20.Bölüm - Farkına Varma

801 65 13
                                    

Güney : ne? Ne hamileliği?

Songül : Zehra abla ne diyorsun sen ya? Ne hamileliği?

Zehra : kız ayılıp bayılıyosun, tüm gün uyuyosun, şimdi de kusuyosun. Hamilesin işte

Güney : doğru mu bu Songül?

Zehra : yalan mı söylüyorum burda? Biliyoruz da söylüyoruz

Songül : hayır Güney, yok öyle birşey..

Zehra : he he tabii... git doktora da görelim..

Songülle Güney hastaneye giderler...

Güney : Zehra abla doğru söylüyor olabilir mi Songül?

Songül : hayır.. değil. Bilmez miyim ben kendimi? Yok öyle birşey

Güney : olsa güzel olabilirdi...

Songül : ne?

Güney : geçen gün konusu da açıldı ya... Serkan hani şey demişti, anne baba olmak dünyanın en güzel şeyi olabilir diye, belki de doğru diyordur...

Songül : biz amnelik babalık görmedik kimseden.. kendi çocuğumuza nasıl bakıcaz? Belki de Rüzgar haklıdır...

Güney : bence değil... bu Serkanın son zamanlarda söylediği en mantıklı şeydi bence..,

Doktor çağırır ve içeri girerler..

Serkan Cemreyle konuştuktan sonra çıkıp gider. O sırada eve tek başına gelen Eylülü görür...

Eylül: Serkan? Naapıyosun sen burda?

Serkan : seninle konuşmaya gelmiştim.

Eylül: konuşalım...

Serkan: ben özür dilerim Eylül

Eylül: ne için?

Serkan: herşey için... yaptıklarım için... Cemreyle olanlar işte... onların hepsi hataydı Eylül, hem de çok büyük bir hata.

Eylül birşey demez...

Serkan: ben burdayım çünkü... ben bazı şeylerin farkına vardım..

Eylül: ne gibi şeyler?

O sırada kızların evine gelip kaba davrandığı için Eylülden özür dilemeye gelen Rüzgar, ikisini görür ve konuşmalarını dinler...

Serkan : ben... ben seni seviyorum Eylül. Her zaman sevdim, sadece bunu farketmem zaman aldı.

Eylül: sen ne diyorsun Serkan? Yapma

Serkan : seni onunla görmeye dayanamıyorum. Böyle ellerini tutmasına dayanamıyorum.. (ellerinden tutar)

Eylül hemen ellerini çeker..

Eylül: olmaz... unut bunları

Serkan : neden Eylül? Sen de bana aşıksın, biliyorum bunu.. sadece bana inat çıkıyorsun onunla

Eylül: hayır... ben onu seviyorum. Ben seni seviyordum evet, ama bitti. Cemre'ye çıkma teklifi ettiğin gün içimdeki o sevgi kırıntıları da gitti Serkan. Sana karşı birşey yok içimde artık. Aşık falan değilim sana

Eylül tam evine gidecekken, Serkanın söyledikleri onu durdurur...

Serkan : evlenmek bile istemeyen, seninle bir gelecek hayali kurmayan kaba saba birine aşık olduğunu sakın söyleme bana Eylül...

Eylül Serkana doğru geri döner....

Eylül: sen gelecek hayalleri yaptın da nooldu Serkan? Ne oldu şu haline baksana... yalanlarla kandırdın ve oyaladın beni... o en azından en başından açık açık söylüyor ne isteyip ne istemediğini. Ben de bunu bilerek ilerliyorum...

Eylül hemen eve girer.. Cemre ona soru sormaya başlamadan hemen banyoya girer ve ağlamaya başlar...

Rüzgar, Serkana görünmez... ama içeri de girmez. Tahmini doğru çıkmıştı işte.. Serkan Eylüle hala aşıktı. Üstelik bunu kızın sevgilisi varken ona söyleyecek kadar yüzsüzdü... Ama o da böyle kaba davrandıkça kendisini Eylülden uzaklaştırıyordu... sakin olmaya çalıştı... sakin olmalıydı, yoksa Eylül ondan uzaklaşacaktı ve altın çocuk Serkan kollarını açıp onu bekliyor olacaktı...

Doktor Songülden birkaç tahlil ister, sonuçlar ertesi gün çıkacaktı. Eve geldiklerinde Güney onun üstüne titrer...

Güney : birşey istiyor musun Songül? Alayım istersen

Songül : sevgili hamile değilim...

Güney : olsun... hem doktor da yüksek ihtimal hamile olduğunu söyledi...

Zehra : dedim size..

Ertesi gün hepsi okuldaydı... Eylül, Rüzgarı görür ama bakmadan yanından geçer..

Rüzgar : Günaydın güzellik

Eylül: Günaydın

Rüzgar : dün kaba davrandığım için özür dilerim, gerçekten özür dilerim... ben bazen kendime hakim olamıyorum

Eylül: neyse...

Rüzgar : dün nereye gittin?

Eylül : kardeşlerime bakmaya

Rüzgar: anladım...

Eylül: aslında seninle birşey konuşmam lazım... dünden beri bunu düşünüyorum, yani nasıl söylerim diye..

Rüzgar korkmuştu... ayrılacaktı işte.. dün çok üstüne gelmişti. Serkan da aklını karıştırmıştı işte, ayrılacaktı...

Rüzgar : ayrılacak mısın benden?

Eylül : ne? Hayır.. sadece birşey konuşmam lazım. Ama şimdi değil, sonra konuşalım olur mu?

Rüzgar rahatlamıştı.. konuşacağı konuyu merak ediyordu...

Güney ise mutlu bir şekilde gelmişti okula... Eylül Rüzgar ve o an yanlarına gelen Serkan da bu mutluluğu farketmişti...

Güney : gel kardeşim gel...

Serkan : kardeşim hayırdır? Güzel bir haber mi var?

Güney : bir değil aslında, iki.. gerçi biri çok kesin değil ama bence doğru...

Güney : öncelikle anneme dava açmıştım ben. Davayı kazandım, baya bir para alıcam... ama parayı alana kadar Songüle birşey söylemicem, sürpriz olcak...

Eylül : e bu süper bi haber... Songülün çalışmasına da gerek kalmaz

Güney : çalışmayacak zaten... bu para olmasa da çalışmayacak. Gerekirse okulu bırakırım...

Eylül: nooldu ki?

Güney: baba oluyorum...

Kalanların ArdındanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin