93. Bölüm - Aldatma

611 59 27
                                    

Güney'i öyle gören Songül hemen odaya dalar. Güney de Natalie de şok olmuştu. Natalie endişeyle çarşafı üstüne çeker. Güney de endişeyle yataktan fırlamıştı.

Güney : Songül ?!

Songül : Güney?! Ben şuan inanamıyorum...

Güney : Songül bir dakika bekle...

Songül daha fazla durmaz ve çıkar gider. Güney de peşinden gelmişti. Songül odasına girmiş eşyalarını topluyordu...

Güney : Songül, çok fevri davranıyorsun...

Songül : fevri davranıyorum öyle mi? Seni, oğlumuzun bakıcısıyla yatakta basıyorum ve fevri mi davranıyorum?

Güney : öyle değil... dinlersen anlarsın

Songül : bunun mazereti mi var? Lan seni o kızla yatakta gülüşüp oynaşırken bastım, nasıl bir açıklaması olabilir?

Eylül de Rüzgarın sesiyle uyanır...

Rüzgar : Eylül... Eylül! Uykucu! Kızım uyansana! Açlıktan ölcem burdaaa... Eylül!

Eylül : off ne var sabah sabah?

Rüzgar : refakatçimsin ya, diyorum ki acıktım ben

Eylül: yemeğini önüne kadar getirmişler, yesene işte

Rüzgar: kolum kırık ya hani...

Eylül : ben mi yediricem yani

Rüzgar : zahmet olmazsa

Eylül oflayarak yatağa oturur. Gelen yemeği Rüzgar'a yedirmeye başlar ama resmen boğazına tıkıyordu...

Rüzgar : öhöööö, kızım yavaş.. boğucaksın

Eylül : öyle mi? Hiç farkında değilim (alaycı şekilde)

O sırada doktor gelir içeri. Muayene eder Rüzgarı...

Rüzgar : nooldu doktor, ölüyor muyum?

Doktor : hayır, akşam taburcu olabilirsiniz. Ama en az bir hafta dinlenin. İki hafta sonra da alçılarınızı çıkarırız, geçmiş olsun...

Rüzgar : başbaşa kaldık küçük hanım, bakalım daha ne kadar kaçacaksın?

O sırada kızlar gelir. Ellerinde yemek de vardı...

Kızlar : geçmiş olsun Rüzgar...

Rüzgar : sağolun

Emre : geçmiş olsun kardeşim, daha kalmak isterdik ama kusura bakma Cemreyle halletmemiz gereken bir iş var...

Kader : ne işi?

Emre : arkadaşınızı kaçırıyorumm

Meral : ne? Oha!

Cemre : öf Emre... öyle mi söylenir? Nikah tarihi almaya gidicez

Meral : aman sakın kışa bırakmayın, ben göbek atmak istiyorum, kapalı salon düğünlerine katlanamam canısı

Cemre: tamam dikkat ederim Meralcim...

Emre ve Cemre gittiğinde kızlar Eylülle bakışırlar.

Kader : okula gitmiyo musun Eylül?

Eylül: siz gidin, ben bugün gitmicem. Haftasonuna bağlarım.

Meral : peki canısı...

İkisi de gittiğinde Rüzgar güler...

Rüzgar : naapıcam ben senle?

Eylül: seni babanlara bırakırım...

Rüzgar : hayır sakın. Evime götür beni

Eylül: tek başına nasıl kalıcaksın o evde?

Rüzgar : sen bakmaz mısın bana?

Eylül : nasıl yani?

Rüzgar : ben iyileşene kadar bana bakarsın işte...

Eylül: olmaz... Rüzgar biz...

Rüzgar : sana nasıl kızabilirim ki güzellik... evet üzüldüm ama beni sevdiğini biliyorum, karşı koyamıyorsun bana. Uzatmanın anlamı yok...

Eylül: evet ama... sen Melis'le birlikte oldun, bunu kolay hazmedemem Rüzgar... bunlar çok fazla

Rüzgar : ben hatırlamıyorum. Cidden hatırlamıyorum...

Eylül: seni babanın evine bırakırım. Ya da evine bırakır Serkandan seninle ilgilenmesini rica ederim. Hangisi?

Rüzgar : iki ucu boklu değnek. Babamın evi daha iyi sanki...

Eylül : peki...

Songül bavuluna birkaç parça kıyafet koyar. Yüzüğünü parmağından sertçe çıkartır ve Güneyin suratına fırlatır.

Songül : bitti! Sen bizi bitirdin!

Güney peşinden gitmek ister ama gidemez. Songül şimdi ne yapacaktı bilmiyordu.

Rüzgar uyurken Eylül dışarı çıkıp Sevgi'yi aramak ister. Ama dışarı çıkarken telefonla konuşan Melis'i görür...

Melis : kızım sen aptal mısın? Çocuk yüzüme bile bakmıyo birlikte mi olucaz? ....Zaten biraz içmişti. Kahve yapıyım dedim ve içine ilaç koydum. Gitti uyudu, öylelikle çocuğun ondan olduğuna inanmıştı ama herşey ortaya çıktı işte kahretsin.

Eylül hemen içeri girer. Ne yani hepsi oyun muydu?
Rüzgar'a baktı. Demek ki haklıydı.

Songül elindeki bavulu kenara koyup bir süre ilk gördüğü kafede oturdu. Kafasını toplaması gerekiyordu. Ne yapacaktı? Boşanacak mıydı? Kızlarla mı yaşayacaktı yoksa kendine yeni bir ev mi tutacaktı? Kucağındaki Arda'ya baktı. Arda ne olacaktı? Güney alırsa Natalie ile mi bakacaklardı? Telefonu defalarca çaldı ama Songül açmadı. Açsa bile ne diyecekti ki?

Gidip bir otele yerleşti. Oturup düşündü, bir kıskançlık meselesi nelere yol açmıştı....

Güney Songülün kızlara gittiğini düşünüp eve gitmişti ama kızlar evde yoktu. Okula gitti, ilk Cemreyi gördü...

Güney : Cemre! Cemre... Songülle konuştun mu?

Cemre : hayır, nooldu bu ne hal Güney?!

Güney : Allah kahretsin!

Eylül, Rüzgarın uyanmasını dört gözle bekliyordu. Daha fazla dargın kalmak istemiyordu...

Rüzgar : güzellik... neden öyle bakıyorsun bana?

Eylül : bilmem, belki özlediğim içindir... sana çok kızgınım ama şuan yeri değil

Rüzgar: neden kızgınsın?

Eylül: sen böyle sürekli kavga mı edersin? Eve gelmeyince seni hastanelerde mi arıcam?

Rüzgar : eve gelmeyince derken? Sen evde beni mi bekliyor olucaksın yani?

Eylül: bilmem, belki....

Rüzgar : biliyordum... artık bu alyans parmağına takılabilir mi tekrar?

Rüzgar elindeki alyansı Eylüle uzatır...

Kalanların ArdındanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin