Medyada Yaman var Yavuz'un kardeşi..
Selim odaya gireli iki saat olmuştu. İçimdeki his bir türlü geçmiyor. Ağlamaktan gözlerim yanıyordu. Başım feci şekilde ağrıyordu. Nefes alamıyordum. Ya ona birşey olursa. Düşünmek bile istemiyordum. Onunla bende ölürdüm. Selim girmeyeyim diye kapıyı kilitlemişti. Kapıya vurmak onun dikkatini dağıtmak istemiyordum. Söz konusu canımın içiydi. Salonda bir ileri bir geri gidiyordum. Bir anda karşıma Yavuz'u taşıyan adamlardan biri dikildi. Az kalsın ona çarpıyordum. bakışlarımı yüzüne çıkardım. Çok acımasız bir güzelliğe sahip 20 yaşlarında bir gençti. Kardeşime yaşıt bile olabilirdi. Gözlerimi silip gözlerine diktim bakışlarımı. kaşları çatık karşımda sinirle bana bakıyordu. Neden bana boyle bakıyorduki? Bir süre sonra konuşmaya başladı.
Kimsin sen?
Ne önemi vardıki. Kim olduğumun. Hem ona neydiki? O kim oluyordu?
Sanane.
Sertçe bileğimi kavradı. Açıyla gözlerim küçüldü. Zaten ayakta zor duruyordum. Sevdiğim adam içerde canıyla savaşırken buda neydi böyle? Yaklaşıp sinirle gözlerimin içine baktı. Arkadan tanıdığım bir ses.
Oğlum bulaşma kıza. Ben bulaştım Burnum kırıldı. Abin yakar seni.
Tutsak olduğum günler yardım istediğim kişiydi bu. Cevap verdi.
Abimin böyle kızlarla işi olmaz.
Nasıl kızdımki ben. Yada bunun bir önemi varmıydı şimdi? Önemli olan Yavuz'du. Tekrar bana yönelip konuştu.
Kimsin? Abimin yanında ne işin var? Konuş.
Beni ne sannediyordu bu? Kimin yerine koyuyordu hayırdır. Daha fazla dayanamadım. Sinirle kaşlarımı çatıp bileğimi elinden sertçe kurtardım ve cevap verdim.
Bu sizi ilgilendirmez. Rahat bırakın. Önemli olan Yavuz. Durmuş benimle tartışıyorsun. Sen kimsin hayırdır?
Oğlum ben öldürürüm şimdi bu kızı. Şuna bak bana dikleniyor.
Bana biraz daha yaklaşıp. Eliyle omzumdan geriye doğru itti. Arka arka hızla itilince son anda dengemi sağlayıp düşmekten kurtuldum. Tam ağzımı açıp konuşacaktımki, kapının kilit sesi duyuldu. Hepimizin bakışları kapıya yöneldi. Kapı yavaşça açıldı. İçimdeki korku yükselmeye başladı. Ellerim titriyordu. Selim'e doğru dönüp, bakışlarımı Selime diktim. İçimde sayısız dua ediyordum. İyi şeyler söylesin diye. Selim ağzındaki maskeyi çıkarıp bir kenara fırlattı. Bana bakarak konuştu.
Ameliyat başarılı geçti. Şükür kurşunlar riskli yerlere isabet etmemiş. çok kan kaybetti. Şimdi kendinde değil. Yarın gözlerini açar.
Arkamdan benimle konuşan adamın sesi duyuldu.
Abi neden ona Anlatıyorsun. Bu kız kim?
Yaman onu abin kendine gelince ona sor. Ben sana birşey söyleyemem.
Şükürler olsun ona birşey olmamıştı. İçim umutla dolup taşmıştı. Mutluluktan gözlerimden yaşlar süzülüyordu. Gözlerimi silip, Yavaşça arkama döndüm. Bana sert bir bakış atıp arkasını döndü. Çıkış kapısına doğru ilerledi. Kapıdan çıkıp kapıyı sertçe kapattı. O Yavuz'un kardeşimiydi? Tıpkı abisine benziyordu. Davranışlarıda onun gibiydi. Bakışlarımı Selim e çevirdim ve konuştum.
Onu görebilirmiyim?
Kafasını olumlu anlamında salladı. Hızlıca yürüyüp Yavuz'un odasına girdim. Tek düşündüğüm Yavuz'du onu görmeye ihtiyacım vardı. İyi olduğunu Gözlerimle görmeye ihtiyacım vardı. Odaya girince bakışlarım yatağa yöneldi. Gözlerim yatakta hareketsiz yatan bedenini buldu. Üzeri boynuna kadar çarşafla örtülü sanki derin bir uykuya dalmış gibi görünüyordu. Kalbim hızlanmaya gözlerimden yaşlar süzülmeye başladı. Onu nasıl bu kadar kaptırmıştım kendimi. Sanki onun bir parçası gibiydim. Yavaş adımlarla ona doğru yürüdüm. Yanına geldiğimde, gözlerimin yaşını ellerimle sildim. Elimi yavaşça uzattım. Ellerim titriyordu. Ona dokunmak istiyordum. Dokunursam daha çok rahatlar gibi hissediyordum. Titreyerek yavaşça Elini kavradım. Yatağın kenarına çöküp, elini avuclarımın içine yerleştirdim. Elinin sıcaklığı yüreğimi ısıtıyor daha çok hızlanmasına neden oluyordu. Gözlerimi yumup yavaşça yaklaşıp, eline küçük bir buse kondurdum. Yanağımı yavaşça eline koyup konuşmaya başladım.
Allah'ıma şükürler olsun. Sana birşey olmadı. Seni bana sevdiklerine bağışladı. Sana birşey olacak diye çok korktum.
Bir süre sonra yavaşça doğrulup elimi elinin içinden çekip üzerini iyice örtüp yüzünü incelemeye başladım. Kendimi zor tutuyordum. Saçlarına dokunmamak için. Yavaşça arkamı dönüp kapıya doğru ilerledim. Onun yanından ayrılmak istemiyordum ama onun dinlenmesi gerekiyordu. Tam çıkacaktımki, kapı sertçe açıldı. Esra bir hışımla odaya daldı. Burnundan soluyordu sinirden. Neden bu kadar sinirliydiki? Onun mutlu olması gerekmiyormuydu? Yavuz iyiydi kurulmuştu. Sinirle konuşmaya başladı.
Sen kim oluyorsunda nişanlımın odasına giriyorsun.
Şimdi bu gerçekten önemlimiydi? Benim odaya girmemmi onu sinirlendirmişti? Çok yazık, acıyordum ona. Elini kaldırıp tam bana tokat atacakken bileğini kavradım. Bu kadar ileri gidemezdi kimse bu şekilde el kaldıramazdı bana Kolunu kıvratıp arkasına geçtim. Acıyla haykırdı. Arkasından kulağına eğilip konuştum.
O elini kırarım. Aklın varsa benden uzak durursun. Belliki Yavuz umrunda değil. Bu şekilde bana diklendiğine göre.
Sertçe itip kolunu bıraktım. Acıyla. Kolunu ovalayarak, korkuyla bakış attı bana.
Gülümseyip.
Güzel.
Kimse sevincimi bozamazdı. Kapıya doğru döndüğümde. Kapıya dizilmiş şaşkınca bizi izliyorlardı. onlara doğru yürüyüp önlerinde durdum. Neden bu kadar şaşırmışlardıki? Biraz bekledikten sonra şaşkınlıklarını üzerinden atıp bana yol verdiler. Salona girdiğimde. Yaman koltukta oturmuş dik dik bana bakıyordu. Yürüyüp karşısına oturdum. Yavuz kendine gelene kadar bana tahammül etmek zorundaydı. Oturuşunu dikleştirp bana doğru eğildi.
Sen hala gitmiyormusun?
Hayır gitmeyi düşünmüyorum.
Ben seni götürmesini bilirim ama.
Ne duruyorsun.
Arkadan Selim'in sesini duydum.
Yaman Esra'yı senmi çağırdın?
Gözlerimin içine bakarak cevap verdi.
Evet bazı kendini bilmeyenleri temizlesin diye.
Aferin sana oğlum. Abini bu hale getiren itin kardeşini eve çağırmışsın Aferin.
Bir anda yüzünün rengi değişti. Neye uğradığını şaşırdı. Gözlerini kaçırdı Beklemiyordu belliydi benim yüzüme bakmadan hızlıca ayağa kalktı. Yumruklarını sıkmış bir şekilde, Selim'in yüzüne doğru, cevap verdi.
Nanasıl mert mi yaptı?
Evet koçum mert kaçırmış. Şu kızcağızıda kaçırmış birlikte kurtulmuşlar.
Yüzünü bana çevirdi gözlerindeki öfke yerini merak sarmıştı. Sesli bir şekilde yutkunup konuştu.
Nasıl kurtuldunuz?
Boğazımı biraz temizleyip konuştum.
Yavuz sayesinde.
Kafasını olumlu anlamında salladı. Mahcup bir şekilde cevap verdi.
Özür dilerim. Şey söylediklerim için.
Önemli değil.
Bir anda kapı açıldı. Esra odaya daldı. Beni görünce.
Bu hala burdamı? Defolup gitsene kızım.
Bana doğru yürümeye başladı. Demekki tam etki yapmamıştı sözlerim. bende ayağa kalktım. Karşısına dikildim. Üzerime yürümeye başladı. Bir anda araya Yaman girdi.
O biryere gidemez.
Yaman sen ne diyorsun ya.
Duydun. Abim kendine gelene kadar bu evden kimse gidemez.
Esra bana dik dik bakarak koltuklardan birine geçip oturdu.
Yavaşça yerimden kalkıp cama doğru yaklaştım. Yavuz'un sevdikleriyle ilk defa karşılaşımıştım. Aslında ne kadar iyi insanlar olduğu ilk bakışta belli oluyordu. Acaba yaman öğrense babasının benim yüzümden öldüğünü ne yapardı. Yavuz gibi davranmaz direk kardeşimle beni öldürürdü. Onun gözlerindeki karanlıktan belliydi..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTSAK "Aşkın Esiri" (Tamamlandı)
Narrativa generaleTutsak olan bir kız. Neden esir olduğunu bilmeden yaşadığı dar bir odada, hayatı alt üst olur. Gizemli adamın eşsiz cekimine kapılmadan kurtulmanın yollarını aramaktadır. Sırlarla dolu bu kitabı okudukça gizemine kapılmaya hazırmısın? Okuduğuna pişm...