54.Bölüm - Hoş Sürpriz

668 61 7
                                    

Güney adrese geldiğinde şaşırmıştı. Songül, tam karşısında, ona günler önce aldığı ama Songülün beğenmediği elbiseyi giymişti. Öylece bakakalır Songüle...

Songül : sürpriz! Doğum günün kutlu olsun sevgili...

Güney : unutmamışsın

Songül : unutmadım. Hatta bunları ben ayarladım...

Güney : o telefondaki kimdi? Sen açmadın...

Songül : yoldan geçen biriydi, öyle söylemesini rica ettim

Güney : kızım sen iyi misin? Kalbime iniyordu. Sana birşey oldu zannettim...

Songül : Merak etme sevgili, iyiyim...

Güney : harbiden, biz neden burdayız?

Songül : doğum günün için işte sevgili?

Güney : yook, onu anladım da, neden burası? yani.. evimize baya uzak, bir özelliği olmayan bir kafe burası, neden burayı seçtin?

Songül, Güney'in elinden tutar ve cama getirir, aşağıyı gösterir... Güney şaşırır...

Güney : aa burası...

Songül : anladın mı şimdi neden burayı seçtim

Güney : bu... aşırı değişik bir gündü...

Songül : aynen... zabıtalardan nasıl kaçmıştık ama...

Güney : bana ilk o gün güvenmiştin...

Songül : o günlerde pek güvenilir bir insan değildin sevgili, kabul et

Güney : evet, belki de haklısın.. ama şimdi? Şimdi ?

Songül : tabii ki güveniyorum sevgili... güvenmesem evlenir miydim?

Güney güler...

Güney : hadi ben acıktım, siz acıkmadınız mı?

Songül : valla ben de acıktım sevgili...

Eylül ve Rüzgar, Feride hanımlara gider. Feride hemen tanır Rüzgar'ı elini sıkar...

Rüzgar : merhaba

Feride : merhaba Rüzgar, bağışın için tekrar teşekkür ederim...

Rüzgar : bir işe yaradı en azından

Feride : tabii ki yaradı. Son zamanlarda pek bağış almıyoruz

Eylül, kardeşleriyle vakit geçirdikten sonra eve dönerler. Rüzgar yeniden ısrar eder...

Rüzgar : Eylül.. bak bugün düşün tamam mı?

Eylül : Rüzgar.. düşünecek birşey yok

Rüzgar : sana evlilik teklifi ettim, hiç mi düşünecek birşey yok?

Eylül : ben bir teklif almadım

Rüzgar : haa, anladım... sen böyle sürprizli falan bir teklif bekliyorsun... böyle çok lafta kaldı, haklısın...

Eylül : ne sürprizi?

Rüzgar : o iş bende, merak etme

Rüzgar göz kırparak gider... Eylül ise anlamsız anlamsız bakakalmıştı arkasından... Eve gittiğinde Eylül, kitabı okumaya devam eder...

" Yavaş yavaş yol ayrımlarımız belli oluyordu. Bu kızın hayalleri vardı, küçüklükten beri gelinlik ve düğün hayalleri kuran o klasik romantik kızlardandı. Ben ise asla evlilik düşünmeyen, hatta bunun bir saçmalık olduğunu düşünen biriydim, çoğu insan bu yüzden beni odunlukla suçlayabilirdi, açıkçası umrumda da değil. Bu benim tek kesin doğrum. Aşırı derecede farklı karakterde iki insandık, ki en ufak bir konuda bu belli oluyordu...

Bir imza ile insanlar ömür boyu birbirine bağlı olacağını düşünüyor ama hepsi yanılıyor. Herkes o bir imzanın ve aptal kırmızı defterin verdiği güvenle birbirinin arkasından türlü oyunlar döndürüyor. Eylül gibi romantik kızlar da bunu göremiyor işte. Ona anlatmaya çalıştım bunu. O ise herkes gibi beni çocuklara tahammül edemeyen, romantik olmaktan uzak, huysuz biri olarak görmüştü. Haksız mıydı? Beni bağlılık problemi olan biri olarak gördü, arkadaşlarımla tanıştırmıyormuşum çünkü onu bırakacakmışım. Oysa ben onu ailemle tanıştırdım. Onun ailem olarak gördüğü insanlarla yani.. Çok mutlu olmuştu onlarla tanıştığında. Ama sırf o alkolik ve hapçı arkadaşlarımla tanıştırmıyorum diye suçladı beni, hatta bağırdı. Sindim bir kenara. sustum. Utanıyor musun diye sordu bana, yanlış anlamıştı, ama haklıydı utanıyordum. Ama ondan değil, Eylül benim bu hayattaki tek doğrum, ve tek gurur kaynağımdı, bu yüzden utandığım Eylül değildi, arkadaşlarımdı. Arkadaşım dediğim insanları Eylüle tanıştırmaktan utanmıştım. Ama o beni yanlış anladı ve ayrıldı benden, beni bir boşluğa sürükledi...

Günlerce konuşmadı benle, haklıydı da, böyle bir adamla konuşmaması daha iyi olabilirdi... Onu tanımadan önceki halime dönmüştüm. Kendimi içkiye vurdum, biraz orda, biraz burda kaldım, elime ne tutuşturdularsa içtim. Dağılmıştım, kimseyi duymuyordum, dinlemiyordum... bu ufak tefek, masum kız beni ne hale getirmişti böyle? Farkında olmadan ne kadar alışmışım, ne kadar kendimi kaptırmışım ona..."

Kalanların ArdındanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin