32.Bölüm - Sürpriz Teklif

747 63 8
                                    

Songülle Güney sabah erkenden yola çıkarlar. Güney araba kullanırken Songül de yanındaydı...

Güney : senin de ehliyetin olsaydı keşke, istediğin yere giderdin ben yokken

Songül : bunca zaman arabam mı vardı sanki? gideceğim yere giderim ben merak etme.

Güney : iyi tamam.. istersen öğretebilirim

Songül : valla mı?

Güney : evet, hatta hadi geç yer değiştirelim...

Songül : şimdi mi? Sonra yaparız sevgili...

Güney : tamam..

Songül : hala nereye gittiğimizi söylemeyecek misin?

Güney : Uludağ, Uludağ'da bir otel ayarladım...

Songül : kayak mı yapıcaz?

Güney : evet.. olmaz mı?

Songül : ben bilmiyorum ki, kayamam kayak falan

Güney : kocan ne güne duruyo, ben öğreticem sana...

Sadri, Meralden şikayetçi olmadığı için çarptığı kadına teşekkür etmek amaçlı onu yemeğe çağırır. Meral arkadaşlarını da çağırmıştı, zaten kızların hepsini daha önce hastanede kadını görüp tanışmışlardı...

Balayına gittikleri için Songülle Güney yoktu...

Meral : Arzu abla, ne desem boş, çok teşekkür ederim

Arzu : ben dalgındım, senin suçun yoktu...

Serkan ise kadına bakıyordu, çok garipti, sanki onu daha önce tanıyor gibiydi.. biraz daha baktığında nerde gördüğünü hatırlamıştı. Arzu'yu daha önce çalıştığı kafede görmüştü.hatta kadın ona dikkatli şekilde bakıyordu, Serkan sorunca da birine benzettiğini söylemişti..

Serkan : biz daha önce karşılaşmıştık dimi?

Arzu : şey... bilmem ki oğlum...

Serkan : kafede, beni birine benzettiğinizi söylemiştiniz

Arzu : olabilir evet...

Meral ve diğerleri kalkıp bahçeye gittiğinde Sadri, Arzu ile konuşur...

Sadri : herhangi bir ihtiyacınız var mı? Yani maddi manevi yanınızda olmak isterim. Torunumu büyük bir dertten kurtardınız siz...

Arzu : hayır, çok teşekkür ederim

Sadri : lütfen, illaa ki ufak bir ihtiyacınız bile olsa vardır...

Macide : Sadri'cim yokmuş ihtiyacı işte, zorlamasan...

Sadri : olmaz öyle Macide... siz ne olur söyleyin, elimden geleni yapıcam...

Arzu : yani, aslında var

Sadri : söyleyin lütfen

Arzu : ben bundan 18 yıl önce ikizlerimi bir aileye verdim, çok iyi ve zengin bir aileydi, çocukları olmuyormuş, ben de o zamanlar çok fakirdim, kendimi bile doyuracak param yoktu, onları vermek zorunda kaldım. Ama onları görmek istiyorum, bulmak istiyorum...

Sadri : aa ben de torunumu aradım bu şekilde, merak etmeyin, sizin çocuklarınızı da bulucaz, ben hemen avukatlarıma haber vericem, siz hiç merak etmeyin...

Arzu : çok teşekkür ederim.

Arzu gittikten sonra Sadri, bizimkilerle sohbete başlar...

Sadri : okul nasıldı çocuklar? Memnun musunuz? Notlar nasıl?

Herkes iyi olduğunu söyler, gerçekten de öyleydi...

Sadri : Meral aslında aklımda senin için bir hediyem var...

Macide : yeni bir araba mı?

Harika gözlerini devirir...

Sadri : hayır Macide, ama torunumun sevineceğini düşündüğüm birşey...

Meral : nedir dedecim?

Sadri : bizim Abantta bir evimiz var, temizlettik, tüm odaları hazırlattık, bir hafta orda arkadaşlarınla kalabilirsin istersen..çocuklar hepiniz gidebilirsiniz...

Meral : dedecim!!! Gerçekten mi?  Bu harika olur, çok sağol dedecimmm. gideriz dimi kızlar? Hepimiz gidiyoruz, mızıkçılık yapmak yok

Serkan : teşekkür ederiz, ben çalışıyorum biliyorsunuz, beni pas geçin

Meral : tamam, seni affedebilirim...

Kızlar önce birbirlerine bakar, hepsinin fikir alması gereken sevgililileri vardı...

Kızlar eve gidince düşünürler...

Kader : gidicek miyiz kızlar?

Cemre : Abant'a mı? yok ben gidemem, çalışıyorum biliyorsun. Ama siz gidin

Eylül : o zaman biz de gitmeyelim...

Kader : aynen aynen

Cemre : saçmalamayın. siz gitmezseniz Meral de gitmez, üzülür bu sefer, Sadri dedeye de ayıp olur

Kader : ama sen burda çalışırken biz tatil mi yapıcaz?

Cemre : sonra sen de işe gireceksin Kader. sen çalışırken de ben tatil yapıcam ona bakarsan...

Kader : orası öyle tabii... o zaman ben Cenk'e haber veriyim, gelir mi acaba?

Cemre : gelir tabii, onu affet diye ne kadar uğraştı zaten

Kader'in yüzü gülüyordu...

Eylül : ben de çekimim olmazsa giderim.

Kader : keşke Songül de olsaydı...

Eylül : o kocasıyla mutlu, zaten balayındalar

Kader : doğru...

Eylül ajansla konuşur, gidecekleri hafta çekimi yoktu. Rüzgara da haber verir...

Songülle Güney gidecekleri oteli bulmuşlardı. Güzel bir oteldi, lüks ama şatafatlı değildi...

Songül : oğlum burası çok güzelmiş..

Güney : fotoğraflarından daha güzelmiş harbiden...

Balayı odası olduğu için odanın her tarafı gül ve mumlarla kaplanmıştı...

Songül : bu ne lan? Çiçek bahçesine çevirmişler burasını... yerdeki mumlar ne ayrıca? Yangın falan çıkıcak...

Güney : romantiklik onlar karıcım... hani biz balayı çiftiyiz ya...

Songül : şebeklik yapma Güney...

Güney : dışarı çıkalım mı?

Songül : yok ya, iyi değil miydik böyle?

Güney : bu kadar çok odanın tadını çıkartmak istediğini bilmiyordum karıcım, önceden söyleseydin keşke

Songül : sen ne fesatsın oğlum, yorulmuşsundur kaç saat araba kullandın diye dedim...

Güney : yorgun değilim karıcım...

Kalanların ArdındanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin