XVIII. Bölüm: Göl Evi

164 16 6
                                    


EDEN - Wake Up (Kitabın şarkısı)
〰〰〰〰〰〰〰〰〰〰〰〰〰

Mira Koç

"Bu fotoğrafta, Ağva'daki yazlıktaydık. Bak, şu arka tarafta şaklabanlık yapan Ela ve yanımdaki de-"

"Ateş." dedi bildiğini belirtircesine ve ardından ekledi. "Çok yakışıyormuşsunuz."

Gülümseyerek Romina'ya doğru döndüm. "Gerçekten mi? Teşekkürler."

Birkaç haftadır Romina, Ateş'i merak ediyor ve fotoğraflarını göstermemi söyleyip duruyordu. Ben de geçiştiriyordum; fakat bugün, dayanamamış, kolumdan tutup odama getirip göstermemi istemişti fotoğraflarımızı.

Şu an ise elimdeki tek fotoğraflar kapüşonlu adamın verdiği flaş bellektekiler olduğu için açmış, onlara bakıyorduk.

"Onu çok özledim." dedim derin bir nefes verirken.

Romina eliyle omuzumu birkaç kere, hafifçe, sarstı. "No, no, no. Duygusal moda girmiyoruz. Hadi geç diğerine."

Dediğini yapıp bir sonrakine geçtiğimde önüme çıkan video ile kaşlarımı çattım.

"İyi ama, bu, burada değildi ki." diye mırıldandım.

"Ne, burada değildi?"

İşaret parmağımı 'space' tuşuna getirip başlatmaya hazır beklerken oldukça meraklıydım.

"Bu video, burada yoktu. Bu flaş belleğe en az 3 kere baktığımdan eminim."

Videoyu başlattığımda karanlık ekranda bir el kameradan çekildi ve Ateş belirdi; çalışma masasında oturmuş gülümserken aslında bu gülümsemenin içten olmadığına adım gibi emindim.

"Selam Mira. Ah, bu olmadı. Tamam tamam baştan başlıyorum. Merhaba bebeğim. Biliyorum, şu an ne yaptığımı merak ediyorsun." dedi, Ateş fısıldayarak.

Baş barmağını kaldırdı ve yan tarafı gösterdi. "Şu an mutfakta yemek hazırlıyorsun ve bu yüzden zamanım kısıtlı." Boğazını temizledi. "Nereden başlayacağımı bilmiyorum. Öncelikle şunu söylemek istiyorum: Seni seviyorum, hatun. -hahaha- Sana her 'hatun' dediğimde bana gülümsüyorsun. Benim sana öyle seslenmem hoşuna gidiyor biliyorum. Seninle her kavga ettiğimizde ya da senden bir şey isteyeceksem sana 'hatunum' diyorum çünkü hemen yumuşuyorsun."

"Çok çakalsın." diye mırıldandım, gülümserken.

Romina sessizce odayı terk etti.

"Aha, yüzündeki o gülüşü gördüm. Hani benim 'yaşam sebebim' diye adlandırdığım." derin bir nefes alıp verdi. "Birazdan söyleyeceklerim hiç hoşuna gitmeyecek biliyorum. Hani sen hep sorardın bana ' hiç ayrılmayalım olur mu?' diye; ben sana hiç 'olur' demezdim; sana hep derdim ki 'aynı toprağa bastığımız, aynı gökyüzüne baktığımız sürece birbirimizden uzak olmamız fark etmez."

"Aynı toprağa bastığımız, aynı gökyüzüne baktığımız sürece birbirimizden uzak olmamız fark etmez." diye mırıldandım onunla birlikte.

" diye mırıldandım onunla birlikte

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
KELEBEK'İN SENFONİSİ (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin