120.Bölüm - Yüzleşme

562 56 15
                                    

6 ay sonra,
Yaz gelmişti... Eylül ve Rüzgar balayından dönmüş, okula gitmeye devam ediyorlardı. Songül, o gün tatsızlık yaşadığı adamla birkaç kez daha görüşmüştü. Daha önce tanımadığı, geçmişini bilmeyen biriyle konuşmak ona iyi gelmişti. O gün ondan nefret etse bile sonradan sohbetinin iyi olduğunu farketmişti.Güney ise 2 hafta kadar kaldığı Almanyadan dönmüştü ama tek değil, yanında biri daha vardı...

Akşam vakti Eylül bilgisayarını açmış, balayında çekildikleri resimlere bakıyordu..Eylülün finalleri bittiği için rahattı, Rüzgar ise son finali için ders çalışmakla meşguldü...

Eylül : yatmıyor musun?

Rüzgar : birazdan... sen naapıyorsun?

Eylül : Romadaki resimlerimize bakıyorum...

Rüzgar : güzel çıkmışlar mı?

Eylül : senin çektiklerin evet... benimkiler rezalet... (gülerek)

Rüzgar : yetenek işi tabi...

Eylül : burdayken bir teyze gelmişti hatırladın mı?

Rüzgar : evet hatırladım...

Eylül : ne demişti? Hani boşver demiştin bana?

Rüzgar : bilmem hatırlamıyorum...

Eylül : yalan söylüyorsun... hatırladın, aynı o günkü gibi yüzün düştü

Rüzgar : bir sürü bebek yapın dedi... oldu mu?!

Eylülün de yüzü düşmüştü...

Rüzgar : özür dilerim, bağırmak istemedim

Eylül: neyse tamam.. benim çok uykum var, yatıyorum, sen de bitirince gel..

Songül arada sırada bile olsa oğlunu görebildiği için mutluydu... o akşam Cem ile buluşacaktı, o gün ona iftira atan adam ile... Arda da evdeydi...

Cem : davet ettiğin için sağol, ben de bu aralar çok sıkıntılıyım...

Songül : nooldu ki?

Cem : işle ilgili sıkıntılar... neyse seni de sıkmayayım... bu yakışıklı ile tanıştığım için de mutlu oldum. Denk gelmiyordum...

Songül : evet öyle oldu..

Cem : bazen ne yapıyorum diye düşünüyorum ama sonra diyorum ki bu kız bana iyi geliyor...

Songül : ihanet etmişsin gibi geliyor dimi?

Cem : evet...

Güney de dışarıda yemekteydi. Yanında da güzel bir kız vardı... Almanya'dan beraber döndüğü kız...

Yaren : burası çok iyiymiş...

Güney : evet...

Yaren : sen biraz garip duruyorsun, iyi misin?

Güney : evet... şu olanlar garip değil mi?

Yaren : garip olan ne?

Güney : sen ben bu saatte burada oturuyoruz... yemek yiyoruz.. yani ne biliyim...

Yaren : eski karına ihanet ediyormuşsun gibi mi geliyor?

Güney : evet...

Serkan ve Pelin ise evdelerdi. Pelinin yine pek keyfi yoktu. Tedaviden dolayı sürekli şikayetleri oluyordu. Ama Serkan hep yanında olup ona yardımcı olmaya çalışıyordu...

Pelin : ben ne iyilik yaptım da senin gibi biri çıktı karşıma?

Serkan : asıl sen benim hayatımı nasıl birden bire güzelleştirdin?

Pelin : uyuşturucudandır o... kafan baya güzel oluyo o sıralar ( gülerek)

Serkan : neyi kastettiğimi biliyorsun...

Pelin : özlüyor musun?

Serkan : Neyi?

Pelin : ıstanbulu, aileni, arkadaşlarını?

Serkan : biraz...

Pelin : ben de...

Serkan : az kaldı.. kurtulacaksın tamemen...

Pelin : kavuşacaksın Serkan... sen de sevdiklerine kavuşacaksın... az kaldı

Serkan : neden bu kadar ümitsizsin? Neden?!

Pelin : bağırma!

Serkan : sen bu şekilde konuşursan bağırırım! Yeter ya yeter! Ben burda senin için uğraşıyorum tamam mı? Her gün senin için uğraşıyorum ama sen savaşmıyorsun bile. Her gün ölümü düşünüyorsun, kurtulacağını bir an bile düşünmedin! Ben de umrunda değilim demek ki?

Pelin : o ne demek?

Serkan : sevmiyorsun demek ki beni...

Pelin : neden böyle düşündün ki? Seni aldattığımı mı sanıyorsun? Bundan mı öfken?

Serkan : saçmalama... beni aldatmadığını biliyorum tabii ki... sadece... çabalamıyorsun, hiç ama hiç... ben uğraşıyorum. Ama sen benimle bir hayat hayal etmiyorsun demek ki... eğer etseydin sen de uğraşırdın.. senin savaşmak için bir amacın yok demek ki, yok...

Serkan odasına çekilmişti. Peline çok öfkeliydi. Pelin ise olduğu yerde kalıp ağlamaya başlamıştı....

Cem ise Songülü dışarı çıkarmak istemişti. Songül ilk başta Ardanın o saatte dışarı çıkmasının yanlış olacağını düşünse de biraz hava almanın iyi geleceğini düşünerek kabul etti. Cem ona yıllar önce kazada kaybettiği karısını anlatıyordu...

Cem : ikimiz de arabadaydık. Tatile gidecektik, çok mutluyduk. Arabayı o kullanıyordu, ben de biraz kestirecektim...bir hastane odasında açtım gözlerimi, yanımda Begüm yoktu.. yoktu...

Songül : bana bunu hiç anlatmamıştın...

Cem : bugünmüş demek ki zamanı...

Songül : galiba

Yarenle Güney de yemekten sonra evlere dağılacaktı. Güney arkasına döndüğünde bir gün önce oğlunu teslim ettiği, eski karısını, bir çalışanıyla görür...

Kalanların ArdındanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin