklarına indirdim. Onları öpmeye doymamıştım. Bir anda kollarını bana sarıp yatağa yatırdı. İkimizde yan yatmıştık. Gözleri gözlerimde kırpmadan beni izliyordu. Yavaşça yaklaşıp dudaklarıma küçük bir buse kondurdu. ikimizde gülümsemeye başladık.

Yavaşça benden ayrılıp yataktan indi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yavaşça benden ayrılıp yataktan indi. Çıplak olduğu için, ona bakmamaya özen gösteriyordum. O banyoya girince bende hemen yataktan fırlayıp gardıroptan özellikle kapalı olmasına özen göstererek kıyafet seçtim. Hemen giyinip odadan çıktım. Salona girip mutfak tezgahına doğru ilerliyordum. Kulağıma gelen sesle olduğum yerde durdum. bir anda irkildim içime bir korku düşmüştü. Tüğlerim bir anda diken diken oldu. Sesler dış kapıdan geliyordu bir süre bekledikten sonra, ses kesildi. Yavaş adımlarla kapıya doğru ilerledim. Bir takım ayak sesleri koşarak uzaklaştı. Kapının önünden. Neler oluyordu böyle? Kapının önüne baktığımda küçük bir kâğıt parçası gördüm. Yaklaşıp eğilerek kağıdı elime aldım. Kalbim korkuyla atmaya başladı. Ellerim titreyerek kağıdı açtım. Birşeyler yazıyordu.

Elvan.

Arkamdaki sesle yerimden sıçradım. Elimdeki kağıdı panikle cebime soktum. Korku dolu gözlerle arkamı döndüm. Yavuz sorgu dolu gözlerle beni izliyordu. Üzerinde birşey yoktu ayağında sadece pantolonu vardı. Kurulanmadan çıktığı için saçlarından su damlıyordu. Onu baştan aşşağıya süzdüm. Sesli bir şekilde yutkunup.

Şeşey dışarıdan sesler gelince baktım.
Kediymiş. Biraz korktum sanırım.

Gülümseyerek başımı önüme eydim. Ona birşey söyleyemezdim.

Sen acıkmadın sanırım.

Hızlıca başımı kaldırıp gözlerine baktım. Saçlarından dökülen su damlaları süzülerek aşşağıya iniyordu. Karşımda böyle durursa ben yemek yiyemezdimki.

TUTSAK "Aşkın Esiri" (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin