71.Bölüm - Evlat Acısı

648 62 9
                                    

Kader : kardeşim aç kapıyı...

Songül : gidin başımdan iyiyim ben..

Cemre bir yandan Eylüle durumu anlatır

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Cemre bir yandan Eylüle durumu anlatır. Eylül pişman olmuştu,kendini suçluyordu...

Eylül: inanmıyorum ya... ben de yanına gelip onca şey gösterdim ona sanki inadına yapıyormuş gibi... of kahretsin ya

Meral : sen nerden bilecektin ki canısı? Biz de burayı böyle balonlarla süslemiştik işte, kutlama yapıcaktık güya...

Kader : Songül, kardeşim, noolur yapmaa...

Songül beşiğin yanına gelir, boş beşiği sallamaya başlar... bir yandan akan gözyaşlarıyla sakin sakin Boş Beşik adlı ninniyi söylüyordu...

Bebek beni del'eyledi
Yaktı yaktı kül eyledi
Her kapıya kul eyledi

Nenni nenni nenni nenni
Nenni nenni nenni nenni
Bebek oy

Dere olup taşamadım
Kader dağın aşamadım
Gelin olup yaşamadım

Nenni nenni nenni nenni
Nenni nenni nenni nenni
Bebek oy

Bebeğin beşiği çamdan
Su sızıyor yufka damdan
Kurtulur mu gelin gamdan

Nenni nenni nenni nenni
Nenni nenni nenni nenni
Bebek oy

Bebek gelini del'eyler
Yakar yüreğimi kül eyler
Hem ırgat hem de kul eyler

Nenni nenni nenni nenni
Nenni nenni nenni nenni
Bebek oy

Olaylardan habersiz Serkan da Melisa ile görüşüyordu... normalde odasından asla çıkmayan Pelin'i dışarıda ve pijamaları haricinde kıyafetlerle gören Serkan şaşırmıştı...

Serkan : sen benle tek kelime bile konuşmazdın, neden çağırdın?

Pelin: önemli bir mesele var, olmasa çağırmazdım....

Serkan: evet dinliyorum

Pelin : Defne iyi değil, haberin olsun

Serkan: nasıl yani?

Pelin : iyi değil işte, bir sevgilisi var

Serkan : ee ne var bunda?

Pelin : konu da bu zaten, o kadar umursamazsın ki kardeşinin sevgilisinin 30 yaşında bir adam olduğunu söylemek bana düşüyor

Serkan : ne?! 30 yaşında mı?

Pelin : evet, belki de daha fazla... ama zengin, hergün arabasıyla gelip gidiyor, Defne akşam geç falan geliyor... hatta geçen gün adama annesini hizmetli diye tanıttı. Kadın aşırı üzülmüştü...

Serkan : ne? Ne diyorsun sen

Pelin : duydun işte

Serkan : annem bu yüzden mi ağlıyordu?

Pelin : ben nerden biliyim?

Pelin ayaklanır gidiyordu. Serkan bileğinden tuttu...

Pelin : naapıyorsun be?

Serkan : bekle, ben bu adamı nerden bulurum?

Pelin : akşamları denk gelmezsin, sabah erkenden gel, görürsün...

Serkan, tam Pelin  gidecekken önüne geçer...

Serkan : senin bu öfken ne? Naaptım sana? Bir teşekkür edecektim, beklemeden gidiyorsun

Pelin : senin teşekkür edip etmemen umurumda değil de ondan... ayrıca öfkeli falan değilim, erkeklere karşı genel tutumum bu

Serkan : onu babama davranış şeklinden anladım zaten...

Pelin : anladıysan sorma o zaman

Güney ve diğerleri de polis ekipleriyle birlikte Arda'yı kaçıran adamı bulmaya çalışıyorlardı...

Güney : ya ben dayanamıyorum, Songül kötü olmasın diye tuttum kendimi ama çıldırcam, kim ne ister bir günlük bebekten??

Polis Memuru : herşey olabilir, bu tür olaylarla sık sık karşılaşıyoruz.. psikopat bir akraba, çalıştığı yerden bir düşman, çocuk kaçakçıları, hatta sürekli yanınızda olup sizi teselli eden biri bile olabilir...

Emre : yok artık...

Polis : biz olanı söylüyoruz, çok sık rastlıyoruz böylelerine

Rüzgar ise babasının arkadaşıyla farklı bir araştırma içindeydi...

Selin, gelen telefonla irkilir...

selin : ne var? Ne arıyosun?

Zehra : nooldu hallettin mi? Merak ettim, ondan aradım, hemen carlama

Selin : hallettiysem hallettim sanane be?

Zehra : merak ediyorum, ama yazık ya, Songül perişan olmuştur... insan bir çocuğu annesinden nasıl ayırır ya? Ne tür bir psikopatsın sen? Üstelik bebek kendi torunun...

Selin : o bebek o kızı haketmiyor, onun kendine hayrı yok, bu bebeğe mi bakıcak? Daha iyi şartlarda yaşatıcam ben onu.

Zehra : öğrenince oğlun senden nefret etmeyecek mi?

Selin : yoo.. o kızın gerçek yüzünü görünce bana bunu yaptığım için teşekkür bile edecek... ama gözü öyle boyanmış ki...

Kızlar Songülü odadan çıkarmaya çalışsa da başarılı olamazlar, Songül, Güney gittiğinden beri odadaydı...

Cemre : Songül... hadi gel birşeyler ye, saatlerdir açsın

Songül : ben iyiyim, kızlar bağırıp durmayın, uyumak istiyorum

Eylül : hadi çık, yatağını hazırlayalım o zaman, orda nasıl uyuyacaksın

Songül : gidin hadi

Songül akşama kadar orda kalır... Güney ise polis memurları tarafından eve yollanmıştı. Zil çalınca Songül hemen kilidi açıp dışarı çıkar...

Songül : Arda?

Güney olumsuz anlamda başını sallar.... Songül ise ağlamaya başlar...

Songül : hani bana oğlumu getircektin? Yalancı! Öldü dimi? Öldürdüler dimi oğlumu?

Kalanların ArdındanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin