26.Bölüm

801 44 2
                                    

Açıkçası şu günlerde bölüm yayınlamak içime sinmese de yayınladım, neden bilmiyorum. Belki de herkesin kafasının biraz dağılması gerektiğini hissettim, emin değilim. Sadec, Soma'da yüzlerce ölü var ve bizim elimizden tek gelen şey üzülmek. Keşke şansımız olsaydı da o babaları,o abileri, o insanları kurtarabilseydik...

Herkese iyi okumalar

"Sevgili Günlük,

Uzun süredir sana yazmadığımı fark ettim ve önceki sayfalardan satırlar okuyarak bu sayfaya geldim. Genelde önemli şeyler olduğunda veya bazı şeyleri fark ettiğimde yazmışım. Bugün de sanırım bir şeyi fark ettiğim günlerden biri.

Hayatıma yeni beş erkek girdi ve onlarla iyi anlaşıyorum ama bir tanesi farklı, Zayn. Neden böyle düşünüyorum bilmiyorum ama o sanki farklı gibi. Evet, az önce kesindim ama sonraki cümlede durum değişti, farkındayım. Saçmalama faslını geride bırakacak olursam eğer nedenleri saymaya başlayacağım, sanırım.

Bugün Luke'u almaya gittim ve giderken benle gelme konusunda ısrar etmesi sinir bozucuydu. Başta kötü olur diye düşünmüştüm ama sonra fark ettim ki aslında bana yapabileceği en büyük iyiliği yapmış. Oraya gittiğimde delirmiş gibiydim, bir sürü çerçeve camı kırdım ve beni durduran Zayn oldu. Aynı şekilde beni o ortamdan kurtardıktan sonra ben bile anlamamışken benim fark etmediğimi fark ettiği için o çok tatlı. Evet, kollarım titriyordu ve Luke'u taşıyamazdım. Bunu arabaya bindiğimde anladım.

Bunlarla bitse iyi. Bugün hayatımda kimseye borçlanmadığım kadar ona psikolojimi borçlandım. Halamların evinde olanlardan sonra birde eve geldik. Buradaki aynaların yansımaları bana o trafik kazasını hatırlatıyor. Evet, hani şu az önce sana yazmış olduğum ve ailem dışında öğrenen ilk kişi olduğun kaza. Odamdaydım, yine aynalara bakıyordum ve birden gözümün önünde duvara asılı serumlar belirdi. O günleri hatırladığımda gözlerim dolmaya başlamıştı ki odaya Zayn girdi ve aynanın karşısında ağlamamı hastalığıma verdi. O olaydan sonra ise günün her dakikası yanımdaydı. Neden böyle yapıyor bilmiyorum ama durumdan şikayetçi olduğum söylenemez. Her insanın yanında onun gibi birine ihtiyacı vardır ve benim o kişim Zayn. Son günlerde ona resmen kaybolmayan benliğimi borçluyum. O çok iyi bir arkadaş, hatta en iyisi. Hatta birazdan One Direction grubunu küçükken yaptığım en iyi arkadaş sıralamasında birinciye yazacağım. İlk kişi, üzgünüm. Yerinin kapılacağı zaten belliymiş."

Günlüğümü kapadım ve kilitleyerek başucumdaki sehpahanın gözüne bıraktım. Salonda oturuyorum ve gözlerim kapanıyor. Açıkçası, bu koltukta uyuyakalmayı özlemişim.

"Michel?" Duyduğum ses beni dalmak üzere olduğum uykumdan sıyırasa bile gözlerimi açmadım ve uyanık olduğuma dair hiçbir belirti göstermedim. "Tanrım, belin ağrıyacak." Sesini yeni yeni analiz etmeye başladığım kişi yanıma oturdu ve önüme gelen saçları geri attı. Tamam, sese ille de gerek yoktu, dokunuşundan anladım. Bu Zayn. Benim kahramanım, kelimenin tam anlamıyla kahraman.

"Gel bakalım." Dediğini yeni algıladığım sırada kendimi onun kucağında buldum. Alnıma kondurduğu öpücükten sonra durdu, sanırım yüzümü inceliyor.

Tamam, saçmaladım. Bunu neden yapsın ki?

"Eğer biraz daha böyle devam ederse uyandıracağım. Hadi Zayn." Kendi kendine ofladığında dediklerinden çok onun kişiliğine yönelmiştim. Nasıl oluyor da hem yapmasına gerek olmayan bir şeyi yapıyor hem de bu kadar önemsiyor? İşte Zayn böyle düşünceli biri ve ben onun bu halini seviyorum. Onun kalbini seviyorum.

Merdivenlere geldiğimizi anladığımda adını mırıldandım.

"Efendim?" Sesi meraklı çıkmıştı. Ondaki bu tınıyı seviyorum, dediklerime her zaman ilgili.

Covered With FameHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin