33.Bölüm

727 46 11
                                    

Merhabaaa ^^ Artık tam anlamıyla tatile girmiş bulunmaktayız :D Bende sizi tatilde eğlenceli bölümlerle karşılamak istiyorum ve bunu yapacağım :D

Seviliyorsunuz ♥ xx

"Bir daha kesinlikle herhangi bir psikologla muhattap olmak istemiyorum."

"Bir daha derken?" Söylediğim şeyin aptallığı gün yüzüne çıkarken gözlerimi yumup kurtarıcı meleğimin gelmesini bekledim ama benim hayatımda bu ara öyle biri yok. Sean bile kimbilir hangi delikte.

"Şey, bir daha işte. Herneyde, kahvaltıya inmiyor muyduk?" Hızlıca ayağa kalktım ve dolabımdan birkaç parça kıyafet alarak banyoya girdim. Onlar kendi aralarında konuşurken ve ben ne dediklerini duyamazken giyindim, işlerimi halettim. Banyodan çıktığımda hala ne konuştukları hakkında bir fikrim yoktu.

"Bir şeyler saklıyorsun. Bunları anlatmak istemiyor olabilirsin, bunu anlarız. Ama sadece anlatırsan rahatlarsın." Louis' nin dedikleriyle paralellik gösteren ifadesinden gerçekten öyle hissettiğini anlarken rahatlama hissinin kanımla birlikte tüm vücudumu dolaştığını hisettim.

"Size anlatmak istiyorum ama önce hazır hissetmem gerek. Bu ara bilmiyorum... Sanırım bana ne olduğunu gerçekten bilmiyorum." Durumu anlayışla karşıladılar. Zaten böyle olmasaydı da yapacak bir şeyim yoktu.

"Kahvaltı diyorduk?" Hani şu hala bir şey yememe konusunda kararlı olduğum kahvaltı. Yine de sembolik olarak orada bulunacağım.

"Evet, gerçekten acıktım. Hadiiii." Niall klasik hareketi olarak ellerini çırptı ve hepimizin harekete geçmesini sağladı.

Zayn destek verdiğini belli eden kolunu omzuma attığında ister istemez gülümsedim. Kollarımı göğsümde birleştirdiğimde ona biraz yaklaşmıştım. Asansöre bindiğimizde ise aklımda olam tek şey kahvaltıyı nasıl atlatacağımdı.

O fazla yavaş ilerleyen aletten indiğimizde Liam'ın sorusuyla dünyaya dönmem gerektiğini anladım.

"Bugün hangi şarkıyı kaydedeceksin?" Aklıma gelene ister istemez kıkırdadım.

"Şarkının adı hala yok, sadece şu en son yazdığımız slow olan, bunu biliyorum."

"Michel!" Menajerimin sesini duyunca çaktırmadan gülümsedim ve arkami döndüm, Zayn'de kolunu çekti. Sanırım bunun nedeni Sean'ın bakışları, Zayn'in odasında bayıldığımdan beri böyle.

"Seni görmek isteyen biri var." Resepsiyonun yanında duran kadın arkasını dönüp Sean'ın yanına gittiğinde inanamayarak baktım.

Phoebe.

"Lanet olsun." Fazla sessiz desem de hepsi duymuş olacak ki şaşkınlıkla bir bana, bir karşımızda duran uyuz kadına baktılar. Onlar bununla uğraşırken bende cebimden telefonumu çıkarıp Martha'yı aramaya koyulmuştum. Bir dakika kadar sonra açtı.

"Sen söyledin değil mi?" Sesimim soğukluğu bemim bile kalbimi üşüttü ama bunu hak ediyor.

"Bak canım-"

"Aldım cevabımı." Telefonu yüzüne kapayıp eski yerime ilerledim.

"Gelmeni gerektirecek bir şey yoktu." dedim sakin kalmaya çalışarak.

"Belki de sadece ziyaret-"

"Etmek istemedin." diyerek sözünü kestim. "Geldiğin gibi gidebilirsin Phoebe."

"Üzgünüm ama, bir süre buradayım." Ellerimi arkamda birleştirip yumruğumu sıktığımda bir el onları gevşetmek için uğraştı. Bu Zayn ve sanırım Phoebe'nin kim olduğunu biliyor, sonuçta ona anlattım.

Covered With FameHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin