bölüm 31

23.1K 852 30
                                    

  Ertan'ı ben öldürdüm. seni öldürecekti. Buna izin veremezdim. Kardeşinide tehtit ettim. annenle seni korumak için suçu üstlendi.

  Olay anı: boynundaki kolunu öyle sıkıyordunki acıyla gözlerim kapandı. Silah sesini duyunca gözlerimi açtım. Emir'in elindeki silahı gördüm. Bir anda boynumdaki el gevşedi ve adam yere düşmüştü. Etrafıma baktığımda bizden başka kimse yoktu.

Şimdiki zaman: Ne yani ben yıllarca hiç yapmadığımız cinayet yüzündenmi vicdan azabı yaşadım? Ben yalancı şahitlikle kardeşimi koruduğumu sanırken, aslında omu bizi koruyormuş. Yada koruduğunu sanıyormuş. O kadar işkence gördü günlerce, tek kelime etmedi.

Olay anı: üzerimdeki şoku atınca. Polisler gelmeden kardeşimi oradan göndermiştim. Bende ölen kızların yanina gidip yere çöktüm ve polislerin gelmesini bekledim. Polisler geldiğinde yüzümü kapatmıştım. Odanın köşesinde buldular beni. Beni dışarı çıkardılar. Olayın tek tanığı bendim. Ama anlamadığım birşey daha vardı. Ne söylediysemde, ertan denen adımın bizi kaçırdığını ikna edemedim. Neymiş bununla ilgili delil yokmuş. Bir şekilde onun yaptığı kadın tacirliğini örtbas etmişlerdi.

Şimdiki zaman:  gözlerimden yaşlar süzülmeye başladı. Silah sesiyle yerimden sıçradım. Yavuz'a baktığımda elinde silah vardı. Mert kanlar içinde asılı duruyordu. Yine bir cinayete tanık oluyordum. Ben henüz duyduklarımı sindirmeden bir değeri yerleşmişti hafızama. İlki canımın içi olan kardeşim tarafindan sandığım cinayet ikincisi kalbim, benliğim, herşeyim. Olan sevdiğim tarafından işlenmiş cinayet.
Yavuz'un gözlerindeki öfke ve kin insanın içine işliyordu. Bakışlarını bana dikmişti. Artık herşey ortaya çıkmış saklı hicbir sır kalmamıştı. Peki ya şimdi ne olacaktı? Yavuz hapsemi girecekti? Ben bir daha onu göremeyecekmiydim?
Silahını montunun altına arkaya takıp bana doğru yürümeye başladı. Mert'e bir kez daha bakmaya cesaretim yoktu. Herşey bir nevi benim yüzümden olmuştu. Olaylar hep benim üzerimden dönmüştü. Ben Olmasaydım emir işlemediği suçu üstlenmek zorunda kalmazdı. Ben Olmasaydım Mert Ertan  denen adamı öldürmek zorunda kalmazdı. Ben Olmasaydım Mert konuşup ölümüne imzasını atmış olmazdı. Bunlar olmasaydı ben Yavuz'u tanımamış olurdum. Kalbim onu seçmiş olmazdı. Bu nasıl bir döngüydüki herşey planlanmış gibiydi işte şimdi kadere inanıyordum.
Yavuz dibime gelmiş beni izliyordu. Gözlerindeki yaşlar herşeyi haykırırcasına süzülüyordu. Ben hiçbir şeyin farkında değildim. Kafam o kadar doluki, dünya yerle bir olsa farkedeceğimi sanmıyordum.
Bileğimdeki elle kendime geldim. Beni dış kapıya doğru götürüyordu. O kadar halsiz hissediyordumki. Tek bir adım atacak gücüm yoktu artık. Bir anda dengemi kaybettim. Tam yere düşecekken, bileğimden çekip beni kollarının üzerine aldı. Beni kendine iyice çekip taşımaya başladı. Kendimi zor tutuyordum gözlerimi kapamamak için. En sonunda yenildim gözlerim yavaşça kapandı. Yaşadıklarım çok ağır geliyordu artık bedenim yenik düşüyordu. bilincimi kaybediyordum.

Elvan iyimisin? Kendine gel baş belası.

Son olarak onun sesini duydum. Haklıydı ben tam bir baş belasıydım. Artık karanlıkla buluşma zamanıydı. Yavaşça karanlığa gömüldüm.

🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸

Odamdaki cam kenarına oturmuş, düşüncelere dalmıştım. Bir haftadır yaptığım birşey de yoktu. Mert'in ölümünden sonra bir hafta geçmişti. gözlerimi açtığımda kendimi odamda bulmuştum. Nasıl geldim hiçbir fikrim yoktu. Olay hiçbir yerde duyulmadı. Yavuz'a mı ne oldu? onu birdaha görmedim. Evinede gitmedim. Bir haftadır evde bir koşuşturma vardı. Kardeşim Gizem'le evleniyordu. Düğün hazırlığı vardı. Ben genelde odamda proje çiziyordum. Ha bu arada tutsak olduğum günler çizdiğim bir defter vardı ya. İçinde servet yatan projelerim. O gün gözlerimi açtığımda  masamın üzerinde gördüm. İçindede bir not vardı.

Notta yazanlar: Önünde uzun bir yol var. Artık hayata yeni bir sayfa açma zamanın geldi. Olanları unut dememiyorum sana. İstesende Unutamazsın. Yapman gereken tek şey herşeyi zamana bırakıp yoluna devam etmen. Kendine iyi bak baş belası.

Bu not onun vedasıydı. Ne kadar sevsemde birşeyleri kabullenmiştim. Onun dediği gibi hayatı akışına bırakıyordum artık. Başarıyordum da. Onu çok özlüyordum ama yinede başarıyordum.

Kapımın çalmasıyla düşüncelerimden sıyrıldım. Bakışlarımı kapıya çevirdim. Annem yavaşça içeri girip bana doğru yürüdü. Kollarını açıp bana sarıldı. Saçlarıma kocaman kokulu bir öpücük bıraktı. Biraz bekleyip konuştu.

Hadi kızım daha hazırlanmamışsın. Bir saate kadar düğün salonuna geçeriz. Herşey hazır, birtek sen hazır değilsin. Kuaföre gitmeyecekmisin?

Ondan biraz uzaklaşıp yüzüne Gülümsedim ve cevap verdim.

Hayır anne saçımı kendim yapacağım. biliyorsun kimsenin dokunmasını sevmiyorum saçlarıma. Yarım saate hazır olurum. Merak etme canımın içi evleniyor hiç geç kalırmıyım, bu onun en mutlu günü.

Annem yavaşça arkasını dönüp kapıya doğru ilerledi. Üzerinde koyu mavi uzun elbise vardı. Sarı saçları beline kadar buklelek halinde iniyordu. Yaşına rağmen o kadar genç gösteriyorduki. Annem değilde ablam sanıyorlardı. Bakımlı bir annem vardı. Babamdan sonra hiçkimseyle evlenmeyi düşünmedi. Onların aşkı dillere destandı zaten.
Kapıdan çıkmadan bana döndü ve gülümseyerek konuştu.

Seni aşşağıda bekliyorum kızım.

Bende gülümseyerek cevap verdim.

Tamam anecim.

Kapıdan çıkıp kapıyı yavaşça kapattı.
Yurt dışına gitme gününden beri kızlarla aram bozuktu. Haklıydılar yüzüme bile bakmasalar saygı duyardım. Yinede bana kıyamadıklarından benimle konuşuyorlardı. Ama arada bir tık mesafe vardı. Ne diyelim zamanla gönüllerini alırım artık.

Yavaşça kalktım yerimden düğün için aldığım elbisemi yatağın üzerinden alıp hızlıca giyindim. Beyaz önü kısa arkası uzun omuzları açık sırt dekolteli göz kamaştıran bir elbiseydi. Boğazda ve belinde kırmızı detaylarla süsleyip elbiseye hareket katmışlar. Üzerime tam oturdu. Aynada kendime baktığımda. Tam puğan verdim. Saçlarımı güzel bir şekilde topuz yaptım. İki yanımdanda sac çıkarıp hafif dalga yaptım. Elbise zaten çok gösterişiydi, o yüzden küçük mat inciler kullanmayı tercih ettim.
Göz makyajını yoğun yapıp dudaklarına dudak rengi ruj kullandım. Gözlerimi ortaya çıkarmayı seviyordum. Saate baktığımda yarım saati geçiyordu.
Dolabıma ilerleyip ayakkabı bölümünden beyaz mat sitiletto tercih ettim, elbise yeterince gösterişliydi zaten. Hiç bir zaman kararsız biri olmadım. Kararlarımda hep net biri olmuşumdur.
Artık hazırım...

TUTSAK "Aşkın Esiri" (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin