Bölüm şarkısı (Honest-The Neighbourhood)
Geminin sivri hatları gün batımının turuncu ve pembe ışıklarında göğü yararcasına parıldarken, sörflerimizle gri yapıya doğru süzülüyorduk. Deniz yüzeyinde 10-15 metre yukarıda salınıyordu ve ironik bir biçimde devasa çapası suyun yüzeyinde halkalar oluşturuyordu. Çapanın yanında, olmayan limanın kenarına bir sıra rengarenk, üzerinde farklı şekil ve yazılar olan sörf tahtaları dizilmişti.
Typhonn sanki annesinin karnından bir hava sörfüyle çıkmış gibi bacağıyla tahtaya manevra yaptırarak pikeye geçti ve sert bir açıyla gemiye doğru Flinch'in peşinden ilerlemeye başladı. Bu işten çok zevk alıyor gibi, arada bir tahtanın kontrolünü bırakıyor ve havada bir kaç saniye düşmemize izin veriyordu, böylece ben çığlıklar içinde ona yapışıyor ve o herşeyi düzelttiğinde hiç etmemem gereken küfürler ediveriyordum. Yine de parmaklarım Typhonn'ın alevler sayesinde lime lime olmuş açık mavi tişörtünü kavrarken, surat asmamaya ve anın tadını çıkarmaya çalıştım, kollarımın arasındaki budalayla gün batımına doğru hava sörfü yapmak çok da kötü değildi.
Yine de son bir kaç gündür aklımı karıştıran başka bir konu da, Savient'di. Ona karşı sinirli olmamın, dövüş performansımı da etkilediğini fark etmiştim. Onunla bir iş yapmaya çalıştığımızda her şeyi mafediyorduk. Ondan ne kadar nefret ediyor olsam, da ekip çalışmasını aksatmak yanlış bir şeydi.
Flinch gür sesiyle esen lodosun arasından bağırarak beni normal dünyaya geri döndürdü, "Gemiye sörf tahtası sokamazsınız beyler ve bayanlar, alt tarafa park ediyoruz!" dedi ve koyu lacivert ve gün batımı renklerinin yansıdığı denize yöneldi. Her tarafa tuzlu su sıçratarak geminin altındaki sörf tahtalarının yanına iniş yaptı ve diğer tahtalardan geçirilmiş olan iple sörfünü güvene aldı. Typhonn ve diğer sörf kullananlar da yaptığı şeyi tekrarladı, Flinch gemi ve çapanın birleştiği ıslak halata tutundu ve parmaklarını dudaklarına götürüp etraftaki kayalıklara tünemiş martıları ve balıkçılları korkutacak kadar güçlü bir ıslık çaldı.
Güverteden telaşlı sesler gelmeye başladığında, Flinch sırıtarak ufak bir babuna dönüşüp halata çevik hareketlerle tırmandı ve gri tahtadan kirişlerin arasında kayboldu. Typhonn da hemen ardından beni sörfte tek başıma bırakarak halata atlamıştı, büyüyünce korsan olmak isteyen küçük bir çocuk gibiydi ve bu hevesli halini ilk defa görüyordum.
Bir kaç kişiden sonra, Quinn'in arkasından ben de halata asıldım ve hızla halattan yukarı tırmanmaya başladım. Halat suda çok kalmaktan yosunla kaplanmıştı ve iğrenç su bitkisi sürekli kaymama neden oluyordu. Ellerim sert ahşabı bulduğunda halatı bıraktım ve Glacier'ın beni yukarıdan çekmesine izin verdim. Güverte aynı deniz suyu ve meyvelerin karışımı gibi kokuyordu, heryer bol kıyafetlerinin içinde halatlarda salınan ve birbiriyle kılıç dövüşleri yapan genç erkekler ve daha küçük çocuklarla doluydu.
Ganimet gerçekten heryerdeydi. Gri ahşabın çoğu parlak şamdanlıklar, gereksiz kıyafet ve kumaş parçalarıyla kaplanmıştı. Bir kaç kolye ve bileklik göze çarpıyordu ama onun dışında kayda değer pek birşey yoktu. Her yer yarım yenmiş meyveler ve onları didikleyen kuşlarla doluydu. Yelkenler güzel açık mavi renkleriyle sanki gökyüzünde kamufle olan birer bulut gibiydi. Geminin önünde kazınmış ahşapta büyük harflerle "Wolte" yazıyordu.
Bizim gemiye çıktığımızı görenler meraklı bakışlarını bize dikmişti, Flinch hemen araya girdi, "Millet bunlar dostlarım, uzun lafın kısası bir kaç gün bizimle konakladıktan sonra beni de alıp yola çıkacaklar, nazik davranın lütfen. Diğer millet, bunlar benim mürettebatım, şehirdeki bazı ailelerin umutsuz çocukları. Gelip burada benimle hayatlarını yaşıyorlar işte. Sorun çıkarırlarsa yumruk atmak serbest!" dedi ve herkese dağılmalarını işaret etti.
![](https://img.wattpad.com/cover/11182441-288-k445017.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RADIA
FantasiaHayata gözlerimi açtığım anda, farklı olduğumu biliyordum. Herkes gibi değildim, safkan ya da değil. Ben farklıydım, onlar gibi olmayacaktım, onların istedikleri gibi davranmayacaktım, ve onların istediği kişiyle evlenmeyecektim. Ben istediğimi yapa...