XXIV. Bölüm: Üçüncü Kayıp

171 13 13
                                    

Oscar & The Wolf - Joaquim
〰〰〰〰〰〰〰〰〰〰〰〰

Göz kapaklarımı yavaşça araladığımda üzerimde büyük bir ağırlık vardı. Burnuma dolan hastahane kokusu nerede olduğumu açıklarken yattığım yatak ve kolumdaki serim da bunu destekler nitelikteydi.

"N'oluyor ya?" diye kendi kendime konuşurken gözlerimi bir süre kapayıp geri açtım. Etrafa bakındığımda solumda yatan Ares'i görmem ile doğruldum ve başıma giren ağrıyla serumsuz elimin avucunu şakağıma dayayıp ovuşturarak ağrıyı hafifletmeyi denedim. Bir süre gözlerim kapalı bekledikten sonra dinen ağrı ile başımı yavaşça Ares'e çevirdim.

Uyuyordu. Yaşıyordu!

Ayağa kalkıp kolumdaki serumu çıkardım. Biraz sızlasada umursamadım ve sevgilimin yanına yaklaştım. Yatakta boş olan yere oturup elini iki elimle kavrayarak dudaklarımı yaklaştırıp öptüm. "Şükür ki yaşıyorsun."

Bir süre sonra odaya bir hemşire girdi. "Yara kontrolü."

Yavaşça oturduğum yerden kalkıp elini eski yerine geri bıraktım ve odadan dışarı çıktım. Onu o şekilde göremezdim.

"Siz hala eve gitmediniz mi? Görmüyor musunuz iyi o. Daha ne diye burada pis pis duruyorsunuz?" diye arkadaşlarımı azarladığımda hepsi birden bana baktı. Ardından Boğaç ayaklanıp bana yaklaştı ve bir anda sarıldı. "İyisin."

Ben havada kalan kollarım ve şaşkın yüzümle orada hala, bana sarılıyor olmasına takılmışken buna bir son verip ellerimi beline yerleştirip sırtına yavaşça vurdum. Benden ayrıldığında şaşkınlığımı bir kenara itekledim.

"İyiyim de, ne oldu bana?"

"Üzüntüden ve bünyenin zayıf düşmesinden dolayı bayıldın." diye yanıtladı beni Boğaç.

Başımı anladığımı belirtircesine sallayıp diğerlerine baktım. "Hepinizin burada işi ne? Hadi, gidin ve dinlenin çok yoruldunuz."

"Yok. Hastahaneden çıkana kadar buradayız."  dedi Elvin oturduğu yerden kalkarken.

"Ya, gitsenize siz! İyiyiz işte, daha ne istiyorsunuz. Hem siz gidip bunu kimin yaptığını bulun."

"Haluk'un yaptığını düşünüyoruz." dedi Afra.

Kaşlarımı kaldırıp ona baktım. "Bu Haluk'un yaptığı bir işe benzemiyor. Hatta bunu, onun yapmadığına adım gibi eminim. Bu işte başka bir şey var." diyerek onlara bu sonuçtan tatmin olmadığımı belli ettiğimde Boğaç omuzlarını esnetti.

"Hadi, daha fazla durmayın burada ve gidin."

Boğaç arkasına kısa bir bakış attıktan sonra bana döndü. "Pekala."

Hepsi birden ayaklandığında önce Uygar, Nil ve Dilara daha sonra Afra, Arda, Ulaş, Romina ve Ziya en son da Boğaç ve Elvin giderken anlık bir kararla düşüncelerimi dile getirdim.

"Boğaç!"

Olduğu yerde duraksadığında omzunun üstünden bana baktı. "Söyle küçük şeytan."

Gülümsedim. "Teşekkür ederim."

Gülümsedi ve elini kaldırarak selam verip gitti.

***

"Hadi, yat buraya." dedim Ares'i yatağa çekiştirirken.

Hastahaneden bir hafta önce ayrılmıştık. Bugünse Ares'in dikişlerini aldırmaya gitmiş ve dağ evine geri dönmüştük.

"Ya bir şey soracağım." dedi Ares üzerime gelirken. "Senin cezanı şimdi mi kessem?"

"Ne cezası?" dedim sırtım soğuk duvara değerken.

KELEBEK'İN SENFONİSİ (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin