62.Bölüm - Yüze Vurulan Gerçekler ve İtiraflar

686 62 13
                                    

Songül ve Güney ağlayan bebeğin başında duruyordu. Güney bir yandan ilacını bulmaya çalışıyordu...

Songül : hadi sevgili, bulamadın mı?

Güney : of burda burda ama ne biliyim, ağlayınca elim ayağıma dolaştı

Songül : aynen sevgili... ne zormuş çocuk bakmak

Güney : al benden de o kadar... el kadar çocuk ama..

Songül : ben sana dedim...

Güney : bu konuyu da bize bağladın ya bravo Songül

Songül : yalan mı?


Eylül ve Rüzgar karşılarında Serkanı görünce şaşırırlar..

Serkan : Eylül.. biraz konuşabilir miyiz?

Eylül hemen Rüzgara bakar..

Rüzgar : ben arabadayım...

Rüzgar arabada bekliyordu, sabırla... biraz müzik açtı ve gözlerini kapadı. Sonra gözlerini açtı ve onların olduğu tarafa doğru bakıp onları izledi. bir ara Eylül ve Serkanın sarıldığını gördü, az daha arabadan çıkıp yanlarına gidecekti ama tuttu kendini... Eylül mutlu bir şekilde arabaya bindi, Rüzgar sormak istese de soramadı... 

Flashback

Eylül ve Serkan evinin önündeki merdivenlerin önünde otururlar..

Eylül : ne oldu?

Serkan : babam.. ben babamı buldum Eylül..

Eylül : nasıl? Nasıl buldun?

Serkan : dertleşebileceğim kimse kalmamıştı, sana geldim, kusura bakma

Eylül : önemli değil.. sen anlat nasıl buldun?

Serkan : bilmiyorum, aslında o beni buldu, DNA testi de yaptırdık, oymuş...

Eylül : nasıl biri?

Serkan : bilmiyorum... iyi biri gibi duruyor. Annemle daha tanışmadık yani biyolojik annemle...

Eylül : Defne? O biliyor mu?

Serkan : Defne de biliyor tabii.. Defne memnun hayatından, sonuçta parası var.. çok değil ama bizim şimdi sahip olduğumuzdan çok daha fazla.Defne, annemi bırakıp direkt onun yanına yerleşti..

Eylül : Hadi ya... sen naapıcaksın peki?

Serkan : naapıcağımı bilmiyorum Eylül.. annem perişan oldu, ben de biyolojik annem ve babamı merak ediyorum, onları tanımak istiyor bir yanım... ama bir yanım da bunca yıl bana bakan annemle kalmam gerektiğini söylüyor.. sen naapardın?

Eylül : annem benden vazgeçse de ben ondan vazgeçemedim Serkan, bunu sen de biliyorsun... ama senin annen öyle değil, Nazan hanım muhteşem bir anne, fedakar, düşünceli, korumacı... ben senin yerinde olsam muhtemelen arada kalırdım... ikisi de senin ailen Serkan. Onları harcama...

Serkan : sağol Eylül... sen nasılsın?

Eylül : iyi... mutlu...

Serkan : mutlu ol o zaman.. gerçekten... onca zamandan sonra bunu hakediyorsun

Eylül : sağol Serkan

Serkan : bazen düşünüyorum... Atakan hiç hayatımıza girmeseydi, biz ne olurduk? Hiç düşündün mü?

Eylül : çok düşündüm hem de...

Serkan : peki ne düşündün?

Eylül : bilmiyorum... ya başta mutlu ve git gide mutsuzluğa sürüklenen, sıradanlaşmış bir ilişkimiz olurdu, ya da başka birşey olur ayrılırdık

Serkan : her türlü biterdi diyorsun...

Eylül : evet.. baksana Serkan, ikimiz de çok çabuk vazgeçtik.. gerçek aşk böylesine çabuk bitebilir mi?

Serkan : benimki bitmedi...

Eylül : bitti Serkan, seninki de bitti... yeniden aşık olduğunda anlayacaksın... sen, Cemreden sonra sığıncak birini aradın, güzel günler geçirdiğin birini istedin, ben vardım, ama ben seni ittikçe sen bunu inat haline getirdin... çevrendekilere şans ver, tanı onları... belki hayatının aşkını bulacaksın...

Serkan : o sendin Eylül... Atakan hayatımıza girmeseydi biz 18 olur olmaz evlenirdik, aynı Songülle Güney gibi... baksana ne kadar mutlular şimdi...

Eylül : Serkan... biterdi, ben de böyle olsun istemezdim ama olan oldu...

Serkan : nasıl böyle çabuk vazgeçtin?

Eylül : ben hep içimde sevgi ve umut taşıdım Serkan.. seni kınada Cemreyle gördüğümde bile kendimi kandırdım, çünkü seni seviyordum... ama Cemreyi dansa kaldırdığında bittiğini anladım, kabullendim.. çıkma teklifi ettiğin gün ise, içimde en ufak birşey kalmadığını hissettim. Eğer kalsaydı, Cemre bana bunu söylediğinde üzülürdüm... ama ben vazgeçmedim, vazgeçmeye zorlandım, sen zorladın..

Serkan : ben böyle olsun istemedim...

Eylül : farzet ki, Güney yalnız olsaydı ve ben seninle hala birlikteyken bir anlık sinirle Güneyle yakınlaşsaydım ne hissederdin? Sen işte bizi böyle bitirdin..

Serkan : haklısın.. ne desen haklısın...

Eylül : ama inkar edemem, sen benim en zor zamanlarımda yanımdaydın, elimden tuttun, gerektiğinde bir sevgili oldun, bazen bir abi bazen de bir baba... ben senin desteğinle ve sevginle ayağa kalktım... iyi ki varsın Serkan..

Serkan : sen de iyi ki varsın Eylül...mutlu ol tamam mı? Çok mutlu ol...

Eylül : sen de Serkan... sen de çok mutlu ol...

Serkan : birşey söylicem, hani senle bir film izlemiştik, My Best Friend's Wedding, hatırladın mı?

Eylül: aynen, komik bi filmdi...

Serkan: orda iki arkadaş, eğer 28 yaşına kadar ikisi de bekarsa birbirleriyle evleneceklerini söylemişti...

Eylül: evet hatırladım

Serkan : biz de böyle bir söz verelim mi? 28 yaşında eğer ikimiz de hala bekarsak...

Flashback sonu

Kalanların ArdındanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin