XIV. Bölüm: Yara ➰ 'Part 1'

246 20 5
                                    


The Weeknd - Rescue You
〰〰〰〰〰〰〰〰〰〰〰〰〰

3. Göz

O gece, yıldızlar ayına kavuştuğu için ışıl ışıl parlayıp gökyüzünü aydınlatırken ay, yine güneşine ulaşmasını engellediğinden, dünyaya küsmüştü. Gökyüzü boştu o gece. Aydan haber yok. Bu yüzden ayrı bir hava vardı o gece İzmir'de. Sakin, boğuk ve hüzünlü...

Sanki herkes ay ve güneş kavuşamadı diye yastaydı. İzmir sokakları sessizdi.

Bu durumdan rahatsız olan genç adamı bir gram uyku tutmamıştı. Sürekli yattığı yerde dönüp dururken sonunda pes etti ve üzerindeki çarşafı tek eliyle açtıktan sonra yatakta oturur pozisyona gelerek biriyle yataktan destek alırken öteki elinin avucuyla gözünü ovuşturdu. Elini gözünden çekip ofladı ve ardından ayağa kalkarak odanın kapısına yöneldi.

Merdivenleri adımlayıp aşağı inerken bugün olanları düşündü genç adam. Ne çok şey olmuştu öyle! Ama en çok da ilk gördüğünden beri aklından çıkmayan genç kadını düşündü; o kendinden taviz vermeyen duruşunu, her daim ağlamamak için kendini tutuşunu...

İşte buna sinir oluyordu; genç kadın hiçbir zaman ağlamak istemiyordu, fakat birinin ona ağlamanın kendinden hiçbir şey götürmeyeceğini söylemesi gerekiyordu. Bunu bir kenara yazdı genç adam ve o sırada çoktan merdivenleri bitirip bahçeye çıktığını fark etmedi.

Çardağa bakındığında orada oturan birini daha fark etti ve oraya doğru ilerledi.

"Uyku tutmadı mı?"

O sırada gökyüzünü izlemekte olan Ares irkildi ve bakışlarını gelen kişiye çevirmeden onu başıyla onayladı.

"Uzun bir gündü, ha?" diye sordu bu sefer. Aslında ikisinin de aklında o kadar çok soru vardı ki!

Yine bir baş hareketiyle cevaplamakla yetindi, Ares. Sonra bir süre sustular ve onlar sustuğunda daha net duyulan cırcır böceklerinin şarkısını dinlediler yalnızca.

Ares başını genç adamdan tarafa çevirdi ve ilk bomba o zaman patladı.

"Ondan etkileniyorsun, değil mi?" Bu soruyu kendine de sormuştu kaç defa; bu yüzden uyuyamamıştı ya zaten.

Yanındaki adamın bakışları ona döndü ve cevaplamadan önce yutkundu genç adam; boğazı kurumuştu ve adeta öleceğini hissetti bir an.

"Saçmalama." Saçmalama, kaç defa söylemişti bu yalanı kendine de? Sayabilir miydi?

"Hadi ama Ziya. Daha kimden bahsettiğimi bile sormadın."

"Kimden bahsediyorsun?" Ziya zaten sıçmıştı, şimdi aksi gibi birde sıvıyordu.

"Sen kimden bahsediyorsun?" Ziya'yla eğleniyordu, Ares.

Genç adam, ellerini teslim olmuş gibi kaldırdı.

"Tamam tamam, pes ediyorum."

Güldüler, ikiside. Sonra bir an da soldu gülüşleri, konunun nereye varacağını biliyorlardı.

"Üzüleceksin... Biliyorsun, değil mi?" Böyle uyarmıştı kendini de, ama nafile.

Önce bu soruyu cevapsız bırakmayı düşündü Ziya, fakat sonra gerçeklerden kaçmanın aslında kendini bir adım uzaklaştırmak yerine yaklaştırdığını bildiğinden gözlerini yere odakladığında konuştu.

"Biliyorum," ve bakışlarını yerden çekip Ares'e odakladı. "ama engel olamıyorum." Sanki, Ares engel olabiliyordu!

Tekrar sessizlik olduğunda beklediler bir süre. Sonra sessizliği yine Ares bozdu.

KELEBEK'İN SENFONİSİ (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin