Gri...Beni her zaman ortada, kararsızlık çizgisinin üzerinde bırakan ve benim kendimi bir ip cambazı gibi hissetmeme sebep olan renk.
Siyah ve beyaz kadar kararlı değildir gri... Her zaman insanı karanlık bir sis bulutu içinde, ışığı bulmaya zorlar. Sonuç olarak gri sizi ortada bırakır ve gerisi size kalmıştır; ya karanlığa daha çok çekilirsiniz ya da ışığı bulup aydınlığa kavuşursunuz...
Tüm gözler bana çevrilmişken oluşan sessizlik oldukça rahatsız ediciydi. Zaman akıyordu. Belki de sadece dakikalar hatta saniyeler geçmişti fakat geçen bu süre bana oldukça uzun gelmeye başlamıştı. Bu durumu sineye çeken şey ise Ziya'nın tok sesi olmuştu.
"Şimdi hepinizin aklındaki soruya bir açıklık getirelim. 'Bu kızın burada ne işi var?' Gerçi hepiniz adını duymuşsunuzdur ama nezaketen tanıştırayım; Mira..." diyerek beni gösterdi ve ona çevrilen tüm bakışlar tekrar bana dönmüştü. Şimdi size utanarak bakışlarımı ayaklarıma, ellerime ya da parkeye çevirdim demeyeceğim çünkü çevirmedim. Ben böyle bakışlara karşı utanıp başka yerlere bakmaya çalışan bir kız olmadım hiç, her zaman kendimden emin durdum ve başımı eğmedim. Her neyse...
"...Mira'yı buraya getirdim çünkü size anlatmasını istediğim bir konu var. Oldukça önemli ve sen sormadan söyleyeyim Ulaş, konu.yemek.değil!" dedi ağzını açıp bir şey söyleyecek olan cam kenarındaki çift kişilik koltukta oturan saçı toplu kumral çocuğa bakarak ve ardından devam etti:
"...konu yarış!" bunu söylediği anda herkesin bakışları bana daha da yoğunlaşmıştı ve bu, şu an gerçekten de oldukça rahatsız edici bir hal almaya başlamıştı. 'Ne var, ne bakıyorsunuz?!' demek istedim bir an, ama diyemedim. Sadece orada sessizce durup Ziya'nın beni sözcükleriyle yönlendirmesini bekledim ve tam da düşündüğüm gibi oldu.
"...Mira bugün yarışla alakalı Umut ve arkadaşlarını konuşurken duymuş ve duyduğu şeyler bizim tarafımızdan kaale alınması gereken şeyler. Bir önlem alınmaz ise bu olay sonucunda olacak şeyler bizim açımızdan hiç iyi olmayacak..." Ve bana bakarak devam etti.
"...Mira, olayı anlatır mısın?" onu başımla onayladıktan sonra benim deyiceklerimi dikkatle bekleyen bakışlara döndüm ve boğazımı temizleyip başladım.
"Bugün...kampüsün kafesinde otururken yan masamda konuşan birkaç kişinin söylediklerine kulak misafiri oldum. Umut ve birkaç kişi vardı. Bir yarıştan ve Siyah Melekler'den bahsetiyorlardı.Şey dedi bir kız neydi ya adı...Melis, Melis'di. O dedi ki arabalarının bozulması onları bitirir sonra Umut da ne oldu aşık mı oldun siyahların en koyusuna falan dedi..."
"Dur! Siyahların en koyusuna mı?!" dedi adının Ulaş olduğunu öğrendiğim çocuk.
"E-evet?" bakışların hepsi gri gözlerin sahibine döndü ama Ares devam etmem için konuştu.
"Ona sonra geliriz, sen devam et."
"...sonra bir esmer çocuk da nasıl halledeceksin, yarışa gitmeden arabayı kontrol ediyorlar dedi ve Umut da dedi ki tamirci olarak benim yerime bu işi halledecek biri var... Zaten sonra da gittiler." bakışlar bendeyken sözlerimi bitirdiğimde hepsi Ares'e döndü ve bir şey söylemesini beklediklerini o zaman anladım. Ares sinsice sırıttığında Ulaş'ın yanında oturan siyah saçlı kız sordu:
"Ares, ne yapmayı düşünüyorsun?" Ares bakışlarını kıza çevirdikten sonra koltuğa genişçe yayıldı ve sustu. Birkaç dakika büyük bir sessizlik hakim olmuştu odaya.
Aklımda soru işaretleri vardı ve ben bunları düşünürken bir tanesinin dudaklarımdan firar etmesine engel olamamıştım.
"Bu yarış ne zam...AH!"sözümü kesen çığlığıma sebep olan şey içeriye ateş eden silah sesi olmuştu.
Üç el ateş...
Kırılan bir cam....
İçeriye, tam ayak ucuma, atılan ve içinde kağıt olan bir kırık şişe...Ellerim kulaklarıma kapalı bir şekilde duruyorken diğerlerine kısa bir bakış attım; diğerleri bana nazaran daha ifadesizdi. Sadece irkildiklerinden emindim, benim kadar korkmamışlardı.
Ellerimi kulaklarımdan çekip ayağımın dipindeki şişeye uzandım ve korkumu bir kenara bırakıp hafif titreyen ellerimi kontrol altına alarak şişenin kapağını açtım. İçindeki kağıdı alıp kırmızı mühürlü yerden açıp yazanı dışımdan okumaya başladım ve aynı anda başka biri tarafından söylenen sözcüklerle birlikte sesim yankılanmıştı.
"Yarış şimdi başlıyor..."
"Yarış şimdi başlıyor..."ardından bakışlarımı sesin geldiği yöne çevirdim;
Ares...
•Dila Nur SEVİNDİR•
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KELEBEK'İN SENFONİSİ (Tamamlandı)
Ficção Geral"Kaç yaşında olursan ol, uyuyunca geçer sanacaksın ama şunu bil ki kaç yaşında olursan ol, uyuyunca geçmeyecek..." • "Öldürüyorsun beni." dedi alnı alnımda, nefesi dudaklarımdaydı. "Öleceksin." dedim grimsi gözlerine bakarken. "Seni seviyorum ama se...