bölüm 24

24.7K 987 29
                                    

Gözleri önce beni sonra adamı buldu. Bize doğru yürümeye başladı. adam.

Yaklaşma. Bir adım daha atarsan kızın beynini dağıtırım.

Hala bize doğru yaklaşıyordu. Adam silahı yukarı doğrulttu tam ateş edecekken tanıdık bir ses geldi arkamızdan.

At lan silahı.

Yavuz'un neden bize doğru yürüdüğü belli olmuştu. Arkamızda adamı vardı selim. Bizi nasıl bulmuştuki. Yavuz'un elindeki telefonu farkettim. Nasıl ya depodaki adamın telefonunudamı almıştı?
Belimdeki el yavaşça gevsemeye beni serbes bırakmaya başladı. Yavuz bileğimi kavrayıp beni arkasına çekti. Adama sert bir yumruk geçirdi. Adam yere yığıldı Selim'e dönüp.

adamı arkadaki odaya götür. Ben bir saate kadar geliyorum.

Selim adamı sürüklercesine mutfaktan çıkardı. Ben hala Yavuz'un arkasında onlara bakıyordum. Selim'le adam çıkınca, Yavuz bana dönüp.

Benimle gel.

Bileğimden tutup mutfaktan hızlıca çıktık. Dış kapıya doğru yürümeye başladı. Kapıyı açıp beni dışarı çıkardı. İlerde ağaçların altında arabayı farkettim. Arabaya doğru ilerlemeye başladı. Beni götürecekti. Belkide bir daha görmeyecektim onu. Belki birdaha sesini duyamayacaktım. Kalbim korkuyla atmaya başladı. Ondan bir adım bile uzaklaşmak istemiyordu. Yerimde durdum. Arabaya biraz mesafe kalmıştı. Benim durduğumu farkedince, oda durdu. Bana yavaşça döndü. Yüzü görünmüyordu. Ayın Işığı arkasında kalmıştı, elini bileğimden yavaşça çekip konuşmaya başladı.

Artık gitmen gerek. Sen yakınımda oldukca kafamı hiçbirşeye veremiyorum. Ben kimseyi sevemem. Benim yakınımda kim olursa ölmeye mahkumdur. Bundan sonra beni birdaha görmeyeceksin. Babam konusunda senin bir suçun yok bunu anladım. Kendine yeni bir yol çiz.

Gözlerimden yaşlar süzülmeye başladı. Hayır yapamazdım. Ben onsuz yaşayamazdım artık. Yaklaşıp boynuna sarıldım. Gözlerimi yumup kokusunu içime çektim. Her dakka her saniye özlerken kokusunu. Onsuz bir yol düşünemiyordum. Artık bilmesi gerekiyordu onu ölesiye sevdiğimi. Biraz kendimi toparladım Tam konuşacaktımki. Yavuz'un arkasından üç el ateş adildi. hııııggg diye ses geldi kulağıma. Gözlerim irileşti. Korku sardı bedenimi ona daha çok sarıldım. kulağına.

Nolur bırakma beni.

  Onu tutamıyodum. Elleri yavaşça belime sarıp, beni kendine yapıştırdı. Beraber yavaşça yere yığıldık. Onun kollarında nefes almayı unutmuştum  ağlamaktan "nolur ölme" diyordum. Elleri gevşemeye başladı. Gözleri kapanıyordu. Ben kendimi kaybetmiştim ismini haykırıyordum. Benliğim yaşama sebebim ölüyordu. Heryer silah sesleriyle kaplıydı. Yavuz hic kımıldamıyordu. Ben ona sarılmış, feryat ediyordum. Bu şekilde bırakamazdı beni. Yapamazdı. Onu kurtaracaktım. Üzerindeki gömleği çıkardım. Yırtıp bir parçasını kanayan koluna sıkıca bağladım. Zorlukla çevirip, sırtındaki iki kursun yarasını bulup, gömeğimin diğer yarısını iyice bastırmaya başladım. Sesimin çıktığı kadar Selim'i çağırdım.

Seeeelliiiimmm yavuz ölüyor.

Selim evden çıkıp ormana ateş ederek bize doğru koşmaya başladı. Yanımıza gelince Yavuz'un yanına çöküp, ellerindeki iki silahla ateş etmeye devam ediyordu. Bana doğru dönüp.

Yavuz'u arabaya götürmemiz lazım. Ben Yavuz'u taşıyacağım. Al şunu.

Sol elindeki silahı bana uzattı.

Beeben onu kullanamam.

Hadiiii.

Panikle elindeki silahı kavradım. Ellirim titriyordu doğru düzgün tutamıyordum bile. Selim tekrar konuştu.

Ben arabaya taşıyana kadar onlara ateş edeceksin. Şarjörü yeni değiştirdim. Hadi dediğimi yap.

Kafamı tamam anlamında salladım. İki alimle silahı kavrayıp, ormana doğru ateş etmeye başladım. Hiçbirşey görünmüyordu. Bir kaç kez ateş edince birinin vurulma sesi duyuldu. Daha çok titremeye başladım. Ben birini vurmuştum. Arabanın oradan Selim'in sesini duyunca kendime gelebildim.

Ellvaaan buraya gel cabuk ol hadi.

Ona doğru baktım. Onlar çoktan arabaya yerleşmişlerdi. Arabaya doğru koşmaya başladım. Arabaya ulaşıp arka koltuğa yerleştim. Hâlâ ateş ediyorlardı. arabanın yan camı tamamen kırıldı. Selim arabayla son hızlar dönüp gaza bastı. Araba uçarcasına öne doğru atılmaya başladı. Son hızla orman yoluna düşüp ordan uzaklaşmaya başladık. Birkaç dakika sonra arkamızdan arabayla tekrar ateş etmeye başladılar. Bir kaç manevradan sonra onları uzağımızda bırakmayı başarmıştık. Yukardan arabanın ışığını açıp, Yavuz'a baktım. Terden sırılsıklam olmuş titriyordu. Yaşıyordu başarmıştım. Saçlarından ter damlıyordu. Gözleri kapalıydı. Onu öyle görünce tekrar gözlerimden yaşlar süzülmeye başladı. dayanamıyorum onun acı çekmesine. Ellerimi yavaşça kaldırdım. Ellerim titriyordu. Yavaşça anlına koydum. Yanıyordu çok ateşi vardı. Selim'in sesini duyunca başımı kaldırıp bakışlarımı Selim'e yönelttim.

Elvan konuş onunla. Bilincini kaybetmesine izin verme. Sürekli soru sor. Az kaldı.

Kafamı sallayıp Yavuz'a yaklaştım.

Yavuz beni duyuyormusun?
Hadi gözlerini aç.
Beni duyduğunu göster.

Yavaşça gözlerini açtı. gözlerini gözlerime dikti. Zorlukla konuşmaya çalıştı.

Aağlamaa babaşımın belası.

Hafif Gülümsedim. O iyiydi. Allah'ıma şükür. Gözlerimi sildim hemen.

Bak ağlamıyorum.

Aaferin.

Tamam zorlama kendini. Az kaldı dayan biraz.

Araba son hızla ilerliyordu. Saçlarını oksamaya başladım. Ne kadar ağlamıyorum desemde gözlerim söz Dinlemiyordu. Kalbim artık bana ayit değilmiş gibi davranıyordu. Onu uyanık tutabilmek için saçma sapan şeyler anlatmaya başladım. Arada gözlerini açıyor bana bakıyor tekrar kapatıyordu. 20 dakika gecen yol boyunca hiç susmadım. Bir anda onun sesini duyunca dondum kaldım.

Susus artık öömrümü yedin. Bu gidişle sen öldüreceksin beni.

Zor konuşuyordu.

Tamam tamam sunacağım ama uyumayacaksın tamammı?

Yavaşça kafasını onaylarcasına oynattı. Biraz daha gidince.
Araba bir anda durdu. Arka kapılar açıldı iki tane adam. Yavuz'a yaklaşıp onu yavaşça dışarı çıkardılar. Bende arkasından çıktım, nereye geldiğimizde baktığımda. Burası Yavuz'un dağ evi olduğunu anladım. Bizi neden Hastane değilde buraya getirmişti? Hızlıca yürüyüp Selim'in karşısına dikildim.

Onu hastaneye götürelim. Burda olmaz.

Olmaz elvan. Evde herşey var merak etme. Ben herşeyi ayarladım. Yavuz aradığında her olasılığı düşündüm. Şimdi çekil zaman kaybediyoruz.

Haklıydı  hemen önünden çekildim. Yavuz'u çoktan içeri taşımışlardı bile, o iyi olacaktı selim'e güveniyordum...

TUTSAK "Aşkın Esiri" (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin