19.Bölüm

987 54 6
                                    

Merhaba ^_^ Wattpad'e şöyle bir bakayım dedim ve bölümün üzerinden ne kadar zaman geçtiğini anladım, özür dilerim :( Bildiğiniz üzere TEOG'a bir hafta kaldı ve ben yarından cumaya kadar evde olamayacağım :( Hafta içi bir bölüm eklemeyi düşünüyorum ama günü belli değil, bunu da not olarak ekleyeyim :D Ha bu arada yorumları (önceki bölümünkileri de) döndüğümde okuyacağıma emin olabilirsiniz ♡

Sizi seviyorum ♡

You're nobody 'til somebody loves you

Biri seni sevene dek hiçkimsesin

It's hard times when nobody wants you

Kimsenin seni istemediği zamanlar zordur

Fill in my cup, don't ever stop coming

Doldur kupamı, sakın gelmekten vazgeçme

Get over top, I'll make it hard running

Zirveyi aş, koşmayı zorlaştıracağım

Kapı çalınca -bu seste nasıl duyduk bilmiyorum- Ashton ile yatakta zıplamayı durdurduk ve müziği kapattık. Bağırmamızın da kesildiğini söylememe gerek yok sanırım.

"Açıyorum." dedikten sonra üzerimi düzelttim ve kapıyı açtım.

"Bensiz eğlence mi yapıyorsun sen? Ama tek olmaz birde yancın vardır." Harry'nin çatık kaşlarına ve dediklerine gülerken Ashton'da yanıma geldi.

"Selam."

"Ash!" İçeri girdiğinde ben kapıyı kapatırken onlar birbirlerine sarıldılar. "Şimdi ne yapıyorsanız devam ediyoruz." Telefonumdan müziği açtı ve telefonun bağlı olduğu hoparlörden bir anda deli gibi ses çıkmaya başladı. Ben yatağın üzerindeyken elimi uzatıp Harry'nin de çıkmasını sağladım ve zıplamaya devam ettik. Tabii şarkıyı da söyleyerek.

Uzunca bir süre sonra gerçekten yorulmuştuk, bu yüzden oturarak devam ettik. Bağırarak şarkı söylüyoruz ve el kızartmaca oynuyoruz. Daha doğrusu oynuyorduk, kapı yumruklanmaya başlayana kadar.

"Birileri bizi kızgın gibi." dedikten sonra hızla ayağa kalktım ve kapıyı açtım. Karşımda beni öldürmeye hazır bir Sean görünce de, kapıyı kapatarak ona tatlı bakışlar attım.

"Suç ortaklarını ispiyonlamayacaksın demek?" Başımı 'hayır' anlamında sağa sola salladım. "O zaman tüm ceza sana kesilecek." Dudaklarımı büktüm.

"Sen bana kıyamazsın ki." Ona tatlı bakışlar gönderdiğimde tek yaptığı gözlerini devirmek oldu.

"Eğer sinirimi bozarsan yarın tüm gün boyunca kayıt yapmak zorunda kalırsın bayan. Ve böyle devam ederseniz uykusuz kalacağın için çok huysuz olacaksın." Tamam, gerçekten sıktı. Ona ne benden? Ah, şöyle bir durumda var, onun işi bu. Herneyse.

"Bende seni seviyorum Sean, şimdi gidebilirsin, bizde dikkatli oluruz. Görüşürüz." Kapıyı sert olmamasına dikkat ederek kapadım. "Sadece daha az ses çıkarmamız gerek."

"Biz mi?" Harry de durumun saçmalığını farkedip güldü.

"En azından deneyebiliriz." dedim, son kelimeye seslice vurgu yaparak.

"Sanmıyorum." Tamam, her halükarda odadaki en küçük kişi olabilirim ama beynim ikisininkinden de daha mantıklı çalışıyor.

"Bakın, ses çıkarmamak sözlerini dinlemediğimizi göstermeyecek." Dizlerimin üstünde yatağa çöktüm. "Tam tersi olması gerek ki bize bulaşılmayacağını anlasınlar." Bana boş gözlerle baktılar. "Demek istediğim, fazla sessiz durmamız Sean'ın dikkatini çekecektir. Bizi kontrol etmeye gelecek ve kapıyı açtığımız anda yüzünde krema, pasta, bir kova dolusu su veya sizin hayal gücünüzün temin edeceği bir şey ile karşılaşacak."

Covered With FameHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin