Bir süre sesiz kaldıktan sonra ayağa kalktım. İlerleyip çeşmeyi açıp elimi yüzümü yıkadım. Lavabonun kapısına doğru ilerleyip kapının kolunu çevirdim. Yavaşça açıp dışarı çıktım. Selim elinde sigara duvara yaslanmış hala beni bekliyordu. Beni görünce duruşunu düzeltip konuştu.
İstersen senin için yukarıdan bir oda ayarlayabilirim. Yeme içme ihtiyacını da odana taşırım. Böylelikle onları görmemiş olursun.
Gerek yok. Birkaç gün katlanabilirim sanırım.
Boynunu biraz ovaladı. Bana söyleyecek bir cevabı yoktu belliydi. Onu daha çok zorlamak istemiyordum o yüzden tekrar konuştum.
Senin hikâyeni dinlemek isterim. Tabi anlatırsan.
Gülümsedi ve cevap verdi.
Neden olmasın anlatırım.
Birlikte odaya doğru yürümeye başladık. Ben ne kadar zor yürüsemde bana dokunmadı. İlk ben girdim salona. Yavuz koltukta oturuyordu. Esra ortalarda görünmüyordu. Yavaş adımlarla ilerleyip koltuğa oturdum. Selim'de Yavuz'un yanına oturdu. Yavuz ikimizede bakmıyordu, Selim konuştu.
Esra nerde?
Şimdi sırasımıydı sanki onu sormanın Yavuz yüzüne bakmadan cevap verdi.
Bundan sonrasını ben hallederim. Sen artık gidebilirsin.
Selim şaşırmış bir şekilde Yavuz'un yüzüne bakıyordu. Biraz bekledikten sonra üzerindeki şaşkınlığı atıp, kaşlarını çattı önüne dönüp konuştu.
Mesaj alındı.
Ayaklanıp masadaki anahtarı telefonunu aldı. Arkasına bile bakmadan dış kapıya doğru ilerledi. Kapıdan çıkıp kapıyı kapattı. Ben arkasından baka kaldım. Yavuz'a döndüğümde hala karşı duvara bakıyordu. Bana bakmadan konuştu.
3 gün sonra sende evine gideceksin.
Kafamı olumlu anlamında salladım. Yavaşça yerinden kalkıp yavaş adımlarla mutfağa ilerledi. Mutfağa girip kapıyı açık bıraktı. Bende ayağa kalktım. Mutfağa doğru ilerledim. Mutfak kapısında durup, Yavuz'u izlemeye başladım. Ocaktaki çayı alıp bardağa doldurmaya başladı. Kolunun birini fazla hareket ettiremiyordu. çaydanlığı ocağa geri koyup doldurduğu bardağı eline alıp masaya doğru ilerledi. Üzerinde yandan kalın cizgili bir tişört vardı. Alta yine siyah kot giymişti. Deri montuda sandalyesine yerleştirmiş sanki biryere gitmek için hazırlanmış gibiydi. Yavaşça sandalyesine oturup çayını içmeye başladı. Masada yumurta iki çeşit reçel, zeytin, salam, daha birçok yiyecek vardı. Yaman güzel kahvaltı hazırlamıştı. Ben kahvaltıyı incelerken onun sesiyle irkildim.
Otur birşeyler ye. Birazdan çıkarız.
Nereye gidecekdikki? Onunlaysam önemi yoktu. Ama anneme ne dicektim? Onu eve gelmemeye ikna etmek zor olacaktı. Düşünceleri kafamdan attım. Onunla karşılıklı kahvaltımı yapacaktım? Ona bakmaktan birşey yiyebilirsem tabi. Yavaşça masaya yaklaşıp karşısına oturdum. Gözlerim hala ondaydı. Dirseklerimi masaya dayadım. O yerken ben doyuyordum. Onun dikkatini üzerime çekmek için öksürdüm. Gözlerini kaldırıp bana baktı. Elinde lokması bekliyordu. O kadar tatlı görünüyorduki onun yanaklarını sıkmak isterdim. O şekilde bir süre bekledikten sonra dayanamadı konuştu.
Birşey mi söyleyeceksin.
Onun sözleriyle düşünceleri bırakıp gözlerimi kaçırdım. Elim elime dolanmaya başladı.
Ben şey soracaktım.
Hala bana bakıyordu sabrı kalmamış gibi tekrar konuştu.
Ne soracaktın.
Nereye gidiyoruz?
Bunumu soracaktın?
Tekrar kahvaltısına devam etti. Ben hala cevap bekliyordum. Bana bakmadan konuştu.
Yemeğini ye. Gidince görürsün.
Masada meyve suyu vardı. ona uzanıp bardağıma doldurdum. Bende yemeye başladım arada ona kaçamak bakışlar atarak. O kahvaltısını bitirdi. Çayını yudumlayarak bakışlarını bana kilitledi. Onun bakışıyla gerildim. Yerimde kıbırdanmaya başladım. Ellerim titremeye başladı. Neden böyle oluyordu? Neden rahat olamıyordum onun bakışlarında? Neden bukadar heycanlanıyordum? Bu soruları o kadar çok sordum ki kendime, artık sayısını unuttum. Ona bakmamaya dikkat ederek kahvaltımı tamamladım. Yavaşça masadan kalktım masayı toplamaya başlamıştımki, onun sesini duydum.
Toplamana gerek yok.
Bir anda elimdeki tabağı yere düşürdüm. Tiz bir kırılma sesiyle parçalandı. Şaşkınlıkla kırılan tabağa bakıyordum. Bugün ne çok sakarlık yapmıştım. Benim suçum değildiki onu görünce kendimi kaybediyorum. Heyecandanda sakatlığım tutuyordu. Bakışlarımı ona çevirdim. Yine kafasını kaldırmış gözleri kapatmıştı. Derin bir nefes verip konuştu.
Ya sabır.
Ona mahcup mahcup bakmaya başladım. Kafasını indirip gözlerini açtı, ve tekrar konuştu.
Yürü hadi başımın belası.
Kapıya doğru tam adım atıyorumki tekrar sesiyle durdur.
Basma oraya.
Tamam.
Yerlere dikkat ederek kapıya ulaştım. oda arkamdan geliyordu salona girdim. Birlikte dış kapıya doğru ilerledik. Kapıdan ilk ben çıktım. Etrafa baktığımda kimse görünmüyordu sadece tatlı esintiyle ağaçların rüzgara eşlik ettiği sesten başka seste yoktu. Yavuz beni geçip arabaya doğru yavaşça ilerledi. Biraz arkasından baktıktan sonra bende yürümeye başladım. Her bastığımda Ayağım feci ağrıyordu. Ben arabaya ulaşana kadar o çoktan koltuğuna yerleşmişti. Ön kapıyı açıp yavaşça koltuğa yerleştim. Benim Ayağım bu kadar açıyorsa yavuz nasıl dayanıyordu daha dün üç yerinden amaliyat olup dikiş atılmıştı. Gece kendine gelmişti, aslında yatıp dinlenmesi gerekiyordu. Ama o hiç aldırış etmiyor gibiydi. Sanki o kadar alışmışki derin yaralara canı yandığı ne kadar saklasada belliydi. Kaşları çatık yola bakıyordu. kolunun birini pek kullanmıyordu zaten tek eliyle direksiyonu kavramıştı.
Arabayı çalıştırıp yola koyulduk. Yine uzun bir yolculuğa benziyordu. Şehre doğru gitmediğimiz kesindi. Dağ evi zaten şehirden bihayli uzaktı. Düşünceleri bir kenara bırakıp annemi aramam gerekiyordu. Onun acı çekmesini artık istemiyordum. Yavuz'a dönerek konuştum.Telefonunu kullanabilirmiyim?
Kullanmadığı elini deri montunun cebine sokup telefonunu çıkardı. Bana doğru uzattı. Telefonu aldım. Kilidi açıp arama yerine girip annemin numarasını yazdım. Birkaç çalmaya annem telefonu açtı.
🌸🌸🌸🌸
Bir saat annemi ikna etmeye çalıştım. En sonunda kabul etti bir iş bulduğumu fiyatı güzel kaçıramayaçağımı beni merak etmemesini söyleyip zor ikna ettim. Haklıydı kadın yaşadıklarım az değildiki korkmaya sonuna kadar haklıydı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTSAK "Aşkın Esiri" (Tamamlandı)
General FictionTutsak olan bir kız. Neden esir olduğunu bilmeden yaşadığı dar bir odada, hayatı alt üst olur. Gizemli adamın eşsiz cekimine kapılmadan kurtulmanın yollarını aramaktadır. Sırlarla dolu bu kitabı okudukça gizemine kapılmaya hazırmısın? Okuduğuna pişm...