Bedirhan gece bir ara uyandığında hemen kalkamadı yataktan. Yanı başında katran saçlarını, kar beyazı çarşafların üzerine sermiş karısını izledi bir süre. Sonra usulca ayrıldı yanından.
Efsun yataktaki boşluktan mıdır bilinmez, Bedirhan çıktıktan biraz sonra uyandı. Bedirhan'ı yanında göremedi. Kalktı, duşunu aldı, saçlarını taramaya koyulmuştu ki kocası içeri girdi.
- Uyanmışsın.
- Neredeydin?
- Dolandım biraz.
Bedirhan, yatağın üzerinde saçlarını tarayan karısının arkasına doğru geçti. Ellerini onun saçlarını tarayan ellerinin üzerine koydu.
- İzin verir misin?
- Bitmişti zaten.
- Olsun.
Yavaş yavaş karısının saçlarını taramaya başladı. Tarağı saçlarının içinden her geçirişte yayılan koku onu mest etmişti. Ne güzel kokuyordu bu kadın. Kendisine has bir kokusu vardı. Dağ başlarında korkusuzca açan çiçeklerin kokusu... Birden telefonu acı acı çalmaya başladı. Kimdi ki bu saatte arayan?
***
Ahuzar kendinden habersizce çıkmıştı konaktan. Sokaklarda nerede olduğunu bilmeden, ne yaptığını bilmeden dolaşıp durmuştu akşama kadar. İsfendiyar konağına vardığında kapının önünde donakaldı. Öylece bekledi biraz. Ne yapıyordu burada? Neden tekrar dönüp gelmişti? Mutlaka haberleri olacaktı olan bitenden. O zaman yine kabul edecekler miydi onu? Affan Bey yine kızım diyecek miydi? Yaptığından sonra bu konak, evi olabilecek miydi artık? Pişman mıydı yoksa? Aklında bilmediği, cevaplayamadığı onlarca soru vardı. Konağın kapısı birden açılınca korkuyla yerinde sıçradı. Kapıyı açan Azem Kahya'ydı.
-Ahuzar Hanım, niye burada bekliyorsun? İçeri girsene. Affan Beyimde merak ettiydi seni.
- Tamam.
Ahuzar içeri girdiğinde akşam yemeğini yemiş, avluda akşam kahvesini yudumlayan Affan Neyi gördü. Sinirli olduğu her halinden belliydi. Yüzü asık, kaşları çatıktı. Yılların eskittiği yüzünde çizgiler daha derinleşmişti sanki. Ahuzar'ı görünce eliyle gelmesi için işaret etti.
-Babanlardan mı geliyorsun kızım?
-Evet.
-Olandan bitenden haberim var. O soysuz...
Affan Bey, gelininin soysuz dediği adamın kardeşi olduğunu hatırlayınca durdurdu kendini.
-Kaçtığından haberim var. Efsun haber verdi. Nasıl oldu da bunca yaklaşmışken elimizden kayıp gitti? Ama er geç düşecek ağımıza. Er geç yakalayacağız onu. Çekirge üçüncüyü sıçrayamayacak bu sefer.
Ahuzar sessizce bekliyordu. Affan Bey'in hesap soracağı, suçlayacağı belkide özbabası gibi kovacağı anı bekliyordu. Ama Affan Bey yapmadı. Ahuzar olanı biteni biliyorum deyince bir an için ihanetini bildiğini sandı. Ama Efsun, Affan Beye sadece Ayhanı ellerinden kaçırdığını söylemişti. Ahuzar üzerinde bir ağırlık hissetti. Tam göğsünde, gövdesinin orta yerinde... Sonra da o ağırlığın altında ezildi. İzin isteyip odasına çıktı. Yatağın üzerine kendini savurup bir süre tavana baktı. Düşündü. Şimdi bilmiyordu ama öğrenince ne olacaktı. Nereye gidecekti. Yerinden kalkıp banyoya yöneldi. Sıcak bir duş alıp kendine gelmekti niyeti. Suyu açmak için yöneldiğinde fark etti acı ve keskin parlayan jileti. Kendinde bile değildi artık. Ne zaman onu aldı, ne ara banyonun soğuk ve nemli duvarının kenarına çöktü, bileğini ne zaman kesti bilmiyordu. Ilık kan bileklerinden aşağı süzülünce fark etti yaptığını. Üzerindeki yük yavaş yavaş kalkmaya başlamıştı.
Affan Bey oturma odasında tek başına öylece düşünürken Süphan çaldı kapıyı.
-Beyim bir isteğin, arzun var mıdır?
- Yok Süphan, sağ olasın.
Süphan tam çıkacaktı ki Affan Bey seslendi.
-Süphan!
-Buyur beyim.
-Ahuzar yemeğe yetişmemişti. Sor bakalım, aç uyumasın.
-Olur beyim.
Süphan, oturma odasından çıktıktan sonra doğruca Ahuzar'ın odasına yöneldi. Kapıyı çaldı ama içerden ses seda çıkmadı.
-Allah Allah, bu saatte uyunur mu?
Kapıyı tekrar çaldı ama nafile içerden yine ses gelmeyince, içine bir kurt düştü Süphan'ın. Kapıyı usulca açtı, içeri girdi. Banyodan su sesi geliyordu. Bu seferde banyo kapısını çaldı. İçeriden ses gelmedi.
-Ahuzar! Kuzum orda mısın?
Süphan kapıyı sertçe peşpeşe iki kere daha çaldı. Ses gelmeyince kapıyı açıp girdi içeri. İşte o zaman gördü, köyü kırmızı bir gölün ortasındaki Ahuzar'ı. Görür görmezde bastı çığlığı.
Suphan'ın acı çığlığını konakta duymayan kalmamıştı.
Alelacele yetiştirdiler Ahuzar'ı hastaneye.
***
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EFSUN HANIM
General FictionÖfkesi de sevdası kadar büyük ve korkunç bir kadın... İsfendiyar Konak'ının en değerli hazinesi... Antep'in kızgın ovalarının, taştan evli dar sokaklarının, uçsuz bucaksız fıstık bahçelerinin güzel ama bir o kadar da gizemli, gök gözlü, katran saçlı...