99.Bölüm - Delinin Sürprizi

562 55 10
                                    

Meral hemen telefonu kapar ama Macide aramaya devam ediyordu.

Songül : kız Meral, açsana şunu! Zır zır çalıyo

Meral : dur bi Songül, çalsın boşver

Kader : Meral, nooldu?

Meral : Macide öğrenmiş...

Cemre: neyi?

Meral : işte bu torun meselesini falan işte. Yalancı diye bağırdı bana...

Kader : offf Sadri dede herşeyi öğrencek... dayanamaz ki

Meral : aynen... of nasıl bir işe kalkıştık biz

Eylül : Meral, telefonun çalıyo yine. Aç artık hadi

Meral çekinerek telefonu eline alır...

Macide : yalancı kız!

Meral : Macide Hanım bakın...

Macide : sus! Mirasa kondun, Sadrinin gerçek torunu falan değilsin, hepsi yalandı dimi?!
Meral : öyle değil bir dakika noolur

Macide : sus! Eve gel, bunu Sadri'ye sen anlatıcaksın!

Meral : olmaz anlatamam noolur dinleyin...

Macide : yalancı! Harcadığın parayı da ödeyeceksin! Yalancı! Çabuk haberim oldu da para suyunu çekmeden engel oldum bu duruma. Banu anlattı herşeyi!

Meral telefonu kapadı. Kader'e de durumu anlatmıştı. İkisi birlikte eve gittiler, en azından durumu birlikte anlatırlarsa daha iyi olacaktı....

Serkan annesinin yanına, Eylül de kardeşlerinin yanına, Feride hanıma gider. Rüzgar da eve gider.

Yolda Eylül ve Serkan karşılaşır...

Serkan : nasılsın Eylül?

Eylül: fena değil, sen?

Serkan : iyiyim, sorun ne?

Eylül: Rüzgarla yaşamak... zor

Serkan : ben beş dakika bile tahammül edemiyorum, seni düşünemiyorum

Eylül sadece gülümser ve kardeşlerinin yanına gider. Uzun zamandır onlarla görüşememişti...
Onlarla vakit geçirdikten sonra yeniden Rüzgar'ın evine dönecekti ama birkaç parça kıyafet almak için evine uğrar. Kader Meralle, Cemre de Emre ileydi. Evde kimse kalmamıştı... kıyafetlerini alıp Rüzgarın evine döner. Olanlardan sonra orda kalmak istemese de gitti, Rüzgarla yarım kalan konuşması muhtemelen şimdi devam edecekti.

Rüzgar : kaçtığını düşünmüştüm güzellik

Eylül: geldim işte, birkaç parça kıyafet aldım sadece...

Rüzgar : böyle diye diye eve taşınacaksın galiba. Zaten dünden sonra taşınmamak için sebebin de kalmadı, yanılıyor muyum?

Eylül : daha erken sanırım... gerçi iyileştin zaten, kalmamın çok anlamı kalmadı, sadece sana yemek yapmaya gelirim o kadar.

Rüzgar : hayır kal. Bak odan hazır zaten...

Eylül: zorlama bence...

Rüzgar: hahahah, dün beni zorlayan sendin güzellik... çok güzeldin ama ben bu utangaç halini daha çok tercih ederim

Eylül: dün kendimde değildim... aslında kendimdeydim herşeyi hatırlıyorum ama artık bana ne içirdiyse kendime engel olamıyordum...

Rüzgar : Melis'e teşekkür mü etmeliyim acaba?

Eylül : sana göre hava hoş gerçi, istediğini elde ettin...

Rüzgar : saçmalama, seni sadece bedensel olarak sevdiğimi mi düşünüyorsun?

Eylül : ben b- bilmiyorum...

Rüzgarın sabahtan beri olan uzaklığını düşününce Eylül bunu düşünmeye başlamıştı. Rüzgar ondan istediğini almıştı. Ya birgün diğer kızlar gibi onu da bırakıp giderse? O zaman ne olacaktı? Bu zamana kadar onu uyaran herkes haklı çıkacaktı...

Songül evde biraz uyuyup dinlenmek istemişti, Güney de oğlunu alıp dışarı çıkar. Onu parka götürür. Salıncağa biner ve kendini sallamaya başlar...

Çocuk : abi çıksana biz de sallancaz

Güney : diğerinde sallansanıza

Çocuk : ya hayır ben bunda sallanmak istiyorum

Güney : o zaman bizi bekle ufaklık

Çocuk ağlamaya başlar, susmuyordu. Çocuğun annesi gelip Güney'e çemkirmeye başladı...

Kadın : kocaman adam olmuşsun, şu çocuğu ağlatmaya utanmıyor musun? Çık da sallansın çocuk.

Güney : ablacım ben de çocuğumu sallıyorum, ne var bekleseniz?

Kadın : el kadar bebek salıncaktan ne anlar oğlum? Sen kendini mi sallandırıyorsun bebeği mi?

Güney : of amma dırdır ettin be abla, alt tarafı oğlumla vakit geçireyim dedim. Sonra da kocam çocuğumla ilgilenmiyo, hep bize bırakıyor diye zırlıyorsunuz orda burda. İlgileniyoruz suç oluyo...

Güney pes edip oradan çekilir ve yürümeye başlar, karşısında gördüğü annesiydi...

Selin : oğlum... nasılsın?

Güney : kaçırttığın torununla gezmeye çıktık. Şimdi müsaadenle, karım beni bekler

Selin : oğlum... ben çok pişmanım

Güney : ben kayboldum, hafızamı kaybettim, yanımda yoktun bile. Şimdi bana oğlum mu diyorsun?

Selin : ben...

Güney : geçebilir miyim şimdi?

Selin : kocaman olmuş... (sevmeye yeltenir)

Güney : çek elini, dokunma ona... senin torunun değil o, olamaz da... büyüğünce babanen seni kaçırttı, başka aileye verecekti demektense babaannen yok derim daha iyi.

Güney uzaklaşıp gitmişti. Selin, onu Songülden uzaklaştırayım derken iyice kendinden nefret ettirmişti, oğlunu da torununu da kaybetmişti...

Kalanların ArdındanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin