RADIA-31 ♦️ Weird Prophecy

291 17 0
                                    

Bölüm şarkısı (RHCP- Snow)

Aquila son gördüğümden beri hiç değişmemişti sadece boyu uzamıştı ve ,normal olarak, kadınısı kıvrımları ortaya çıkmıştı. Hala güzelliğini o simsiyah kısacık saçlarıyla saklamaya çalışıyordu. Parmaklarını pantalonunun halkalarına geçirdi ve bizimkilere selam verdi.

Çocuklara dönüp onlara Aquila'yı tanıttım, "Millet bu Aquila Zephon, Radia Kara büyücüler toprağının resmi veliahtı, yani kısaca kralın kızı." derken o da kendine güvenli bir şekilde, alnına düşen siyah kısa saçlarını geriye itti. Herkes kendini tanıtırken yarı şaşkın, yarı meraklı bir havaya bürünmüştü.

Aquila bana döndü ve çarpık bir gülümseme attı, "Seni ve dostlarını buraya hangi rüzgar attı bakalım Refire?" dedi, aksağanlı konuşmasıyla adımı hep yanlış telafuz ediyordu. Omuz silktim ve, "Sevdiğim bir arkadaşımı ziyarete gelmiş olmam bu kadar mı imkansız Aquila?" dediğimde bana inanmayan bir bakış attı. Gözlerimi devirdim ve açıklamaya başladım, "Yardımına ihtiyacımız var, ilk olarak hızla iyileşmesi gereken acil yaralar var bizi fazlasıyla yavaşlattıkları bir gerçek, ve bir de gizemli güçler arada bizi ele geçiriyor, Savient -adını söylerken dikkatle bizi izleyen Savient'i işaret ediyordum- ve ben arada siyah gözlüye dönüşüyoruz ve diğerlerine saldırıyoruz, malum. Ama bunu daha sonraya erteleyebiliriz çünkü..."

Diyerek devam etmeye çalışırken, Aquila elini kaldırdı ve beni susturdu, "Sakin ol Prenses, hepsini hallederiz ama önce sizi saraya götürüp yerleştirelim, oldu mu?" Dediğinde onaylarcasına başımı salladım. Teşekkür edmek için gülümsedim ve üşüyen parmaklarımı siyah pelerini ve tişörtü arasında çıplak kalan omzuna koydum, ama bu hareketimle etrafımızdali havanın yoğunlaşması bir oldu.

Aquila'nın açık yeşil gözleri donuklaşmış ve uzak bir noktaya sabitleşmişti. Yere düşen siyah kuzgun tüyleri ve çatıdaki bir kaç çakıl taşı sessizce havalandı ve omuz hizamızda durdu. Elimi omzundan ayırmaya çalıştığım anda, sanki derim onunkine yapışmış gibi, parmaklarımın milip oynamadığını fark ettim.

Boynundaki taşların dizilmiş olduğu kolye kasvetli havada parıldarken, Aquila boğuk kelimelerle konuşmaya başladı:

"Satranç tahtasındaki piyonları

Tek savuruşta darmadağın eden beyaz adamı

Yıkmaya cesareti olan, biliyor mu

Kendisinin bir piyona dönüşeceğini?

Heryerin karanlık olduğu yalnız bir kalpte

Elinde bir buket güvenle

Yolunu bulabilir mi ufak ateş böceği?

Yoksa siyahtan bir okyanusta yok olup giden

Tek damla ışığa mı dönüşür umutları?"

Kelimeleri herkesin kanını dondururken, Aquila sessizce bir nefes aldı ve gözlerini aramızda gezdirdi, bizim şaşkın ve ürkmüş suratlarımızı görünce kendine sinirlenmiş gibi elini alnına çarptı. "Yine kehanette mi bulundum?" diye sordu. Glacier utangaç bir yüz ifadesiyle onayladığında, Aquila özür dileyen gözlerle bana döndü.

"Çok üzgünüm, hepinizin ödünü koparmış olmalıyım. İnsanlarla tensel temasa geçtiğimde bazen olabiliyor. Söylediğim şeylerin saçmalığı bu sefer ne kadar yüksekti?" diye söylenip çarpık bir gülümseme yolladı. Yine de herkesteki o tuhaf gergin havayı dağatmayı başaramıyordu.

RADIAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin