YEİS

8. Bölüm - 1. Part

Yorumlarınızı merakla bekliyorum. Özellikle aramıza yeni katılan arkadaşlar, düşüncelerini tek cümleyle de olsa belirtirlerse çok sevinirim. :)

***

Genç kız, arkasında duran raflardan bir içki şişesini çekti. Kavradığı içki şişesinde bariz bir kabarıklık hissetmişti ama bunu umursamadan, önünde duran bardağa, kehribar rengi sıvıyı doldurdu ve Esin'e uzattı.

"Çatlatmadan anlat Güneş, Bora'ya neden tokat attın herkesin içinde? " dediğinde Esin, genç kız gözlerini devirdi.

" Bunu daha kaç defa anlatmam gerek? Sadece dans konusunda emri vaki yapması hoşuma gitmedi. " dediğinde, artık Esin'in inanmasını ve bu konuyu kapatmasını istiyordu. O adamın öpücüğünü hiç kimse görmemişti ve kimsenin öğrenmesini de istemiyordu. Tokat attığı için pişman değildi tam tersi, tanımadığı o adam, kendisini zorla dansa kaldırdığı ve bir de üstüne üstün sanki sevgililermiş gibi gelip öptüğünü her hatırladığında, keşke daha fazlasını yapsaydım demekten kendini alıkoyamıyordu.

"Bir dans için tokat atılır mı? " demişti Esin ve dediği an, Güneş'ten gelen sinirli bakışlara maruz kalmıştı. Ama merak ettiği asıl konulardan biri Bora' nın, Güneş'i neden dans etmeye zorladığıydı. " Gerçi konu sen olunca, tuhaflıklara alışıyor insan. " dedi ve önünde ki sıvıdan bir yudum aldı. Günlerdir, Bora' nın onu neden zorla dansa kaldırdığını düşünüyordu fakat o kadar kafa yormasına rağmen ulaşabildiği bir sonuç yoktu.

Güneş, getirdiği bardakları önüne düzerken Altay'ın geldiğini gördü. Güneş ve Esin'in bulunduğu konuma ulaşan Altay '' Merhaba kızlar!" diyerek, geldiği ilk anda enerjisini bulaştırmayı başarmıştı.

"Hoş geldin abi."

"Hoş bulmadım abicim. " demişti Altay ve Esin'in önünde duran bardağı alıp, tek seferde kafasına dikmişti." Alkolü sana yasaklamamış mıydım? " dediğinde, bu defa gözlerini deviren taraf Esin olmuştu.

" Devirme şu gözlerini, bir gün yukarıda takılıp kalacaklar. " demişti Altay ve biricik kardeşinin başına bir öpücük bırakmıştı.

" Birincisi, alkol bana neden yasakmış? İkincisi, benim bu gözlerimi bir senin yüzünden deviriyorum."

"Çünkü bünyen alkole alışık değil ve bu yüzden az miktarda alsan bile kötü oluyorsun ufklık. " demişti ve kardeşinin burnunu sıkıp, başına bir öpücük daha bırakmıştı.

" Ben ufaklık değilim. "

" Neden? "

" Nedeni mi var abi? Koskocaman kız oldum, yirmi bir yaşına geldim ama hâlâ bana ufaklık diyorsun. " demişti Esin, isyan ettiğini göstermek istercesine. Abisi sürekli bunu yapıyordu ve kendisinden bir yaş küçük olan arkadaşının yanında bile durmadan ona ufaklık deyip duruyordu.

" Ama sen benim için hâlâ 'Baba neden abimi benden çok seviyorsun?' deyip zırlayan ve gece altını ıslattığında..." diyeceği sırada, Esin'in kol darbesi Altay'ın karnı ile buluşmuştu. "Arkadaşımın yanında ayıp oluyor."

Altay, kafasını yan tarafa çevirip, kendilerini hafif bir tebessüm ile izleyen Güneş'e baktı. Genç kızın bakışlarından pekçok anlam çıkartılabilirdi. Güneş, duygularını belli etmeyi sevmeyen biriydi ve yüzünde hep varolan hissiz ve ifadesiz bakışları vardı. Şu an çok nadir anlardan bir tanesiydi onun için .