- Nasıl bulmuşlar? Şimdi neredeler?
- Yanına gönderdiğimiz aile Meryem'i saklıyor ama bulmaları an meselesidir hanımım.
- Derman, sen ne dediğinin farkında mısın? Bulurlarsa yaşatmazlar.
- Niyetleri de o hanımım.
- Meryem'i buralardan göndermemiz lazım Derman. Başka bir yere, başka bir ülkeye. Kaçması için ben ikna ettim o kızı.
- Sen ona yardım ettin hanımım. Böyle olacağını nerden bilecektik.
- Bilecektik Derman, bilmeliydik. Bu işlerin buraya varacağını tahmin etmemiz lazımdı. Ona göre önlem almalıydık.
- Hanımım.
- Ne?
- Eğer duyulursa... Yani yardım ettiğiniz için sizin başınızda belaya girer.
Bedirhan duyduklarına anlam veremedi. Meryem kimdi, peşindekiler kimdi? Efsun bu kızı neye bulaştırmıştı? Daha fazla dayanamadı. Onların yanına yürürken bir yandan da konuştu.
- Kimmiş bu Meryem? Ne işler karıştırıyorsunuz siz?
- Sen bizi mi dinliyorsun? Utanmıyor musun insanları dinlemeye?
- Efsun, sana kim dedim! Nasıl bir şeye bulaştın?
Efsun, Derman'a doğru döndü. Ne olursa olsun onun önünde kocasıyla tartışmak istemedi. Hem kendine, hem kocasına saygısından... Aralarındaki her ne ise onu başkalarının yanında aşikâr etmeye gerek yoktu.
- Derman, sen git. Benden haber bekle.
Derman hanımının sözünü ikiletmeden haraya doğru yol aldı. Ama ikisi de biliyordu ki Meryem için geçen her saniye çok önemliydi.
- Üzerine vazife olmayan işlere karışma Bedirhan Ağa.
Bedirhan'ın sabrı taşmak üzereydi. Efsun'u kolundan yakaladığı gibi kendine doğru çekti.
- Üzerime vazife değil öyle mi? Ne işler karıştırıyorsun sen bu herifle. Bir daha sormayacağım Efsun.
- Bu benim meselem, seni hiç ilgilendirmez.
- Sen benim karımsın. Seni ilgilendiren her şey beni de ilgilendirir.
- Bırak kolumu! Sen benim hiçbir şeyim değilsin.
- İster kabul et ister etme, biz evliyiz. Gözümün önünde bu adamla gizli kapaklı işler yapmana izin veremem.
- Kolumu da sen kıracaksın herhalde. Bırak!
- Anlatacaksın Efsun.
- Sana hiçbir şey anlatmak zorunda değilim.
Efsun kolunu Bedirhan'dan kurtardığı gibi odasına gitti. Bedirhan'da arkasından odaya girdi.
- Peki, Efsun Hanım. Ben nasıl olsa öğrenirim.
Kapıyı çarpıp çıktı. Bir bu eksikti. Efsun Meryem'e nasıl yardım edeceğim diye düşünürken bir de Bedirhan'la uğraşmak zorundaydı. Kocası, onu Derman'dan kıskanıyordu. "Bu herif" demesinden belliydi. "Saçmalıyor." diye düşündü. "Başka kıskanacak adam mı kalmadı? Derman benim dostum, en güvendiğim adamım." Ama Bedirhan haklıydı, karısı güvenmediği hatta daha doğru düzgün tanımadığı insanlarla bilmediği işler yapıyordu. Söyleyemezdi. Kaldı ki şimdi düşünmesi gereken daha önemli bir meselesi vardı. Meryem'i kurtarmak...
Efsun bu gece düşünecekti. Ne yapacağını, nasıl yapacağını düşünecekti. Yarında ilk iş Meryem'i güvenli bir yere gönderecekti. Onu bulamayacakları bir yere...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EFSUN HANIM
General FictionÖfkesi de sevdası kadar büyük ve korkunç bir kadın... İsfendiyar Konak'ının en değerli hazinesi... Antep'in kızgın ovalarının, taştan evli dar sokaklarının, uçsuz bucaksız fıstık bahçelerinin güzel ama bir o kadar da gizemli, gök gözlü, katran saçlı...