38.Bölüm

660 49 7
                                    

Merhabaa ^^ Umarım bu bölümü seversiniz ve umarım Ramazan sizin için kolay geçiyordur :D
Seviliyorsunuz xx

18 Haziran 2014 günü size Paris'ten, kulisimden, saçım yapılırken sesleniyorum.

Buraya daha sabah geldik ama şarkı çalışmaları yoğun olduğu için dışarı çıkmaya hiç vaktim olmadı.

Bugün bu kadar yoğundu çünkü tam beş dakika sonra yaklaşık iyi bir aydır üzerinde çalışılan mükemmel elbisem ile yeni, biraz slow olan ve bir hafta sonra klibi yayınlanacak olan şarkımı seslendirmek üzere sahneye çıkacağım. O kadar heyecanlıyım ki! Bu şarkı gerçekten çok güzel oldu ve elbisem ile uyumu mükemmel. Elbise bembeyaz. Göğüs kısmının altında lastiği var ve altı yere doğru dümdüz uzanıyor, yine de hafif kabarık bir görünümü var çünkü kat kat kumaştan yapıldı. Kolları da dökümlü ve eteğimim en üst katı bileklerimdeki bileklik görünümlü aparatlara bağlı. Tam anlamıyla çizgi filmlerdeki prensesler ve meleklerim karışımıyım. İlk defa kendime bayıldım.

"Hazır." Topuzum bitince hızlıca makyajımın son rötuşları yapıldı. İş bittiğinde ise - ah, kendime aşık oluyorum.

"Prensesim benim." Sean memnuniyetle gülümsediğinde bende ona gülümsedim. Ardından masanın üzerinde duran ve buraya geldiğimizden beri ilk defa titreyen telefonuma baktım. Mesaj Aideen'dan.

'Prenseslerin bile seni kıskanacağına eminim. Umarım tasarımı beğenmişsindir ;) :D' Mesajı gözlerimi pörtleterek bir daha okuduktan sonra hemen cevap yazdım. Elbise tasarımı için ona teşekkür ettiğim bir mesaj.

'Sen bir tanesin kraliçem ♡' Etrafımdaki uyarılar çoğalınca ayağa kalktım ve uzun süredir oturduğum için denge kurmakta zorlandım. Aslında 12 cm topuk, çok değil. Çok olmasa bile şu an 1.85im, yaşasın uzun boy! Şu an çocuklar arasında en uzun olan Harry'den bile uzunum. Ah, mutluluk bu.

Mikrofonum takıldıktan sonra bir anda kararan sahne yüzünden atılan çığlıklardam sahneye gitmem gerektiğini anladım. Üstünde duyduğum alet beni yükselttikten sonra mikrofonun olduğu ve önceden ezberlediğimyere gittim. Şarkının melodisi stadyumu doldururken üzerimde yanmaya başlayan tek spot ışığı her şeyi daha romantik hale getiriyor.

Hafif bir tınıyla şarkıya başladığımda önümde dönen ve eteklerimi uçuşturan vantilatörlere şükrettim. Yoksa terden yapış yapış olan ve kendinden üzerindeki elbiseye rağmen nefret eden bir Michel olacaktı. Ertesi güne hasta olacak olan Michel daha iyi, o ayrı bir konu.

Hayranların biraz daha aydınlanmasıyla arkama dansçıların geçtiğini anladım. Hani şu bir yerden uzun tüllerin sarktığı, üzerinde ona tutunarak değişik hareketler yapan dansçıların olduğu bir dans varya -adını unuttum- onu yapıyorlar.

Ben nakaratı da bitirmişken ışıklar tamamen açıldı ve yere kaplanan beyaz madde beni bulutların üzerindeymişim gibi gösterdi. Ah, birde hissettirdi evet.

Şarkıya girmem gereken yerde kendimi toparladım ve melodiye uydum. Bu şarkı gerçekten içime sindi. Fazlasıyla hoş, romantik ve anlamlı. Bunları ilk defa kendi şarkım için söylüyorum.

Kalabalığı taradığımda bana hayranlıkla bakan yüzlerce göz arasından onunkini seçtim. İrisleri elanın en güzel tonunda parlıyor ve bana gerçekten aşkla bakıyor. Bunu fark edebilmek ve hissetmek mükemmel.

İleriden verilen işaret üzerine kameranın yakın çekime geldiğini anladım ve göz kırptım. Bu konser turne CDm olacak. Bir güzel yanı da bu evet.

Kulağıma söylenenler ile mikrofonu yerinden çıkardım ve sahnede yürümeye başladım. Bu sırada yeni şarkıya geçmiştik ve bu biraz daha hareketli.

Covered With FameHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin