bölüm 43

18K 745 17
                                    

Yavuz adamın kulağına yaklaşıp birşeyler söyledi, Ne söylediğini anlamamıştım. Arkamdaki adam konuşmaya başladı. Yavuz'un tuttuğu adam zaten konuşacak durumda değildi.

Kızın kafasını uçurmamı istemiyorsan, bırak.

Korkuyla yerimden zıpladım. Benim niye normal günüm yok ya? Arkamdaki adam ellerini saçlarıma geçirip geriye doğru çekti. Saçlarımın hepsi kökünden koptu sannettim. Acıdan ağzımdan çıkan aaaahhhh sesine engel olamadım. Yavuz arkasını dönüp bana bakıp, gözlerini gözlerime kenetledi. Biraz baktıktan sonra, yavaşça önüne döndü, adamın boğazındaki kolunu yavaşça çekti. Adam öksürerek kendini yere attı. Öksürmesi geçince hızlı hızlı nefes alarak ayağa kalktı. Yavaşça Yavuz'a döndü. gözleri kızarmış yüzü nefesizlikten kıpkırmızı kesilmişti. Gözleri sinirle yavuz'u etkisi altına almaya çalışır gibi bakıyordu. Yavuz'a baktığımda oda bakışlarını adama kitlemiş, öldüresiye bakıyordu. Bakışlarımı tekrar adama çevirdim. Adam etraftaki silahli adamlarına bakarak konuştu.

İndirin silahları.

Emriyle herkes silahını indirip, hazır vaziyette beklemeye başladı. Silahları arkalarına takmamışlardı çünkü, hala ellerindeydi.
Arkamdaki Adam hala silahını indirmedi. Adam bakışlarını bana çevirip. Tekrar konuştu.

Tamam bırak Mete kızı.

Mete olduğunu öğrendiğim adam silahı yavaşça boynumdan çekip geri geri gitmeye başladı. Hızlı adımlarla Yavuz'un yanına gidip koluna sarıldım. Hala korkuyla etraftaki adamlara bakıyordum. Mete denen adamla göz göze geldik, adam pis pis sırıtıyordu. Hemen gözlerimi kaçırıp Yavuz'a baktım. Yavuz hala önündeki adama bakıyordu. Adam tekrar konuşunca bakışlarım adamı buldu.

Tırlarla birlikte kızı istiyorum. Karar senin. Ya yanındaki kızla tırlar, yada Yaman.

Söyledikleriyle korkudan titremeye başladım. Adam karşılık olarak beni istemişti. Peki Yavuz o şimdi ne yapacaktı? Beni bu adamlara teslim edermiydi? Yaman ölmesinden iyidir. Beni vermesini tercih ederim. Kimsenin benim yüzümden hayatından olmasına gerek yoktu. Yavuz'un sesini duyunca hızlıca ona döndüm.

İkisininde kılına bile dokunamazsın. Burayı senin başına yıkarım. Hoş bizi göndersen  bile yine yıkacağım o ayrı. Sen hangi cesaretle benim kardeşimi kaldırırsın. Ya beni gerçekten tanımıyorsun, yada arkanda güç aldığın başka itlerde var.

Yavuz'un sözleri bitince adamın gözlerindeki tedirginlik belirmeye başladı. Sesli bir şekilde yutkundu. Yavuz'un rahat bir şekilde böyle konuşması, beni endişelendirmişdi.
Bir anda Yavuz'un telefonu çalmaya başladı. Yavuz telefonu cebinden çıkarıp açtı. Telefonu adama çevirdi. Adamın gözleri korkuyla büyümeye başladı. Ne göstermiş olabilirki? Adamın sesi titreyerek konuştu.

Hahayır. bubunu yapamazsın.
Şirketimi yayakmış olamazsın.

Elleri titreyerek, parmağıyla gösterdi ekranı. Yavuz ekranı kendine çevirip parmağıyla birşeyler yapıp ekranı tekrar adama çevirdi. Adam tekrar ekrandakini görünce Yavuz'a atılarak yalvarmaya başladı.

Yalvarırım yapma. Elimde kalan ter şirketide yakma. Tamam sana birdaha bulaşmayacağım. Beni birdaha görmeyeceksin. Bak bak hemen arıyorum kardeşini buraya getirecekler. Nolur söyle adamına yapmasın. Bak istersen burayıda sana vereyim.

Konuşması bittikten sonra, hızlıca cebindeki telefonu çıkarıp ekrana dokunup kulağına götürdü. Biraz bekledikten sonra konuşmaya başladı gözleri hala Yavuz'un elindeki telefonun ekranındaydı.

Çocuğu buraya getirin.

Telefonu kapatıp cebine attı Yavuz'a bakarak konuşmaya devam etti.

Bak kardeşin bir saate kadar burda olacak. Hadi sende söyle adamına yapmasın.

Yavuz'a baktığımda öyle gözünü dikmiş adama bakıyordu. Biraz bekledikten sonra cevap verdi.

Adamlarına söyle odadan çıksınlar.

Yavuz'un sözleri biter bitmez adamlarına işaret yaptı. Adamlar hızlı adımlarla odayı boşalttılar. Son olanda çıkıp kapıyı kapattı.
Yavuz adama yaklaşıp burnunun dibine gelip, birşey yapacaktı belliydi. Kalıp olarak Yavuz'dan aşşağı kalır yanı yoktu. Yinede Yavuz'dan korkuyordu. Yavuz yumruğunu adamın burnuna geçirdi. Adam yere kapaklanıp inleyerek burnunu tutuyordu. Burnundan kan akmaya başladı. çok sert vurmuştu. Yavuz geriye çekilip ayağını adamın karnına geçirdi. Adam burnunu bırakıp bağırarak karnına yapıştı. Ben korkudan duvarın dibine sindim olanları izliyordum. Yavuz bu kez yakasından kavrayıp adamı ayağa kaldırıp, yumruğunu yüzüne geçirdi. Adam yere düşünce, kendiside adamın karnına oturup, ardı ardına yumruğunu adamın yüzüne geçirdi. Adamın yüzü kanlar içinde kalmıştı. Artık kollarıyla kafasını bile korumuyordu. Adamı öldürecek diye koşup koluna yapıştım.

Yavuz yeter. Öldüreceksin adamı.

Kaşlarını çatarak cevap verdi.

Bende onu yapıyorum zaten. Kimse benim kardeşimi kaçıramaz.

Tamam. Bırak o dersini aldı.

Adama dönüp baktı. Son bir kez daha yumruğunu yüzüne geçirip. Adamın üzerinden kalktı.
Kapıda tıklama sesi gelince, yerdeki adam zorlukla konuştu.

Getirin.

Kapı açılıp, içeriye Yaman girdi, elleri hala bağlıydı. Arkasında da bir adam girdi. Yerdeki patronunu görünce silahı Yaman'ın kafasına dayadı. Yerdeki adam hemen müdahale etti.

Çık dışarı.

Patronuna biraz baktıktan sonra yavaşça silahını çekip, arkasına bakmadan dışarı çıktı. Yavuz yerdeki adama bakarak konuştu.

Biz burdan gidene kadar adamım orda olacak.

Adam hemen kafasını olumlu anlamında salladı. Ben koşup Yaman'ın ellerini çözdüm. Yaman'ın koluna girip çıkışa doğru ilerledim. Çok hırpaladıkları belliydi. Yavuz'da bize yetişip kardeşinin diğer koluna girdi. Yavaşça hiçbirşey olmadan bardan çıktık. Yaman öne oturdu bende arkaya geçtim. Yola koyulduktan sonra, kaçamak bakışlarla abisine bakıyordu. Belliydi onunda suçu vardı bu olayda.

Abi ben.

Sus Yaman. Seninle sonra konuşacağım.

Yavuz'la aynadan göz göze geldik.

Sen iyimisin.

Kafamı olumlu anlamında salladım. Bakışlarımı cama çevirip etrafı seyretmeye başladım.

🌸🌸🌸🌸🌸

Yol boyunca kimse konuşmadı. Eve geldiğimizde direk odama geçtim. Yarım saat sonra Yavuz'da girdi odaya yatıyordum, arkama ona dönüktü, biliyordum onun geldiğini, aklımı başımdan alan o eşsiz kokusunu tanımamak mümkünmüydü? Arka tarafımın çöktüğünü hissedince, kalbim hızlanmaya başladı. Gözlerimi sıkıca kapattım. Yanıma uzandığını hissediyordum. Biraz bekledikten sonra bana sarılacağını düşünmüştüm. Ama sarılmadı. İlk defa bana sarılmadı. Ona dönmeyecektim. Kendimi uykuya zorlamaya çalıştım. Ne kadar uğraşsamda bir türlü uyuyamıyordum. Bedenim ne cabuk alışmıştı ona. Kendimi artık tanımıyordum. Kalbim çoktan onun olmuştu, şimdi bedenimide kaybediyordum. Ondan biraz uzaklaşsam nefes alamıyordum..

TUTSAK "Aşkın Esiri" (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin