42.Bölüm

688 43 26
                                    

Beni bu uzun bölümü yazmaya iten biri varsa oda @mercanisa 'dır :D

Bugün 4.YILIMIZ! :D KUTLU OLSUN!

Dipnot: Hikayede 23 Temmuz'da değiliz ^^

İyi okumalar ^_^

Amsterdam'da olan konserlerim bitti ve şu an İtalya'dayım. Çocuklardan bir gün önce geldim çünkü hem kayıt yapmam gerekiyordu hem de onların bu akşam konseri var. Bu akşam dediğime bakmayın, konserleri geçti bile. Zaten şu an gece bir ve ben hala uyanığım, hasta olduğum her zaman gibi. Normal insan bünyeleri hastayken uyumaya odaklanır ama benimkisi 'bu kızı nasıl daha çok yorarım' diye düşünüyor.

"Michel?"

"Gelebilirsin." Sean'a seslendikten sonra sesimi tarttım. Çok kötü değil, emin azından şarkı söyleyebilirim. Tabi söylersem sonrasında boğazım nasıl olur bilmiyorum, şu an bile berbat durumda. Bazen keşke çocukken bademciğim aldırılsaymış diyorum.

"Bunu iç, tamam mı?" Başımı salladım ve komodine koyduğu çaya baktım. Kimbilir hangi bitki. "Nasıl hissediyorsun?" Sean elini başıma koyduktan sonra yüzüne üzgün olduğunu belirten bir ifade yerleştirdi.

"Ateşin yükselmiş. Tanrım, o odun kafalılara çalışmalara yarın devam etmemiz gerektiğini söylemiştim." Evet, dans çalışmaları yaptığımız yerin kliması bozuktu ve Sean oradan daha erken çıkmamız için elinden geleni yaptı. O bazen benim için çok fazla uğraşıyor ve bügünde o zamanlardan biriydi. Yönetimle sıkı bir kavga yaşandı ama kazanan onlar oldu. Şimde ise durumum böyle.

"Olsun, iyileşirim." Ona bu konuda umut aşılamak istiyorum çünkü onun bir suçu yokken varmış gibi görmesi, kendisini zümresini istemiyorum. O benim gözümde yönetimden biri değil, o daha çok abim gibi. Hatta babam. Bence beni manevi açıdan babamdan daha çok önemsiyor.

"Bunu iç. Gece de rahatsız hissedersen mutlaka ara." Başımı salladıktan sonra birbirimize sarıldık. "İstersen yarın sana yeni kitaplar aldırabilirim."

"Olabilir." Yüzümü avuçları içine aldıktan sonra alnımı öptü.

"Çayını soğutmadan iç ve üşürsen de daha kalın giyin."

"Tamam."

"İyi uykular." Yataktan kalktı ve kapıya geldiğinde önce lambayı kapattı, sonra odadan çıktı. Bende son zamanlarda okumaya anca zaman bulduğum kitabı elime aldım: Aynı Yıldızın Altında. Bir yandan çayımı içerken diğer yandan da kitabı kaldığım yerden -15.sayfa- okumaya devam ettim. Sanırım gecemi bununla geçireceğim.

**

Kapımın çalınmasıyla kitaptan birkaç kelime daha okuyup gözlerimi sildim. Seslenmeye hazır olduğumda ise konuştum. Sesimi çıkarabildiğim için kendimi tebrik etmeliyim çünkü şu son dört saatte daha kötü oldum.

"Gelebilirsin." Kapı açılınca içeri doğru uzatılan beş tane kafa gülümsememe neden oldu. Gelmişler. "Çocuklar." İçeri girip kapıyı kapattıklarında hepsi etrafıma dizildi.

"Hasta olduğunu duyduk ama.. iyi misin sen?" Zayn yüzümü avuçları arasına aldı ve endişeli sesiyle sordu. "Bir şey mi oldu?"

"Augustus öldü." Gözyaşlarım tekrar akmaya başladığında sadece kitap karakterine ağladığımı öğrenince ne yapacağını merak ettim.

"Michel, o kim bebeğim?"

"Sanırım ben anladım." Harry kitabı havaya kaldırdı.

"Kitap karakteri mi?" Başımı salladım.

Covered With FameHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin