bölüm 46

18.6K 723 17
                                    

Yola çıktığımızdan beri Yavuz'dan ses çıkmıyordu. Bugün gözüm hep onun üzerindeydi. Ne kadar sesini çıkarmasada tedirginliği belli oluyordu. Hep diken üzerindeydi.
Bakışlarımı ona çevirdim. Kaşlarını çatmış yolu izliyordu. Ne kadar merak etsemde geçmişini ona soramiyordum. Vücudundaki yara izleri herşeyi anlatıyordu aslında. Şu bir senede yaşadıklarım, sırf onunla olduğumdan başıma gelmişti. Benim kimseyle alıp veremediğim hiçbirşey yoktu zaten. Tek hayalim ünlü bir mimar olmaktı. Onu tanıdıktan sonra ne kadarda önemsiz geliyordu herşey. Sanki herşey sahte bir tek o gerçek gibi. Ona her baktığımda dünyalar zaten benim oluyordu.
Bir süre onu izledim, gözlerimi ondan alamıyordum. Bu şekilde bir ömür onu izlesem bile doymam gibi geliyordu. Acaba şimdi ne düşünüyordu? O da benim onu sevdiğim kadar beni seviyormuydu? Gözlerime her baktığında ne kadar sevdiği belli oluyordu aslında. Sadece bir kez bana sevdiğini söylemişti. Ona bakılırsa bende dile getirmiyordum, sevgimi gerekte görmüyordum. Benimle olsun yeterdi benim için. Ömür boyu benim olsun istiyordum.

İnecekmisin? Yoksa bana bakmaya devammı edeceksin? Biraz daha bakarsan olacaklardan ben sorumlu değilim.

Onun sesiyle kendime geldim. Bakışlarımı hemen kaçırıp önüme döndüm. Ellerim titremeye başladı. Onu ondan daha çok istiyordum aslında. Ama bu şekilde uyandırması gerekmiyordu. Her kelimesinde heycan sarıyordu bedenimi farkında bile değildi. Daha fazla bakışlarını mahsur kalmamak için Hızlıca arabadan inip eve doğru ilerledim. Kendimden utanıyordum, onu bu kadar istemek aptallıktı benim için. Kapıya geldiğimde elimi kaldırıp birkaç kez vurdum. Yaman evdeyse açacağını biliyordum. Bir süre bekledim, kapı açılmıyordu. Yaman evde yoktu, sağa sola baktığımda etraf çok karanlıktı, Yavuz neden gelmemişti kapıyı açmaya? Bir anda belime sarılan korllarla korkuyla yerimden zıplayıp çığlık atım.

Şşşşşşşşşşiiiiiiii benim

Kulağımdaki fısıltı gibi sesiyle hızlı hızlı nefes alarak sakinleşmeye çalıştım. Çok korkmuştum, yavaş yavaş sakinleşince nefesim düzene bindi. Kollarını biraz daha sarıp beni kendine tamamen yapıştırınca benedime ılık bir titreme kaplamaya başladı. Boynumdaki ılık nefesiyle gözlerim kapanıp, kafamı arkaya doğru uzandı. Ellerimi ellerinin üzerine koyup sımsıkı tuttum. Eğer ileri giderse kendimi gerçekten tutamayıp onu bastan çıkarabilirdim. Nefesim arzuyla yükselmeye başladı. Kalbim uzun bir maratona çıkmış gibi atıyordu. Daha fazla işkencesine dayanamadım. Hızlıca ona dönüp, dudaklarımı budaklarıyla buluşturdum. İlk önce karşılık vermedi. Benden beklemediği belliydi. Sonra oda öpmeye başladı. beni kendine iyice çekip belime tekrar sardı kollarını. Nefesim kesilinceye kadar onu öpmeye devam ettim. Ondan kendimi çekip oksijenin ciğerlerime dolmasına izin verdim. Hızlı hızlı nefes alıyordum her verdiğim nefes onun nefesiyle birleşiyordu. Gözlerimi yavaşça açtım. Gözleri hala kapalıydı, ayın ışığının izin verdiği kadarıyla yüzünün yarısı görebiliyordum. Uzun kirpiklerinin gölgesi sakalına yansıyordu. O kadar güzel görünüyorduki, gözümü bile kırpmadan yüzünü inceliyordum. Dudağının kenarındaki çukuru yukarı doğru çıkınca Gülümsediğini farkettim. Onun gülümsemesiyle bende gülümseyerek karşılık verdim o beni göremesede. Yavaşça yaklaşıp dudağının kenarındaki çukurundan öptüm. Yavaşça kendimi geri çektim, oda gözlerini açıp bakışlarını gözlerime kenetledi. Gözlerinin rengi karanlıkla birleşiyordu. Bir anda bakışlarını kaçırıp, Kafasını eğdi. Boynunu kaşıyarak yere bakmaya başladı. Dudaklarımı boynunda gezdirmemek için kendimi zor tutuyordum. Neden onu bu kadar istiyordum? Kafasını yavaşça kaldırıp gözlerini kaçırarak yanımdan geçti, evin kapısının önünde durup kapı kilidinin sesini duydum. Nefesimi sesli bir şekilde dışına verip ona doğru döndüm. Kapıyı açıp, içeri doğru yöneldi. Bende yavaş adımlarla eve girdim.
Salona geldiğimizde Yavuz direk yatak odasına girdi, saatin geç olmasına rağmen uykum yoktu, o yüzden koltuklardan bir tanesine yönelip oturdum. Masanın üzerindeki sabah Yaman'ın okuduğu kitabı görünce uzanıp elime aldım. İlk sayfasını çevirince gördüğüm küçük bir not dikkatimi çekti. Sessizce notu okudum.

Artık hiçbirşey eskisi gibi olmayacak.

Bunu Yaman'mı yazdı acaba? Ne anlatmak istiyorki? Bir süre not üzerinde düşünsemde hiçbirsey çıkmamıştı. Ben ne Yavuz'un nede Yaman'ın geçmişini biliyordum. Sadece baba ayrı anne bir kardeş olduklarını öğrenebilmiştim. Kitabı kapağını kapatıp masanın üzerine geri bıraktım. Yavuz odadan çıkmamıştı. Yavaşça koltuğa uzanıp gözlerimi kapattım. Bugün olanları tekrar hayal etmeye başladım. Bir süre sonra uyku kollarını bana açıp gelince, daha fazla dayanamayıp kendimi uykunun kollarına bıraktım.

🌸🌸🌸🌸🌸

Gözlerimi açtığımda belimdeki ağırlığı hissettim, bakışlarımı belime indirdiğimde kollarını belimde sarılı olarak gördüm. Etrafıma baktığımda kendimi yatakta buldum. Dün gece koltukta uyuya kaldığımı hatırlıyordum. Yavuz beni yatağa taşımış olmalı, arkamdan belime sarmış kollarını, nefesi boynumu ısıtıyordu. Elimi boynuma sürdüğümde terlediğimi hissettim. Nefes alış verişine bakılırsa uyuyordu. Onu uyurken seyretmeyi çok istiyordum hiç kısmet olmamıştı. Her uyandığımda yatak boş oluyordu. Onu mutfakta kahvaltı hazırlarken buluyordum. Bir kaç gündür birlikte yaşasakta, kahvaltıyı o aksam yemeğini ben yapıyordum.

Onu uyandırmadan ona nasıl dönebilirdimki? Üzerimdeki kolunu yavaşça kaldırıp ona doğru döndüm. Homurdanarak biraz kıpırdandıktan sonra kolunu belime sarıp beni kendine yapıştırdı. Gözlerim şaşkınlıkla açıldı, şimdi burun burunaydık. Gözleri kapalı, açık pembe dudakları hafif aralıklı, her nefes verişi bubaklarımla birleşiyordu. Saçları terden anlına yapışmış, nemli duruyordu. O kadar tatliydiki, dudaklarımı ısırarak kendimi dizginlemeye çalışıyordum. Şimdi onu doyasıya öpmek istiyordum. Elimi yavaşça kaldırıp alnındaki saçlarını yukarıya doğru taradım. Ona daha fazla bakmaya devam edersem kendime hakim olamayacaktım. En iyisi kalkıp bugünde kahvaltıyı ben hazırlamaktı.  Yavaşça kendimi kalkmaya zorladım. O kadar sıkı sarılıyorduki bir milim bile yerimden oynayamiyordum. İnsan uyurken bu kadar sert olamaz. Kaşlarımı çatarak ona doğru baktım. Dudağının kenarını kıvırmaş bana gülümsüyordu. Gözleri hala kapalıydı. O ne zamandan beki uyanıktı? Pislik uyumuş numarasımı yapıyordu? Kolunu kaldırıp hızlıca oturdum. Yastığımı alıp onun kafasına geçirdim. Bir anda bileğimden yakalayıp beni altına aldı. Gözlerimiz kenetlendi. Nasıl oldu, nasıl yaptı anlamadım bile, bir anda kendimi altında buldum. Nefes nefese gözlerine bakıyordum. Onun bakışıyla gittikçe nefesim şehvete dönüşüyordu. Bir süre gözlerime baktıktan sonra yavaşça üzerimden kalkıp yataktan indi, elini kalkmam için bana uzattı. Yavaşça elimi elinin içine bıraktım. Beni yavaşça çekip kaldırdı. Ben yatakta oturunca, elimi bırakıp saçlarını kaşıyarak banyoya ilerledi, bende arkasından baka kaldım. Bir süre çıkmasını bekledikten sonra çıkmayacağını anlayıp yataktan indim. Yavaş adımlarla odadan çıktım. Bugün hava çok güzeldi, benimde güzel planlarım vardı. Evin diğer banyosunu kullanıp, mutfak tezgahına geçtim.

🌸🌸🌸🌸🌸

Yarım saatim kahvaltı hazırlamakla geçti, Yavuz'da odadan çıkıp yemek masasına doğru ilerledi. Yine siyahlara bürünmüştü. Saçları ıslak gelişi güzel düzenlenmiş bir şekilde masaya oturdu. Bende çayı alıp masaya geçip karşısına oturdum. Açıkmış olmalıki çayı beklemeden yemeye başlamıştı bile.
Yemek boyunca ikimizde konuşmadık. Yemek bittiğinde, masayı toplayıp bulaştıkları makinaya dizdim. Ona pilanimi nasıl söyleyeyim diye kafamda bir süre kurdum. Tepkisini merak ediyordum..

TUTSAK "Aşkın Esiri" (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin