Covered With Fame

51.Bölüm

Merhabaa ^^ Bu bölüm Michel'in aklını bayağı karıştırdım djdj Umarım bölümü beğenirsiniz!

Okul alışverişleri de başlamış oldu, hepimize hayırlı olsun! :D Ve şey, alışveriş süreci sonsuza kadar sürsün ama okul açılmasın -,-

İyi okumalar!

"Ve kapının önünde bu vardı, öyle mi?" diye sordu Niall, tek kaşını havaya kaldırırken. "Ben onun yerinde olsam evini bulduktan sonra kapını çalar ve senden imza almak için beklerdim." Bu dediğinden sonra ona kızın kutunun içine bıraktığı notu verdim.

"Sevgili Michel,
Seni çok seviyorum ve birkaç yıldır sana ulaşmaya çalışıyorum. Beni Twitter'da takip ediyorsun, hatta senle mesajlaştık ama yine de beni unutmanı istemediğimi fark ettim ve bunu hazırladım, umarım beğenirsin ve umarım bu sefer doğru yere ulaşır çünkü bu 39.deneyişim."

Niall yapboz kutusunun içine bırakılan notu seslice okuduktan sonra başını salladı.

"Hadi yapalım." Onun dediğinden sonra ikimizde salon masasının başına geçtik ve paketi bana uzattı. Kenarda duran telefonumla resmini çektikten sonra açtım ve içindeki poşeti yırtarak parçaların dökülmesini sağladım. 1000 parça, harika.

"Akşam Iron Man izleme sözünü unutma Bayan Çikolata." Kıkırdadım. Bunu yapbozu bitirene kadar bırakmayacağımı anladı.

"Umarım biter."

"Yardım için Ashton ve Luke'u çağırmış bulunuyorum. Calum ve Michael'a da mesaj attım ama daha cevap vermediler." Masanın öbür tarafina uzanarak yanağından makas aldım.

"Süpersin."

"Biliyorum." Dediği şeye daha çok gülümserken parçalara bakmaya başlamıştım.

"Zayn'le hiç konuştunuz mu?" Meşgul olmamdan yararlanıp ağzımdan laf alacağını sanıyorsa, yanılıyor.

"Hayır."

"İki gün sonra mini bir dünya turuna çıkıyorsun ve onunla hiç konuşmadınız mı? İyi de konserler boyunca onunla konuşamayacak, çok yoğun olacaksın." Turneye ara dün verildi ve Niall gece bende kaldı. İki gün sonra da yardım kampanyası için Amerika, İngiltere, İtalya, Kanada, Avustralya, İsviçre, Almanya ve Japonya'da konser vereceğim. On konser olarak planlandı, bu konserlerin sonuncusu Amerika'da olacak ve orada yeni albümün kayıtlarına devam edilecek, The Voice provaları ve çekimleri yapılacak, ayrıca turne devam edecek. Anlayacağınız iki günden sonra başımı kaşıyacak vaktim olmayacak.

"Yapabileceğim bir şey yok, Niall. İkimiz de birbirimizi aramıyoruz." Yüzüne baktığımda onun da bana baktığını gördüm.

"Sıcak çikolata var mı?"

"Vardır herhalde ama bu nereden çıktı?" Omuz silkti.

"Sana bakınca aklıma çikolata ve çikolatanın parçası olan her şey aklıma geliyor." Güldüm ve ev sahipliğini üstlendim.

"Sana yapıp geliyorum." Geçerken yanağını öptüm ve salondan çıktım. Onun telefonu çalarken bende mutfağa varmıştım.

Çekmecelerden zar zor iki paket sıcak çikolata tozu bulurken kendi aklıma lanetler okuyordum. Bir şey vardı da en aklıma gelmeyecek yere tıktım bunları. Ben kendimi bilmiyor muyum, aradığım hiçbir şeyi bulamam. Bu böyleyken işi zorlaştırmak niye, masanın üstüne bırak gitsin işte.

Tanrı aşkına, ben ne diyorum? İnsan eline gelen her şeyi mutfak masasına mı bırakırmış?

İki kupa hazırladıktan sonra birini Niall'a verdim, diğerini kendime aldım ve masanın diğer tarafına geçerek onun karşısında durdum.