60/ Final

517 31 14
                                    

Hayatım boyunca yazdığım en uzun yazı/bölüme merhaba diyin! :D

Eveet, final bölümüyle karşınızdayım. Burayı fazla uzatmak istemiyorum çünkü birazdan veda yazısı paylaşacağım.

Hepinizi çok seviyorum! ♥

Bu evde tam bir buçuk hafta geçirmiştim, son üç gündür John da yanımdaydı. O kadar süre yalnız kalıp kendimi yedikten sonra burada kalmaya gelmesi çok destekleyici olmuştu.

Son bir haftadır ne Twitter'a, ne Facebook'a, ne de diğer uygulamaların hiçbirine girmiyordum, hayattan kopmuştum. O kadar ki, telefonumun şarjı beş gün önce bitmişti ama ben doldurmaya tenezzül bile etmemiştim. Kimsenin bana ulaşıp ulaşamaması umrumda değildi.

Aynı zamanda düşünmek için fazlasıyla zamanım olmuştu. Mesela Sean konusuna çok kafa yormuştum. Neden gittiğini açıkladığı mektubu arka arkaya defalarca okumuş ve kendime fırsat tanımıştım. Evet, artık ona eskisi kadar kızgın değildim ama bu affettiğim anlamına gelmiyordu. Affedecek kadar süre bulamamıştım kendime, yüz yüze bir vedalaşma yaşayamadığımız, bunu yapacak kadar yürekli olmadığı için ona kızgındım ve hayatımın birkaç senesini daha böyle kızgın geçirecektim. Birde dövme konusu vardı. İlk dövmemde hep yanımda onun olmasının hayalini kurmuştum. Onun yerine Zayn başta olmak üzere One Direction ve Luke vardı, buda paha biçilmezdi ama hayallerin yeri ayrıydı.

Ve evet, ilk dövmemi yaptırmıştım. The Voive sonrasıydı, partiye bir tane dövmeci gelmişti. Arkada ona hazırlanan bölümde ilk dövmeyi yaptıran ben olmuştum. İç içe geçmiş L ve Z harfleriydi, ortaya çıkan görüntü 'L&Z' gibiydi, sadece birbirlerine karışıyorlardı. Luke ve Zac'i karşılıyordu ama o Z, Zayn'de olabilirdi. Benim için pekte farkları yoktu.

Televizyonu kapatırken, interneti kestiğim gibi televizyonun fişini de mi çeken diye düşünüyordum ama bundan vazgeçtim. Büyük ihtimalle MTV olmadan çok uzun süre yaşayamazdım.

Mutfağa girdiğimde, John'un saçlarını uzatmasını istemesinin şerefine güzel bir şeyler hazırlamak istemiştim. Dolaba baktığımda ve et gördüğümde ise tek yapabildiğim et yemeği olan et soteyi yapmak için malzeleri hazırlamaya başladım.

Merdivenden gelen ayak seslerini duyduğumda arkadaşımın aşağı geliyor olduğunu anlayıp sevinmiştim. Tam şu anda birinin beni düşüncelerim arasında boğulmaktan kurtarması gerekiyordu ki, John da zaten yanıma kendi kendime delireceğimi ön gördüğü için geldiğini söylemişti.

Bir çığlık atıp hemen sustuğunda ne olduğunu anlamak için ona seslenmiştim, yanına gitmeye üşeniyordum. Zaten ciddi bir şey olsaydı böyle sessiz olmazdı. Belki de interneti açtı ve ona ulaşamayan mesajları gördüğünde şoka uğradı, diye geçirdim içimden. Hepsi olabilirdi, bu John'du. Elimi yıkadıktan sonra hemen önümde, dolap kulpuna asılı duran havluyu alıp ellerimi sildikten sonra belimde ve karnımda hissettiğim eller başta korkmama, sonra gülmeme neden olmuştu.

Zayn buradaydı.

"Seni çok ama çok özledim."   Öne eğilip yanağımı öptüğünde önüme dönmüş ve bende onu öpmüştüm. Şu anda yanımda olduğunu bilmek o kadar ve o kadar rahat hissettirmişti ki... En azından düşüncelerimden uzaklaşmış ve gerçek hayatta kendime tutunacak bir dal bulmuştum. Artık yanımda Zayn vardı.

"Bende seni özledim, sevgilim."  Kollarımı boynuna doladığımda gülümsemiş ve kollarını belime sıkıca sarmıştı. İşte onunla favori kucaklaşmamız buydu, bana böyle sarılmasına bayılıyordum. Kendimi gerçekten özel, rahat, huzurlu, mutlu hissettiriyordu. Vay canına, aşk insana neler düşündürüyordu.

Covered With FameHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin