bölüm 48

20.9K 724 36
                                    

Bu bölümde +18 var ona göre okumak isteyen okusun.

Sen iyimisin.

Yavuz'un sesiyle kendime geldim. Elimdeki telefonu cebime koyup, gülümseyerek cevap verdim.

İyiyim.

İyi görünmüyorsun.

Ayağa kalkıp ona doğru ilerledim. Kollarımı beline sarıp, gözlerimi kapattım ve cevap verdim.

Çok mutluyum, onları o kadar çok özlemişimki, onlara bakmaya doyamıyorum. Teşekkür ederim herşey için.

Kollarını sıkıca belime sardı, kollarının arasında küçücük kalmıştım. Saçlarımı okşayarak beni daha çok sardı. Herkesin gözü üzerimizdeydi sesler kesilmişti, utanarak Yavuz'dan ayrıldım. Etrafıma baktığımda gülümseyerek bize bakıyorlardı. Sevda yanıma gelip koluma girdi.

Birazda bizimle ilgilen kıskandım.

Ona gülümseyerek sarılıp oyun alanına ilerledik.

🌸🌸🌸🌸🌸

Gün sonunda toparlanıp uzun uzun vedalaştık. Bir sürü pilan yaptık. Hepsine sarılıp arabalarına bindirdim. Herkes gittikten sonra üçümüz kalmıştık. Bizde arabaya yerleşip yola çıktık. Bugünkü mesajdan Yavuz'a bahsetmekte kararsızdım. Belliydi yine kötü birşeyler olacaktı. Belkide ben büyütüyorumdur.

Annemin evinin önüne gelince durup, annemin inmesini bekledim. Ardından bende inip anneme sıkı sıkı sarıldım. O benim herseyimdi. Vedalaşıp arabaya tekrar bindim. Yavuz arabayı çalıştırıp yola koyuldu.
Kafamdaki düşünceler bir türlü beni rahat bırakmıyordu. İçimden dua etmeye başladım, kötü birşey olmasın diye.
Bakışlarımı Yavuz'a çevirdim. Sadece o bana iyi geliyordu ona baktığımda herşeyi unutuyor, sadece ona yoğunlaşıyordum. Dikkatlice yolu izliyordu. biliyordum, benim onu izlediğimin farkındaydı. Saçları dağılmıştı, bugün pek birşeye katılmasada, onada iyi geldiğinin farkındaydım. Bugün tuhaf olan tek şey Yaman'ın davranışlarıydı. Üzerinde bir tedirginlik vardı. Sürekli etrafına bakıyordu. Oyuna adapte olamıyordu. Bu mesajın onunla da ilgisi vardı. Bana mesaj atan kişi onunla da uğraşıyordu. Mutlaka ortaya çıkacak.

Burdamı sabahlayalım? Olur bana uyar.

Onun sesiyle kendime geldim. Biz ne zaman gelmiştik? Gözlerini dikmiş beni seyrediyordu. Hemen toparlanıp arabadan indim. Onun bakışı beni benden alıyordu, heleki bu saatlerde. Ona arzularım gün geçtikçe çoğalıyordu zaten. Yavaş adımlarla eve ilerledim. Bugün çok yorulmuştum. Gidip bir an önce duş alıp kahve yapacaktım kendime. Hava kararmak üzereydi. Cebimdeki anahtarı çıkarıp kapıyı açtım. Dün bana yedek anahtar yaptırtmıştı. Bu benim için iyi olmuştu. Salona girip direk yatak odasına geçtim. Gardıroptan yeni pantolon ve bulüz aldım saat erkendi hemen yatmayı düşünmüyordum. Banyoya doğru ilerledim. Banyoya girince direk suyu açıp küvetin dolmasını beklemeye başladım. Çok terlemistim. Üzerimdeki uzun kollu bulüz terden ıslanmıştı. Küvet dolunca bir çırpıda üzerimdekileri çıkarıp bir köşeye attım. Direk küvetin içine bıraktım kendimi.

🌸🌸🌸🌸🌸

Nerdeyse bir saat banyoda kaldıktan sonra giyinip çıktım. Yavuz'un odaya gitmeyeceğini biliyordum. Saçlarımı kurulayıp adadan çıktım. Salona girdiğimde Yavuz'u göremedim. Mutfak dolabına ilerleyip, birşeyler yatıştırdım. Yavuz dış kapıdan girip direk yatak odasına girdi. En iyisi beklemekti, oda duş almak isteyecektir. Kendime bir kahve yapıp Koltuğa doğru ilerledim. Koltuğa oturup kahvemi yudumlayarak beklemeye başladım.
Bir saat geçmesine rağmen Yavuz'dan ses çıkmamıştı. Hava tamamen kararmıştı. Daha fazla dayanamayıp odaya doğru ilerledim kapıya gelince kapının kolunu yavaşça çevirim kafamı uzatarak içeriye baktım. Yavuz yatağın yanındaki tekli koltuğa oturmuş, gözlerini kapıya dikmişti. Beni görünce gözlerini gözlerime kenetledi. Üzerinde birşey yoktu çıplaktı altında bugünkü giydiği pantolon vardı. Ne yani oda benimi bekliyordu? Yavaş adımlarla odaya girdim. Biraz ilerledikten sonra durup ona bakmaya başladım.
Ayın aydınlattığı karanlık odada tek ses nefes sesimizdi. Ne o konusuyor ne ben. Gözlerimi kırpmadan, ayın bir tarafını aydınlatan yüzünü izliyordum. Uzun kirpikleri gölgelenip elmacık kemiğine düşmüştü. Dolgun dudakları tek çizgi halinde ifadesiz bana bakıyordu. Yavaşça kalktı oturduğu yerden ve yavaş adımlarla bana doğru gelmeye başladı. Geriye doğru adım atmamak için kendimle büyük bir mücadeleye girdim. Yavaş adımlarla bana yaklaştıkça, kalbim göğüs kafesimi parçalayacak gibi atmaya başladı. Parmak uçlarımızın birbirine değmesiyle irkildim. Ama geri çekilmedim. Kısılmış ve koyulaşmış gözleriyle bana bakmaya devam etti. Sağ elini yavaşça kaldırıp yüzüme düşen saç tutamımı aldı ve parmaklarının arasında okşamaya başladı. Sıcak nefesi yüzümü mest ediyordu sanki. Nefesim hızlandı kesik kesik nefes almaya başladım. O kadar güzel kokuyorduki derin nefes alma dürtüsünü yok sayamadım. Kokusunu derince içime çektim. Birdaha bırakmak istemiyor gibi yavaşça geri bıraktım. Dudakları yavaşça kıvrıldı. Hoşuna gitmişti sanırım. "Yavuz" diye fısıldadım. İşaret parmağını bubaklarıma koyarak "şşşşşştttt" diyerek susturdu beni. Dudağımdaki parmağını yanağımdan boynuma doğru Sürttü, bu hareketiyle gözlerim hazla kısıldı. Saçlarımı omzumdan arkaya iterek, kendine açtığı alana yaklaştı. Ve derin bir nefes aldı.

TUTSAK "Aşkın Esiri" (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin