XV. Bölüm: İlk Dans

233 18 25
                                    


Antonio José - El Arte De Vivir
〰〰〰〰〰〰〰〰〰〰〰〰〰

15 Mart 2011
(Mira Koç)

"Ya, baksana benimkine, nasıl da üzgün üzgün oturuyor." dedi Ela, dirseklerini masaya dayayıp ellerine çenesini yaslarken.

Gözlerimi devirdim. "Git ve konuş o zaman. Her zamanki gibi affet onu, sonra gelsin seni yine aldatsın. Mal mısın, kızım sen?"

"Ama valla masum o, hepsi kızın suçu, Mira."

"Ne halin varsa gör; fakat sonra bana gelip ağlama yine 'Buğra beni aldattı' diye. Valla acımam, kovarım seni evden."

Ayağa kalktım ve kırmızı elbisemin eteklerini düzeltip insanların arasından bara ulaşmaya çalıştım.

Yaklaşık iki saat önce okulun balosuna gelmiş ve bu süre boyunca boş boş oturup etrafı izlerken ara sıra da Ela'nın konuşmalarını dinliyordum.

"Oha! Az yavaş olsana!" Yoluma çıkıp, ayıptır söylemesi, beni bir b*k çuvalı gibi iten kişiye baktım ve gördüğüm kişinin isminin dudaklarımdan dökülmesine izin verdim.

"Ateş?"

"Üzgünüm, beni de ittiler." dedi mahçupça arkasındaki kalabalığı göstererek. Ardından ekledi. "Gelmeyeceğini sanıyordum."

"Aslında gelmeyecektim fakat bilirsin," Ela'nın oturduğu tarafı gösterdim. "herkesin inatçı bir baş belası vardır."

Gülümsedi. Gülümserken gözleri kısıldı. Ben de tebessüm ettim ve o sırada müziğin hızı yavaşladı.

Ateş elini bana doğru uzattı. "Benimle dans eder misiniz, señora?"

Elimi elinin üstüne koyarken başımı hafif bir açıyla aşağı eğdim. "Elbette señor."

Elimi tutup beni dans pistine sürükledi. Birine el işareti yaptı ve şarkı değişti.

Antonio José - El Arte De Vivir

Beni kendine çektiğinde etraf bir an da sessizleşti ve tek duyulan şey şarkı oldu.

Dans etmeye başladığımızda birbirimizin gözlerinin içine bakıyorduk. Onun kehribar dünyasında her şey çok farklıydı.

Huzur kaplıyordu içimi. Güneş, bir daha batmamak üzere, yeniden doğuyordu.

Gözlerim kapanıyor, bu, kötülüklerle dolu dünyada güven sarıyordu her yanımı.

Bir kere girdin mi o kapıdan içeri, bir daha çıkılmıyordu; alıp götürüyordu beni en derine, ruhun gemileri. Kalbim yavru bir kuş misali ilk kez kanat çırpıyordu.

Dansımız bittiğinde alkış sesleri inletti tüm salonu. Utandım biraz, herkes bize bakıyor diye. Utanmak mı? Ha, utanmak nedir bilmezdim ben.

Kısa bir süre sonra herkes eski haline dönüp müzik hızını arttırmaya başladığında Ateş elimi tuttu tekrardan ve daha sakin bir köşeye geçtik.

"Bachata yapmayı, nerden biliyorsun?"

Gülümsedim. "Dayımdan."

Bir süre ikimiz de sustuk ve birbirimize baktık. Sonra sessizliği o bozdu.

"İlk dansımızdı bu."

"Evet, ilk dansımız."

Günümüz

Duştan çıktım ve iç çamaşırlarımı üzerime geçirip yatağımın üzerine bıraktığım, ten rengi, üzeri pırlanta işlemelerle dolu, özel tasarım, elbisemi elime aldıktan sonra dikkatle üzerime giydim.

KELEBEK'İN SENFONİSİ (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin