Covered With Fame

4.Bölüm

Merhaba ^_^ Evet, burayı uzatmamam gerektiğini biliyorum o yüzden direk söyleyeceğim :D Önceki bölüm okunmasü neden düştü :( Olsun, okula adaptasyon ve yapılamayan ödevleri tamamlama diyelim ve düzelmesini umalım ♡

Hepinizi seviyorum, umarım sizde hikayeyi seviyorsunuzdur ♡

İyi okumalar ^_^

Pijama partisi.

Hemde tek başıma.

Ah, biliyorum, yine zeka fışkırıyorum.

Aslında, sadece evimde oturmuş televizyon izliyordum. Çocuklar birazdan röportaj vereceklerdi, onu izleyecektim. Evet, başlıyordu.

Genel birkaç sorudan sonra turne hakkında bilgi vermeye, işleyişi anlatmaya başladılar.

" Bu gerçekten müthiş olacak. Ekip gerçekten güzel ve verimli zaman geçirmeye çalıştığımız provalar yapıyoruz. Aslında bu birkaç gün genelde etrafı tanımakla geçti ama en kısa zamanda rayına oturacağını düşünüyorum, umuyorum. " dedi Liam. O gerçekten yerine göre öbürlerinden daha düzgün durabiliyor.

" Etrafa alışmaktan bahsettiniz, orada ki kişilerle- veya direk merak ettiğim gibi sorayım. Michelle ile nasıl anlaşıyorsunuz? O nasıl biri?"

" Tanışalı uzun süre olmadı ama o iyi biri. Bizim gibi düşünceleri var, bu yüzden uyumluyuz gibime geliyor."

" Bence de. O gerçekten asi, lakabını taşıyor ama aynı zamanda mavi bir pamuk şeker gibi." Sunucu güldü.

" Mavi mi?"

" Ona bunu sormadım ama bence en sevdiği renk mavi. Stüdyodaki odası, eşyaları falan mavi tonu ağırlıktaydı."

" Sizce onunla turne ve ortak konserler nasıl olacak?"

" Eğlenceli." Bu soruya tek verdikleri cevap bu olunca sunucu başka bir şey söylemeye hazırlandı.

" Peki, şu an sizi izliyor mu?"

" Bilmiyorum, ona bundan bahsedemedik ama belki çalışmalar sırasında görmüştür. Yine de emin değilim, çünkü neredeyse gün boyunca bateri başında çalıştılar." Niall haklı, onları çalışma sırasında gördüm.

" Sizi görmüş ihtimali dedin?"

" Aynı katta prova yapıyoruz, devasa bir oda."

" Ah, şu an izliyor mu gerçekten merak ettim. Michelle, sana sesleniyorum. Eğer izliyorsan bizi ara."

" Ona Michelle dedin, izliyorsa bile bu yüzden aramaz." dedi Louis ve güldü.

" O zaman Michel dediğimizi farzedelim." Yüzümde şapşal bir gülümsemeyle sehpahadan telefonumu aldım ve altta geçen numarayı tuşlayıp kulağıma götürdüm. Birkaç çalış sonrasında açıldı.

" Programa telefonlar şu an-"  Demek ki sunucunun menajeri bile bunlarla uğraşıyordu.

"Ben Michel Danvel."

" Ah, kusura bakmayın. Hemen hallediyorum."

" Önemli değil. " Bir süre telefonun bağlanmasını beklerken ekranı takip ettim. Ah, işte şimdi bir telefon var dendi.

"Yayındasınız." Televizyonun sesini kıstım.

" Kiminle görüşüyoruz? "

" Michel Danvel." dedim neşeli bir sesle. Şu an ekranda surat ifadeleri vardı. Şaşırmış gibiydiler.

" Michel Danvel için alkış! " Kopan alkıştan sonra devam ettik. "Demek izliyordun." Sunucunun sözünü Harry kesti.

" İyi ki öğrenmişsin ama nereden öğrendin gerçekten merak ettim." Bunu gülümseyerek söylemesi çok tatlı.