bölüm 29

23.2K 983 28
                                    

Yol boyunca tek kelime konuşmadı. Annemle konuşalı 3 saat oluyordu. sıkıldım ve hala yoldayız.
Bir sure daha gittikten sonra küçük bir köye geldik. Burda ne işimiz vardıki? Köyün baya uzağında bir evin önünde durduk. Çok eski bir eve benziyordu. Çokta ürkütücü görünüyordu. Umarım burada kalmayız. Arabadan inip eve doğru ilerlemeye başladı. Benim inmeye hiç niyetim yoktu. Evin önüne gelince kapı açıldı ve eve girdi. Kapı tekrar kapandı. Korkmuştum burda beklesem neolurki?

🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸

Bir süredir bekliyordum gözlerimi kapıya diktip. Böyle olmayacaktı bende gitsem iyi olacak. Beni unuttu sanırım diyerek geçirdim içimden. Kapıyı açıp yavaşça arabadan indim. Biraz daha eve bakıp eve doğru yürümeye başladım. evin önüne gelince biraz kendimi hazırladım. kapıya tam vuracaktımki kapı birden açıldı. Korkuyla yerimden zıpladım. Kimse görünmüyordu. Korku sarmıştı bedenimi bir kere. Biraz bekleyip yavaş adımlarla içeri girdim. Hâlâ titriyordum. Dar bir koridora doğru ilerlemeye başladım. Bir anda aklıma gelen soruyla arkamı döndüm. Kapıyı kim açmıştı. Kapının arkasına baktığımda kimse yoktu. Korkuyla gözlerim büyüdü. Soğuk bir ürperti sardı. kapı nasıl açılmıştı?

Korkma kapı sensörlü.

Arkamdaki sesle yerimden sıçrayıp çığlık attım. Gözlerimi sımsıkı kapayıp korkudan ağlamaya başladım. Bir anda kollarını bana sardı. Kafamı göğsüne yaslayıp konuştu.

Tamam. korkma ben burdayım.

Onun eşsiz kokusu genzime dolunca yavaş yavaş sakinleşmeye başladım. Kollarımı onun beline sarıp gözlerimi yavaşça açtım. Kalbinin sesi kulaklarımda bir ritim tutturmuş gibi o kadar güzel duyuluyorduki. Onun sıcaklığı benliğimi benden alıyordu. Bir süre o şekilde bekledikten sonra yavaşça kollarını gevşetip beni kendinden uzaklaştırdı. Bileğimi kavrayıp salona doğru yürümeye başladı. Kapı açıktı direk odaya girdik. Oda boştu ortada elleri ayrı ayrı tavana asılmış her yeri kan içinde biri vardı. üzerinde sadece mavi denebilecek kot vardı. Oda kandan rengi belli değildi. Başı aşşağıya olduğundan kim olduğu belli değildi. Kalbim korkuyla atıyordu. Neler oluyordu burda? O adam kimdi? Beni neden buraya getirmişti?

Yavuz yavaş adımlarla adamın yanına gidip saçlarını kavradı. Yüzünü ortaya çıkaracak şekilde arkaya doğru çekti. Yüzünü görünce şoka girdim. Mert iki gün önce bizi bir odaya kitleyen kişiydi. Ve bu kısa zamanda aynı durumda şimdi o vardı. Bu yaşananlar çok ağır değilmiydi. Benim zayıf Bünyem ne zamana kadar dayanabilirdi? Bir adım onlara doğru atıp konuştum.

Mert.

Yavuz bakışlarını bana çevirdi. Sanki birşeyleri çözmek ister gibi dikkatlice beni izliyordu. Yavuz'un gözlerinin içine bakarak konuştum.

Ne yapacaksın ona?

Birazdan görürsün.

Biliyorum hakediyor, ama yapma.

Sana soracak değilim.

Artık anlatmayacakmısın?

Hiç vazgeçmeyeceksin değilmi?

Biliyorsun.

Onun kafasını geri bıraktı. Mert kendinde değildi dünden beri işkence görmüş gibiydi. vücudunda sayısız yara vardı. Bukadar kısa zamanda bunu nasıl yapmıştı hala çok şaşırıyordum. Gözlerim Mert'in üzerindeydi. Eskiden olsa feryat ederdim. Ama hala birşeylerin bitmediği belliydi içindeki Sızıdan ona karşı. Geçmişi silemezdim. Yaşadıklarımı hiçbirşey yokmuş gibi bir kenara atamazdım.

Yavuz bana doğru yürümeye başladı. Bana iyice yaklaşınca durmayacağını anladım. O bana geldikce geriye doğru yürümeye başladım. bir süre ilerleyince sırtım set duvara çarptı. Yolun sonuydu kaçışım yoktu.  burnumun dibinde durup gözlerime dikti bakışlarını. O kadar yakındıki  sakalını bile sayabilirdim o derece. Yine kalbim hızlanmaya başladı. Bedenime tatlı bir ürperti geziyordu sanki. Onun kokusu yetiyordu zaten heycanlanmama. Gözlerini yavaşça dudaklarıma indirdi. Onun bakışıyla dudaklarım titremeye başladı. Bu işkenceydi resmen. Bakışları aşşağıya doğru inmeye başladı. Ne yapıyordu böyle? İlk defa beni bu şekilde süzüyordu. Utanmıştım ama yinede bedenim çok memnundu bu durumdan. Ellerimi zor durduyordum ona dokunmak için yalvarıyordu. Mert'i çoktan silmişti beynimden. Sanki odada sadece biz vardık. Zaman durmuştu sanki. Acaba oda benim gibi hissediyorumuydu? Biraz geriye doğru adım attı. Yaptığının farkına yeni varmış gibi, bakışlarını gözlerime çıkardı ve konuşmaya başladı.

Mert Babamın sağ koluymuş. Bütün pis işlerini birlikte yapıyorlarmış. Bunu öğrendiğimde işine engel oldum. Bir çok kez beni öldürmek istedi ama başaramadı. En son yaptığı kaçak uyuşturucu tırını ele geçirdim. Bir şekilde beni kaçırdı. Senide beni konuşturmak için kullanacaktı. Ama anlamadığım seni neden kullanmadığı. Bunun cevabını sen biliyormusun?

Duyduklarıma inanamamıştım, Mert yapamaz o öyle biri değildi. Daha bilmediğim ne kadar pisliği olabilirdi acaba. Benim tanıdığım Mert'le bu Mert'in arasında dağlar kadar fark vardı. Ben onun hayaliyle neler yaşamış ne acılar çekmiştim. Ya Yavuz onu tanıyormuydum? Yada ne kadar tanıyordum? Ona kötülüğü yakıştırmıyordu bile kalbim. O kadar değerliydiki onun için. Belliydi dünyadan vazgeçebilirdi.

Sana sordum?

Onun sesiyle düşüncelerimden sıyrıldım. Gözlerimden yaş süzülüyordu. Yüzümdeki ıslaklıkla bunu anlamıştım. Biraz bekleyip cevap verdim.

Bilmiyorum.

O zaman neden ağlıyorsun?

Bilmiyorum.

Kaşlarını çatmıştı bana bakarken. Bir süre gözlerime baktıktan sonra bana arkasını dönüp Mert'e doğru yürümeye başladı.
Evin içinde hiç eşya yoktu. odanın ortasında asılıydı Mert.
Yerdeki kovayı alıp icindeki suyu Mert'in yüzüne çarptı. Mert kafasını sallayarak kendine geldi. Bakışlarını Yavuz'a kilitledi. Henüz beni farketmemişti. Bir süre nefesini topladı ve sonra konuşmaya başladı.

Yerinde olsam öldürürdüm.

Yerimdede oldun daha önce.

Kedi gibi 9 canlısın, ne istiyorsun?

Sana sadece bir soru soracağım. Ondan sonra senle bir işim kalmadı. Bundan sonra bana yaklaşmaya cesaret edeceğini sanmıyorum.
Kızı beni konuşturmak için neden kullanmadın?

Gülümseyerek konuştu.

Bu seni ilgilendirmez. Bunu sadece Elvan'a söylerim.

Söyle o zaman.

Gözleriyle etrafa bakmaya başladı. Şaşırmıştı yüzünden belliydi. Gözleri beni bulunca gözlerime kilitledi bakışlarını. Bir süre öylece baktı gözlerime. Yüzü o kadar solgun görünüyorduki içimdeki sızı fazlalaşmaya başladı. Ona artık acıyordum. Bu duygu başkada birşey değildi. Acıyarak bakılmak ölümden beterdi insan için. İşte bunu yapıyordum ona acıyarak bakıyordum. Gözleri kızarmaya başladı. Gözlerinde hayal kırıklığı vardı. Bir süre baktıktan sonra konuştu.

Bana öyle bakma. Beni öldür ama öyle bakma..

TUTSAK "Aşkın Esiri" (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin