Bölüm 10

15.2K 673 19
                                    

Efsun, Bedirhan'ın kollarında kendinden geçmiş bir haldeyken hastaneye vardılar. Karada konağına da haber verildi. Doktorlar Efsun'u içeri aldıklarında Bedirhan'ın da içi içini yiyordu. Birkaç saat sonra Efsun'u aldıkları odadan doktor çıktı.

- Hastanın yakını hanginiz?

Derman köşede oturduğu yerden koşar adımlarla gelirken Bedirhan doktora kendini tanıtmıştı.

- Buyurun Doktor Bey, ben kocasıyım.

- Şuan için bir şey söylemek zor. Eşiniz röntgenlerini de kontrol etmem lazım. Özellikle beyin sarsıntısı geçirip geçirmediğinden emin olmalıyım. Bir de vücudunun birçok yerinde ezikler var yine kırık olup olmadığını görmem için röntgenlere ihtiyacım var. Yalnız eşiniz çok kan kaybetmiş, biran önce tanıdıklarınıza haber verseniz iyi olur. AB rh negatif kana ihtiyacımız var. Yoksa durumu daha kötüye gider.

- Hemen buluruz. Siz yeter ki onu yaşatın.

Bedirhan doktorla konuşmasını bitirdikten sonra yanındaki adamlara bütün eş dost, akrabaya haber verilmesini istedi. Efsun için kana ihtiyaçları vardı. Bedirhan adamları yollar yollamaz Hasan Bey ve Affan Bey yanında Süphan, Ayşe ve Zelal Hanım ile beraber hastaneye geldiler. Affan Bey'in yüreğindeki sancı boşa değildi. Kızının başına bir şey geldiğini hissetmişti. Şimdi de güzel gözlüsü içeride canı ile uğraşıyordu.

- Bedirhan! Kızım nasıl? Nerede buldunuz onu?

- Ormanda bulduk, oraya nasıl gitti bilmiyorum ama kafasını çarpmıştı. Yüzü gözü kan içinde yatıyordu. İçeride şimdi de. Doktor çok kan kaybetmiş dedi. Beyin sarsıntısı geçirip geçirmediğine bakacaklar.

Kızı bildiği Efsun'un halini duyunca Süphan'ın feryadını, acısını kimse susturamadı. Çığlığı, ağıtı yüreğinden ırmak olup çağladı.

- Oyy yavrum, kurban olurum yoluna! Kim ettiyse, ne ettiyse elleri kırılsın. Oyy gonca gülümü kırdılar! Menekşemi soldurdular! Kuzum, benim canımdan alıp sana versinler!

Herkes bir köşede Efsun için korkuyor, dua ediyordu. Zelal Hanım bile endişeleniyordu, en çok da utanıyordu. Efsun da onun kızı gibi bir ananın yavrusuydu, bir babanın göz bebeğiydi. O da istemezdi ya böyle olmasını şimdi dua etmekten başka çaresi yoktu.

Efsun içeride öylece cansız yatarken bütün ailesinin de canı dirhem dirhem çekiliyordu sanki. Hele ki Affan Bey'in... Hele ki Bedirhan'ın... Ayrılık bu kadar yakın mıydı? Biri kızı, diğeri ise daha doyamadığı karısı için can vermeye razıydı. Ama ikisinin de kan grubu tutmadı. Derman, Ayşe, Süphan hatta Zelal Hanım bile bir bir kan vermek için gittiler, hiçbirinin kan grubu tutmadı. Efsun'un kana, cana ihtiyacı olduğunu duyan kim varsa geldi. Neredeyse bütün şehir hastaneydi. Bir kere yüreklerine dokunduğu, haklarını koruduğu, iyilik ettiği kim varsa koştu geldi. Ama nafile... Bir süre sonra doktor tekrar onları uyarmak için geldi.

- Efsun Hanım için acilen kan bulunması lazım. Çok zor bulunan bir kan grubu olduğunu biliyorum ama eğer bulunamazsa korkarım eşiniz için geç kalınmış olacak.

Bedirhan'ın yüreği tutulmuş, ağzı kilitlenmiş, eli kolu bağlanmış, adamlarından bir haber bekliyordu. Su gibi kayıp gidiyordu ellerinden Efsun. Biraz sonra koşa koşa Melik Usta yetişti. Nicedir aklı Efsun'daydı. Falına baktığından beri nerededir, ne yapmıştır diye düşünmekten kendini alamıyordu. Efsun'un hastanede olduğu haberini alınca doğru hastaneye koşmuştu.

- Beyim bir de benimkine baksınlar, belki benimki uyar.

Hemşireler Melik Usta'yı içeri aldılar. Hakkı vardı, Efsun'a can olacak kan onun damarlarındaydı. Melik Usta kanı verdi. Birkaç saat sonra doktor hastanedekilere Efsun'un durumunun iyiye gittiğini söyledi.

EFSUN HANIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin