VII. Bölüm: Geçmişin İzi

341 24 32
                                    


Dean Lewis - Waves
〰〰〰〰〰〰〰〰〰〰〰〰〰

Geçmişten kalan yaralar, bir iz şeklinde; bazen vücudunuzda, bazen ruhunuzda, bazen kalbinizde, bazen de aklınızda, sizinle birlikte her yere taşınır. Kimi zaman, o yaralar sadece sizi etkiler, kimi zaman da, etrafa saçılıp her şeyi mahfeder.

Geçmişin şimdiki kararlarımı etkilemesine izin vermeli miyim?

Bilmiyorum...

Ama şunu biliyorum ki Geçmiş adı üstünde geçmiş ve bitmiş...

Hala elimdeki kanatlarında alevler bulunan bu kelebek figürlü kolyeye bakıyordum. Bu gerçek değil, değildi; biliyorum...

Bilinçaltım yine bana geçmişimi kullanarak acımasız bir oyun oynuyordu.

"Hayır Mira. Sakın buna inanma! Biraz önce sen o kapüşonlu yabancıyı görmedin. Sakin ol!" ellerime baktım. Şimdiden titremeye başlamıştım. Hayır, bir kriz daha geçiremezdim.

"Şimdi değil. Sakinleş. Kanma aklının oyunlarına. Bak,..." etrafıma bakındım.

"...bak, o yok! Kimse yok. Belli ki bu kolye buraya önceden düşmüş ve sen onu bulmuşsun. Sakın inan..." derin bir nefes çektim içime, ruhum daralmıştı. Kalbim yerinden çıkacak ve bir at misali dörtnala koşacakmış gibi hızlı atıyordu. Titremelerim arttı ve hafif bir rüzgar esince gözyaşlarımdan ıslanmış yanaklarım üşüdü. O zaman anladım ağladığımı. Yere çöktüm ve dizlerimi karnıma çekerek kollarımla sıkıca sarıldım ve de çenemi dizlerime koydum. Bunları yaparken içimden kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum. Ama olmuyordu.

'Düşün Mira, Yaman yanındaymış gibi düşün' diye söylenirken gözlerimi kapattım ama işe yaramadı. Aksine onun yanımda olmadığını bildiğimden artan titremelerim ve göz yaşlarım, beni daha beter hale getirdi.

Sakinleşmek için ne yapardım ben?

Şarkı! Beni sakinleştiren tek şarkı...

Gözlerimi kapattım ve kendimi şarkının sözlerine bıraktım.

"Little do you know
How I'm breaking while you fall asleep..." titremelerimin azaldığını şimdiden hissediyordum ve kalp atışım yavaşça düzene giriyordu.

"Little do you know
I'm still haunted by the memories
Little do you know
I'm trying to pick myself up piece by piece
Little do you know
I need a little mo..." kolumda hissettiğim bir dokunuşla birlikte gözlerimi açtım ve bir çığlık attım. Lanet olsun! Kalbim tekrar çığlık attı ve titremelerim tekrar baş gösterirken karşımdakinin kim olduğuna baktım: Ares?

Ares Sancak

"Mira, titriyorsun. İyi misin?"

Tepkisiz...

"Mira, şu an kriz geçiriyorsun. Bana bak." gözlerini yere dikmiş titremekte olan, ağlayan Mira'nın yüzüne ellerimi koydum ve kendime çevirdim. Şimdi tam gözlerimin içine bakıyordu.

"Şimdi sakinleşmeye çalış. Bak ben buradayım, yanındayım." bana sadece bakmaya devam ederken ne yapacağımı bilemiyordum ama ben geldiğimde şarkı söylüyordu ve bu onu sakinleştiriyordu anlaşılan. Ama hangi şarkı? Ben geldiğimde ne söylüyordu...
Dün akşam söylediğimiz şarkı... Hiç zaman kaybetmeden baştan söylemeye başladım.

"Little do you know
How I'm breaking while you fall asleep
Little do you know
I'm still haunted by the memories..." evet, titremeleri azalmaya başlamıştı.

KELEBEK'İN SENFONİSİ (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin