bölüm 19

28.3K 1K 93
                                    

Tatilden döneli bir hafta oluyor. Onu görme umudum gün geçtikçe azalıyordu. İçimdeki özlem dayanılmaz bir hal almıştı. kendimi bu kadar kaptırdığıma inanamıyordum. Gün geçtikçe onu ne kadar çok sevdiğimi anlıyordum. Artık hiçbirşeyden tad alamıyordum. kızlar arıyorlar. Cevap vermek konuşmak içimden gelmiyordu. Emir dört dönüyordu etrafımda. Beni biraz güldürmek için kaç takla atıyordu ablasının bir tanesi. Yavaş yavaş oda pes ediyor. Beni kendi halime bırakıyordu artık. Elimden hiçbirşey gelmiyordu. Onları üzmek istemiyorumdum. Nasıl açıklayabilirdim onlara?  Hayatımızı zindan eden adamı seçti kalbim diye. ben onlardan daha çok istiyordum eskisi gibi olmak. Ama olamıyordum. Düzelmem gerekirken, gün geçtikçe daha kötüye gidiyordu hislerim. Onu unutmam gerekirken daha çok özlüyordum.

Camdan dışarı bakıp düşüncelere dalmıştım, her zamanki gibi. Odamın kapısı açıldı. Bakmama gerek yoktu biliyordum ya annem yada kardeşimdir. Kızları görmek istemediğimi,  bir kaç gün önce söylemiştim. O yüzden onlar girmiyordu odama. Annemin sesini duydum.

Hadi kızım kahvaltı hazır aşşağıya gel.

Canım istemiyor anne.

Bana doğru yaklaştı elini belime koyup oksamaya başladı.

Kızım ne olur böyle yapma. Benide üzme. En azından yemeklere in aşşağıya. Çık artık bu odadan. Neyin olduğunu söyle artık bize.

Anneme doğru döndüm. gözlerim dolmuştu sözlerinden. Ben istermiyim onu üzmek? Bilerek yaparmıyım böyle bir şeyi? Ama kendime engel olamıyordum. Onun yaptığı kötü şeyleri düşünerek belki biraz olsun azalır diye uğraşıyordum. Neden işe yaramıyordu? Neden beni suçluyordu vicdanım? Neden hak ettiğimi söylüyordu? içimden hiçbirşey yapmak gelmiyordu artık. Sadece onu görmek istiyordum. Onu çok özlüyordum.
Anneme sarıldım.

Tamam anne geliyorum birazdan.

Yüzümü okşayıp öptü. Kapıya doğru ilerleyiop, kapıdan çıktı. Yavaşça kapıyı kapattı. Gözlerime dolan göz yaşı usulca kendini dışarı atmaya başladı. Her baktığında daha çok çoğalıyordu içimdeki keder. Gözlerimi sildim. Dolabıma doğru yürüyüp giyecek birşeyler çıkardım. 
Üzerimi değişip, aşşağıya indim. Salona doğru ilerledim. Salona girince Emir koltuğa uzanmış telefonla uğraşıyordu. Yanına gidip alnından bir öpücük kondurdum. Beni yeni farketmiş olmalı, şaşırarak yüzüme bakıp.

Abla

Şaşkınlığı üzerinden atıp, Gülümsedi

Gel abla otur.

Gösterdiği yere oturdum. oda başını bacaklarıma koyup uzandı. Saçlarıyla oynamaya başladım. Özlemiştim onun saçlarıyla oynamayı. Koklamayı. Salona biri daha girdi. Bunun burada ne işi var yaaa. Emir in arkadaşı Yiğit.

Ooooğğğğğ bizim işe yaramaz inmiş aşşağıya.

Sinirle yanımdaki yastığı sertçe Yiğit'e fırlattım.

Sinirle yanımdaki yastığı sertçe Yiğit'e fırlattım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
TUTSAK "Aşkın Esiri" (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin