Covered With Fame

17.Bölüm

Merhaba ^_^ Arkadaşlar, direk şunu söyleyeceğim ki, TEOG (SBS)'a çok az zaman kaldı, iki hafta falan ve ben deli gibi çalışıyorum. Hocalar bile artık şakaya almaya başladı durumu :D İşteeee, bu yüzden bölümler birkaç gün gecikebilir ama gelmemezlik olmayacak. Elimden geldiğince bölümleri sıkı tutacağım ve sizin bunu anlayışla karşılayacağınıza eminim ♡

Iyi okumalar ^_^

"Evet genç adam, kızın yanından bir saat ayrıldın ve direk sesin eski haline döndü! Tam toparlanmıştın ama tekrar üşüttün, Zayn. Üstelik konsere çok az kaldı!" Öbür odada olsalar bile Paul bağırdığı için canlı yayın gibi duyuyoruz.

"Paul biliyorum ama-"

"Aslında Michel seninle durduğu için çok şanslısın, sana kalsa gripten öleceksin!" Ah, ona bunu bende kaç kere söyledim.

"Haklısın ama dediğin gibi o var."

"Konserde o olacak mı Zayn! Bana bahane bulmayı kes tamam mı, bu sesle sahneye çıkamazsın!" Ardından kapı açıldı ve önce Paul, ardından Zayn çıktı. "Ya da bir dakika." Hepimiz ifadesi bir anda yumuşayan ve bana sırıtarak bakan Paul'a döndük.

"Michel, Zayn'in sesini çok güzel taklit ediyorsun." On beş dakika öncesinde dediği birkaç kelimeyi ona karşı cevap olarak, sesini taklit ederek söylemiştim. Bundan bahsediyor olmalı. "Zayn'in sesi kısık ve şu yüksek ses çıkaran mikrofonlardan kurmaya vaktimiz yok. Sende onlarla sahneye çık ve Zayn'le birlikte söyle." Gayet normalmiş gibi söylüyor ama kolay değil, onun sesini taklit ederek şarkı söylemek ne demek!

"Paul, bu boyumu o aşar."

"O haklı Paul, bunu isteyemezsin. Zaten Zayn'in yerine söyleyecek bile olsa bir terslik olduğu anlaşılır. Amaç örtmekken her şey daha kötü olur." diye bana destek çıktı Liam.

"Bak, denesen yaparsın tamam mı? Hem onlara yardım etmek istediğini biliyorum. Senden beklediğim şey ise sadece onun sololarını beraber söylemeniz." Alt dudağımı ısırarak Zayn'e baktığımda kabul etmem için yalvaran gözleri bana dönmüştü. Hafifçe başımı çevirerek Louis'e baktığımda başını onaylarcasına bir kere salladı. Ona güveniyorum çünkü hepimizin kapasitesini bildiği için her zaman doğru kararlar veriyor, en azından ben şu ana kadar yanıldığını görmedim.

"Ah, ben hala bilmi-" Gözlerim Zayn'e ve büzdüğu dudaklarına kaydı. Aynı Little Things' in Backstage videosundaki gibi, tanrım! "Peki."

"İşte bu. Lou, makyaj ve saç işi bitmedi!" Paul yanımızdan ayrılırken bende konseri nasıl batıracağımın hayallerini kuruyordum.

"Bir dakika, sahne kıyafetleri bile yok." Niall gözlerini devirdi.

"Bak, zaten üstündekiler sahneye çıkmaya uygun, sen hiçbir zaman bundan daha süslü olmadın ki."

"O haklı." Evet, en azından bu açıdan rahatlatmaları güzel.

"Tamam, o zaman bolca çalışma yapmam gerekiyor."

"Ve saç!" diye ekledi Lou ilerden. Bu malzemelerin hazır olduğu anlamına geliyor, tabii benimde onun yanına gitmem gerektiği. Benle birlikte çocuklarda geldi ve saçım Lou'nun zevkine göre yapılmaya başlarken çocuklara Zayn'le geçirdiğimiz zamanları anlattık. Bir günde üç kere kek yapmamız, onu dövüş oyununda geçmem, Luke ile Skype'tan konuşmamız, ilacı zorla içirmem falan filan.

"Siz bayağı eğlenmişsiniz, buna rağmen iyileşebilmesi mucize."

"O bir kadın, sözünü dinleyen bir erkeği tahmin edebilceğinizden daha hızlı iyileştirir. Bu doğamızda var, biz üstün varlıklarız." Bu, Lou'nun onlarla klasik anlaşma tarzı.