bölüm 33

22.6K 969 58
                                    

Resimde Yavuz'un tiren yoluna bağlı her yeri kan içinde, gözleri bandajla bağlanmış olarak gördüm. onu öyle görünce ağzımdan bir hıçkırık feryat etti. Gözlerimdeki yaşlar daha çok hızlandı. Elimin titremesinden resim yere düştü. ikinci resme baktığımda, tirenin oradan geçme saati yazıyordu. hemen kolumdaki saate baktım. Bir saat kırk beş dakka vardı tirenin oradan geçmesine. Hemen üçüncü resime baktım. Adres belirtilmişti. Hızlıca yerimden kalkıp kapıya doğru koştum. Kapıdan çıkıp garaja doğru ilerledim. Nolur arabama birşey olmasın nasıl yetişirim. Garajın üzerinde bir kaç kurşun izi vardı hemen garajı açıp içeri girdim. Arabama atlayıp çalıştırdım. Gaza köklenip garajdan uçarcasına çıkıp bahçe kapısını kırıp çıktım. Şimdi hiçbirşey umrumda değildi. Bir an önce yetişmem gerekiyordu. Yola koyulup son hızla ilerlemeye başladım. Arada kolumdaki  saate bakıyordum. Kalbim korkudan hızlı hızlı atıyordu. Yetişemem korkusu bütün benliğimi sarmıştı. Gözlerimden yaşlar süzülüyordu. Ben ona dokunmaya kıyamazken, o iyi olsun diye onsuzluğa katlanırken, bir başkası onun canına kastediyordu.
Bir elimin tersiyle gözlerimi sildim, birdaha onu asla bırakmayacaktım. Esra umrumda değildi. Bir kilo metre kalmıştı bir anda arabanın ön tarafindan duman çıkmaya başladı. Korkuyla aniden firen yapıp kendimi arabadan dışarı attım. Araba büyük bir gürültüyle havaya uçtu. Yuvarlanarak gidebildiğim kadar uzağına gittim. Durup kollarımla kafamı sakladım. Arabadan parçalar etrafa dökülmeye başladı. Büyük bir parçası yanıma düştü. Korkuyla ve şaşkınlıkla, gözlerimi kocaman açıp düşen parçaya bakıyordum. Hızlıca ayağa kalkıp koşmaya başladım. Düşmenin etkisiyle Ayağım feci ağrıyordu. Acıyı yok sayarak koşuyordum. Yetişmem gerekiyordu. az kalmıştı o kadar hızlı koşuyordumki ayağımdaki terlikleri çıkarıp attım. Üzerimde yattığım gecelik vardı. Ayakkabı giyme bile aklıma gelmemişti. Anahtar arabanın üzerindeydi zaten.
Tiren yolu uzaktan görünmeye başladı. Nefes nefese kalmıştım. duramazdım 20 dakika kalmıştı. Son hızla koşuyordum. Bir an ayağım takılıp ağzı üstü yere kapandım. Dudağımdan kan akmaya başladı. Elimle kanı silip ayağa kalkıp tekrar hızlandım. Uzaktan tirenin geldiğini görünce kalbim korkuyla hızlandı. Daha hızlı koşmaya başladım. Yavuz'u sonunda gördüm. Az kalmıştı tirenin gelmesinede. En sonunda Yavuz'a ulaşıp yanına diz çöktüm. Nefes nefese kalmıştım. Hemen ellerini çözmeye başladım. İkinci elini çözdüm.

Elvan.

Onun sesini duyunca içime bir sevinç kapladı. Beni nasıl tanımıştıki. Ayaklarını çözerken, tirenin sesi çok yakından geldi bakışlarımı tirene çevirdiğimde son hızla üzerimize geliyordu, bakışlarımı tekrar ipe çevirdim. panik yaptığımdan ipi çözemiyordum.

Sakin ol.

Sakinleşmeyi bekleyemezdim. İpi zorlukla çözüp kolundan tutup raylardan düşürüp biraz yuvarlandık. Çektiğim an tiren son hızla raylardan geçti. Son anda kurtarmıştım. Gözlerim kapalı nefesimi düzene girmesini bekliyordum. Biraz sakinleşince gözlerimi yavaşça açtım. Onun gece karası gözleriyle karşılaştım. Üzerimdeydi gözlerini kırpmadan beni izliyordu. Bakışlarım kenetlendi. O nu bu kadar özlediğimin farkında bile değildim. Taki şimdiye kadar. Öyle bakıyorki içime işliyor bakışları. O bana böyle bakmaya devam ederse kalp kırizinden gidebilirdim. Bedenimi tatlı sızlamalar sarmıştı bile. Kokusu ne olursa olsun kendini kaybetmiyordu. Kan konusunu bile bastırıyordu. Üzeri çıplak göğsünde derin bıçak yarası vardı. Kaşı yarılmış kan hala taze görünüyordu. Onu ne hale getirmişlerdi  böyle.

Bir süre o şekilde durduktan sonra üzerimden yavaşça çekildi. Gözleri hala benim gözlerimdeydi. Ayağa kalkıp elini bana uzattı. Yavaşça çekinerek elimi onun elinin içine bıraktım. Elimi sıkıca tutup beni ayağa kaldırdı. Bir anda kendine çekti. Elimi bırakıp yanaklarımı sardı elleriyle. Bakışlarını dudaklarıma indirdi. Baş parmağıyla dudağımdaki yaraya hafifçe dokundu. Bana yavaşça yaklaşıp dudağımdaki yaraya küçük bir öpücük bırakıp kendini geriye çekti. Yanağımı okşayarak konuşmaya başladı.

Özür dilerim. Seni tehlikeden uzak tutamadım. Çok denedim seni benden uzaklaştırmayı. Yapamadım. Seni koruyamadım. Affet beni. Senin hicbir suçun yokken sana yaşattıklarım için. Affen beni. Seni ölesiye sevdiğim için.

Duyduklarımla gözlerimden yaşlar süzülmeye başladı. Parmaklarıyla yaşları usulca sildi ve tekrar konuştu.

Ağlama. Senin bir damla göz yaşına dünyayı yakarım baş belası.

  Sevinçten uçuyordum.  Oda beni seviyordu. Benim hissettiklerimi oda hissetiyordu.
Elimi kaldırıp yanağına koyup okşamaya başladım. Diğer elimide boynundan saçlarına yönelttim. Onu biraz kendime çekip yavaşça dudaklarından öptüm. Küçük öpücükler bırakıp o binlerce kez hayalini kurduğum dudaklarının tadını hissetmeye başladım. Onu o kadar çok istiyordum ki tarif edilemezdi. Hiç bırakmak istemesemde yavaşça uzaklaşıp konuştum.

Özür dilerim. Senin başına bela olduğum için. Sende beni affet. Seni kendimden bile çok sevdiğim için.

Elini yanağımdan yavaşça indirip belime sardı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Elini yanağımdan yavaşça indirip belime sardı. Beni kendine çekip diğer elini yanağımdan saçlarıma geçirdi. Dudaklarım arzuyla titriyordu. Yavaşça dudaklarıma yapıştı. Dudaklarımdaki hissettiğim baskı bedenimin titremesine neden oluyordu. Kalbim olabildiğince hızlı atıyordu. Dudaklarımdaki sızlama bütün yaşadıklarıma bedeldi.

Önce küçük öpücüklerle başlayıp öpücüklerini yavaşça sartlestirip tadını daha çok hissetmemi sağlıyordu. Dudaklarım tatlı bir uyuşmaya başlamıştı. İnanamıyorum o artık benimdi. Gözlerim kapalı kendimi ona bırakmıştım. Alt dudağını emiyor arada küçük ısırıklar bırakıyordum. Kollarımı boynuna sardım. İlkim ve sonum olacaktı. ağzımı biraz aralayınca dilinin dudaklarımdan  usulca ağzımın içinde keşfe çıktığını hissettim. Fafif kahve tadı veriyordu dudakları. Yavaşça dudaklarını dudaklarımdan uzaklaştırıp, anlını anlıma dayadı. nefesini düzene sokmaya çalışıyordu. Elleriyle saçlarımı koşuyordu. Hızlı hızlı nefes alış verişi dudaklarımı istila ediyordu. Verdiği nefec yeni ayrılan fafif nemli dudaklarımı soğuk urpertiyle titretiyordu. Nefes nefese konuşmaya başladı.

Sen beni birgün öldüreceksin baş belası. Bundan sonra yanımdan bir adım uzağıma gitmene izin vermeyeceğim...

TUTSAK "Aşkın Esiri" (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin