IV.

215 12 5
                                    



Rüveyda

İki Nisan Caddesi(Van)/4 Ekim 1992 Pazar

Ne zaman bitecekti bu göçebe hayatım, hiç bilmiyorum. Öyle bir hayat ki neredeyse her şeyim yarım kalmıştı. Ne arkadaşlıklarım tam olmuştu ne de bir yere ait hissedebilmiştim kendimi. Bu yıl da aynı şey olmuş ve babamın tayininden dolayı aklımın ucundan bile geçmeyen bir şehirde buluvermiştim kendimi. 

Bu şehirde ilk akşamımızdı ve nedenini bilmediğim garip bir his vardı içimde. Heyecan diyeceğim ama sanki daha başka bir şeydi. Yarın yeni bir okula başlayacaktım ve muhtemelen beni böyle geren şey bu idi. Belki de kalkıp çantamı hazırlamalıydım ama yanıma hiçbir şey almamıştım. Ne bir kitabım vardı ne de defterlerim. Sadece günlüğüm. Evet, yıllardır hiç aksatmadan yazdığım ve şimdi birkaç cilt olan günlüğüm. Madem çantamı hazırlamak gibi bir derdim yoktu. O halde günlüğüme bu günü not etmenin tam zamanıydı.


Sevgili Günlüğüm


Daha birkaç saat oldu Van'a geleli.


Babam bizden önce geldiği için vardığımızda, evimizi yerleştirilmiş bir halde bulduk.


Sadece bavullarımızı boşaltmak için biraz uğraştık.


Elbette kardeşlerimle geleneksel oda kavgamızı da yaptık.


Ama bu kez benim dediğim oldu.


Yavuzla Yağız'ın penceresi arka tarafa bakıyor, benimkiyse öne.


Kavga faslımızdan sonra hep beraber dışarı çıkıp biraz yürüdük.


Evimiz İki Nisan Caddesi diye bir caddeye bitişik bir sitenin içerisinde.


Bu caddeyi düz devam edince Van Kalesi'ne varabiliyormuşuz.


Biraz yorgun olduğumuz için bunu başka bir güne erteledik.


Ama ne yalan söyleyeyim; kaleyi çok merak ediyorum.


Van'a gelirken uçağın camından görmüştüm.


Gölün hemen kıyısında ve sanki göle sokulmuş geniş ağızlı bir kama gibiydi.


Ayrıca çok büyüktü.


Hatta biraz dikkatli bakınca sanki yere çökmüş bir deveyi andırıyordu.


Bugün pek bir iş yapmadım ama yolculuktan olsa gerek şu anda çok uykum var.


Bu yüzden bu akşamlık bu kadar sevgili günlüğüm.


Az yazdığım için lütfen gönül koyma.


Söz yarın daha uzun yazacağım :))


(4 Ekim 1992/Pazar)



***

Kabadayı 1908 (Kitap Oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin