44.Bölüm - İyileşme

726 62 14
                                    

Güney yavaş yavaş gelişme gösteriyordu, kendini daha iyi hissediyordu. Songülle daha fazla konuşuyorlardı, nefes alışları kolaylaşmıştı... bir süre daha hastanede kaldıktan sonra evlerine gidebileceklerdi...

Güney : sen de birşeyler yesene, zayıfladın

Songül : istemiyorum, içim almıyo

Güney : bi de bana diyorsun... Zehra ablayı mı arasam? Belki o zorlar...

Songül : aman bana Zehra abla falan deme Güney, cidden sinirlerim hopluyor

Güney : tamam sakin ol,atarlı karım benim...

Songül : sen iyisin dimi? Beni çok korkuttun sevgili

Güney : Leonardo Maria'sından vazgeçer mi hiç?

Songül : Maria da Leonardo'dan vazgeçmeyecek hiç...

Güney : tamam ama şimdi sen de birşeyler ye, hem neden yemiyorsun ki? Birşey mi oldu?

Songül : Eylülle kavga ettik, daha doğrusu söyleyeceğini söyleyip gitti, aslında haklı gibi ama...

Güney : neden kavga ettiniz ki? Ben neler kaçırdım?

Songül : Meral yüzünden, anlattım ya sana işte, neler karıştırdığını

Güney : sizin hayatınızda da aksiyon eksik olmuyo kızım, kardeşsiniz siz, belli ki Meral de pişman, küskünlüğü bırakın bir kenara...

Songül : Eylül de öyle dedi... o herkesi affediyor zaten, Rüzgarı da affeder kesin...

Güney : o naapmış ki?

Songül, kızların anlattıklarını anlatır... Güney de şok olmuştu, Rüzgar'dan beklemiyordu...

Cemre koşarak telefonunu Eylüle getirir. Mesaj Serkandandı...

" Eylül, Yarın saat 11de Nişantaşında"

Eylül anlam verememişti ama merak etmişti, gidecekti...

Serkan ertesi gün Eylülü özel bir kliniğin önünde beklemeye başlar. Eylül de geldiğinde elinden tutar ve içeri sokar...

Eylül: naapıcaz burda?

Serkan : sadece iyi olmanı istiyorum Eylül... ne olur bana kızma. Ama hak vericeksin bana...

Eylül : yine mi aynı konu? Serkan ben uyuşturucu falan kullanmıyorum

Serkan : tamam, doktora görün, başka birşey istemiyorum

Eylül: sırf ikna ol diye kabul ediyorum. Sen de anlayacaksın...

Serkan da ona destek olmak için yanında olur. Doktor birkaç özel test istemişti, ama tanıdık oldukları için ücret almayacaktı...

Meral bir cesaretle kızların evine gider, üzerinde yurtta giydiği ucuz kıyafetleri vardı, makyaj yapmamıştı ve eski Meral gibi görünüyordu...
Kapıyı açan Kader, haftalardır görmediği Merali karşısında görünce şaşırır...

Güney ve Songül de yavaş yavaş toparlanmaya başlamışlardı. Güney tedavisine evde devam edecekti. Okulu bu dönem için donduracaktı, Songülün içi anca böyle rahat edecekti çünkü...

Güney : sonunda kurtuluyorum... kızım yat yat sıkılmıştım...

Songül : evde de yatacaksın sevgili, her işini ben yapıcam senin

Güney : kızım ben öyle sıkılırım... zaten haftalardır yataktaydım

Songül: bir de şikayet mi ediyorsun?! Ben seni neredeyse ölücekken gördüm, bana burda hala yatmaktan şikayet ettiğini söylüyorsun!

Songülün gözleri dolmuş, sesi çatallaşmıştı. Güney onu öyle görünce şaşırmıştı. Hemen sarıldı.

Güney : tamam, özür dilerim, ben bilemedim...

Songül : bil Güney bil... sen neredeyse ölücektin, öyle kötü olmuştun ki... annen de perişan oldu, her gün gidip geldi, ama grip olmuş, doktor içeri girmesine izin vermedi durumun kötüleşir diye... iyileşince o da sana sarılmak ve kavuşmak istiyor... koskoca kadın bile yıkıldı.. mahvolduk biz burda, ama sen hala makara peşindesin...

Güney : tamam Songül, tamam özür dilerim... bak birşey olmadı ben iyiyim...

Songül : evet, çok şükür iyisin... babam da bıraktı beni, sen de bıraksaydın ben mahvolurdum, biterdim Güney...

Güney : tamam, sen sakın ağlama... ben gerekirse 1 yıl kalkmadan yatarım, yeter ki sen üzülme duydun mu beni?

Sonuçları beklerken Eylülle Serkan kafeteryada konuşuyordu...

Eylül: ona güvenip beni buralara kadar getirdiğine göre çok aşıksın ona

Serkan : saçmalama Eylül... Melis'e aşık değilim ben. Sadece, benimle ilgilenip beni sevmesi hoşuma gidiyor.. ama sevdiğim başka sevenim başka

Eylül : bak ben...

Serkan : tamam biliyorum, bana aşık değilsin, sevmiyorsun, arkadaş olarak görüyorsun... defalarca duydum tekrar tekrar söylemene gerek yok. Ben de arkadaşın olarak burdayım zaten. Kızlara söyleseydim onlar da aynısını yapardı inan bana... insan sevdiğini önemser, ben de seni önemsiyorum...

Eylül: biz sevgili olsak da olmasak da benim için çok önemlisin...

Serkan : hı?

Eylül: bana bunu söylemiştin hastanedeyken, Kemalin elinden yeni kurtulduğum zaman...

Serkan: evet, hala da aynı şeyi düşünüyorum. Bi farkla

Eylül: neymiş o fark?

Serkan: o zamanlar seni unuttum, tamamen kalbimden çıkardım zannediyordum, şimdi ise....

Test sonuçları çıkmıştı, Serkanın cümlesi de bunu haber veren hemşirenin sesiyle bölünmüştü. Eylül kendinden emin bir şekilde test sonucunu açarken, Serkan da Eylülün dediği gibi yanılmak istiyordu...

Ama gelen test sonucu ikisini de şaşırtmıştı...

Kalanların ArdındanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin