109.Bölüm - Hesap Sorma

496 52 11
                                    

Serkan ilk iş Pelin'e gitmişti, çok sinirliydi..

Serkan : naaptın sen?! Naaptın?

Pelin : iyiliğin için yaptım! Bağımlı olmana göz yumamazdım, yolun başındasın, kurtar kendini

Serkan : bırak ya bırak! Anneme söylemek nedir? Olmıcam tedavi falan! Eğer sende geleceksen olurum...

Pelin : Serkan benden geçti, bitti benim için... ölücem ben

Serkan : saçmalama.. deme öyle

Pelin : beni umursayan bi tek sen varsın, geri kalan herkes paranın peşinde, kendi ailem bile beni takmıyo... ama sen yanımdasın... neden?

Serkan : çünkü ben... ben sana aşık oldum

Güney  önce avukatla boşanma için görüşür. Oğlunu da almak istiyordu. Avukatla bu konuyu görüşür. Sonra da okula gider, Songül gelmemişti. Kenanı arar, bulamayınca derse gider. Haberi alan Songül yıkılmıştı...

Songül : inanmıyorum ya?! Hem bana inanmayıp çekip gidiyo, hem de oğlumu elimden almaya çalışıyo...

Hemen Güneyi arar...

Songül : sen nasıl bir insansın ya? Oğlumu benden ayırmak ne demek?!

Güney : oğlumu alıcam senden. O adam mı bakıcak oğluma? Göz yumamam buna... sen elin adamıyla gezerken oğlun çok mu umrundaydı?

Songül: seni aldatmadım gerizekalı... ama oğlunu unut! O bende kalıcak... sen de herşeyi anladığında kapıma geleceksin ama herşey için çok geç olucak Güney Ertürk! Mahkemede görüşürüz, sonuna kadar savaşıcam!

Güney : görücez...

Eylül de fotoğrafçılık kulübünün gezisine katılır. Elindeki telefonla olduğu kadar çekecekti... İstanbul'un en ücra köşelerine, mahallelere girip fotoğraflar çekeceklerdi. Otobüste yanına oturan Rüzgarı görünce şaşırır...

Rüzgar : şaşırmana gerek yok Eylül, bu kulübe seni ben yazdırdım hatırlarsan, zaten yıllardır bu kulüpteyim...

Eylül: biliyorum... boş bulundum sadece

Rüzgar : peki fotoğraf makinen nerde?

Eylül elindeki telefonu gösterir...

Rüzgar : telefon mu? Peki... ama bu daha çok işine yarar...

Boynuna astığı profesyonel fotoğraf makinesini gösterir..

Eylül : şimdilik telefonla idare edicem...

Rüzgar: peki...

Gidecekleri yere gelmişlerdi. Eylül bir yana doğru gider, Rüzgar elinden tutup diğer tarafa geçer...

Rüzgar: beni takip et...

Eylül: herkes bu tarafa gidiyor ama...

Rüzgar : bu manzarayı görmen lazım...

Eylülü çok güzel bir yere getirir, güneş batmak üzereydi, çok güzel bir manzara vardı...

Eylül: Rüzgar... burası gerçekten çok güzel...

Rüzgar bu sırada onun bir sürü fotoğrafını çeker...

Eylül: sen beni mi çekiyosun?

Rüzgar : senden güzel manzara mı var?

Eylül: Rüzgar...

Rüzgar : Eylül, bak biliyorum sorunlarımız var, kavga edip duruyoruz falan ama ben seni özledim...

Eylül, Rüzgarın dudaklarına yapışır...Rüzgar şok olmuştu...

Rüzgar: bu neydi şimdi?

Eylül: ne anlam çıkarıyorsan...

Rüzgar da Eylülü öpmeye başlar...

Eylül: gidelim mi?

Rüzgar : gidelim güzellik...

Eylül çekinmeden Rüzgarın elini tutar...

Rüzgar : bırakma elimi bir daha

Eylül : bırakmam...

Pelin şok olmuştu, Serkan ona ne demişti öyle?

Pelin : ne? Nasıl yani?

Serkan : duydun işte... neden sürekli yanında olduğumu sordun, söylüyorum işte, aşık oldum sana

Pelin : Serkan...

Serkan : bak, beni sevmediğini biliyorum. Ama ben aşık oldum işte. Bir daha aşık olmayacağımı düşünsem de aşık oldum sana...

Pelin : olmaz... bak sen çok iyi bir çocuksun ama olmaz... sen beyazsın, ben siyah.. imkansız...

Serkan : beyaz da siyaha karıştı... aşık oldum bir kere.. sen sevmiyorsun biliyorum ama...

Pelin : yapma Serkan kaptırma kendini... ben bu batağa bulaştım, ölümüm yakın

Serkan : ölüm deme... sakın! Neden sevmiyorsun beni? Yakışıklı mı değilim? Huyumu mu sevmiyorsun?

Pelin : seni sevmiyor değilim... yakışıklısın... yani şey yakışıklısın dediysem...

Serkan : o zaman sorun ne? Seni sevdim ben Pelin... gel beraber tedavi olalım... gel beraber.. hadi...

Pelin : sen git lütfen...

Otobüs Rüzgar ve Eylülü okula bıraktığında birlikte eve dönerler....

Eylül : çok güzel bir gündü

Rüzgar : bence de... hadi eve gidelim

Eylül: tamam... Emre ile Nisa nasıl?

Rüzgar : Mehmet bey teşrif ettiler... verdim çocuklarını ona

Eylül: hımm...

Rüzgar: o yüzden rahatız..benimle film izlemek ister misiniz küçük hanım.?

Eylül: olmaz, yani isterdim ama Songül evde...

Rüzgar : koca kız, kendi başına durabilir birkaç saat dimi?

Eylül: bilmiyorum...

Rüzgar : kırma beni... hem kaç gündür hazır yemek yemekten içim kurudu, belki bana birşeyler hazırlarsın....

Eylül: peki... gidelim hadi

Güney, en son Songülle konuştuğunda sinirden köpürmüştü. Neymiş çocuğunu alamazmış... o kocasını aldatırken düşünmüyor, sonradan değerli oluyor... bunları düşünürken eve gelmişti. Evde kimse yoktu, Natalie bile yoktu. Oğlunun odasına gitti ama odada ne Arda vardı ne de eşyaları...

Kalanların ArdındanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin