XVII. Bölüm: Çakıl

203 18 5
                                    


Ed Sheeran - Photograph (Boyce Avenue ft. Bea Miller Acoustic Cover)
〰〰〰〰〰〰〰〰〰〰〰〰〰

Mira Koç

Deniz sessizce dans ediyor ay ve yıldızlara karşı
Rüzgar hafifçe değdiriyor eteklerini yüzüme
Ben de izliyorum, gözlerim kapalı, sessizce
Yalnızca hissediyorum
Yalnızca duyuyorum
Ama asla görmüyorum

(Dila Nur Sevindir - Sessiz Dans)

Deniz kıyıya vururken çoktan ıslanmış olan kumların kurumasına izin vermiyordu. Sahil sessizdi ve ben yalnızdım.

Denizin kıyısındaki, uzun zaman önce unutulmuş, çakıl taşlarının üzerinde oturuyordum. Ayaklarım çıplak ve ıslak kuma temas ederken rahatlamaya çalışıyordum. Ayağıma, ara ara deyip kaçan soğuk su beni rahatsız etmiyordu; aksine, bundan zevk alıyordum.

Soğuk, bana garip bir şekilde iyi hissettirirken, tüm sıkıntımı alıp götürüyormuş gibi, hissettiriyordu.

Dizlerimi, ıslak kuma sürüyerek, kendine çekip bacaklarımı kollarımla sarmaladım ve çenemi dizlerime yasladım. Derin bir nefes aldığımda sıkıntıyla geri verdim; sanki, 'al senin olsun' der gibi...

Gözlerimi tam karşımdaki, gökyüzüyle sevişip onun rengine bürünmüş, lacivert denize çevirdiğimde çakıl taşlarının bana doğru yaklaşan sesi çalındı kulaklarıma; biri geliyordu.

Hafifçe başımı çevirdiğimde gelenin tanıdık bir sima olduğunu görünce rahatladım.

"Neden peşimi bırakmıyorsun? Ne zaman yalnız kalmak istesem yanımda bitiyorsun." diye mırıldandım, yanımda durduğunda.

"Ne yapayım? Hep böyle denk geliyor. Demek ki, evren yalnız kalmanı istemiyor."

Yanıma çöktü ve yavaşça oturdu.

"Git başımdan. Uyuz."

"Gitmiyorum."

Başımı yavaşça ona çevirdiğimde denize baktığını gördüm. Gözlerim ayaklarına kaydığında kaşlarım çatıldı.

"Ayakkabılarını çıkartsana."

Bakışlarını bana çevirdiğinde gri gözlerinin karanlıkta bile rengini belli etmesine şaşırmıştım.

Kaşlarını kaldırdı. "Bu bir teklif mi?"

"Ne?"

"Yanında kalmamı mı istiyorsun?"

Yüzümü buruşturdum. "Hayır, aptal. Fakat artık alıştım ve seni biraz tanımaya başladım. Gitmeyeceğini adım gibi bildiğimden, uğraşmak istemedim."

Ayakkabılarını ve çorabını çıkartıp yanına koyduktan sonra bana döndü tekrardan. Önce bir şey söyleyecekmiş gibi oldu, sonra vazgeçip önüne döndü.

"Söyle, hadi." diye mırıldandım denize bakarken.

"Sorun nedir?"

"Neyden bahsediyorsun?" derken ona döndüm. O da bana bakıyordu. Gözlerimiz kesiştiğinde bakmayı sürdürdüm.

"Bir haftadır sen de bir şey var. Dalgınsın ve, diline kilit vurmuşlar gibi, konuşmuyorsun."

Dil çıkartıp işaret parmağımla gösterdim. "Bak kilit falan yok."

İkimizde güldüğümüzde kendi halime acıdım bir an.

"Iyy, iğrenç bir espri yaptım. Şu an kendimden soğudum."

"Evet, çünkü soğuk espri yaptın."

Yüzümü olabildiğince buruşturup kusuyormuş gibi yaptım. Ares de bu halime güldü.

KELEBEK'İN SENFONİSİ (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin