32. Bölüm "İz"

5.4K 342 84
                                    


Lütfen oy vermeyi ve yorum bırakmayı unutmayınız.

"Kızım olduğun için senden utanıyorum."

Hazal, acıyla annesine baktı. Günlerdir onları korumak için o adamın yaptıklarına sesini çıkartmamıştı. Susmasına sebep kendi canı mıydı? Değildi. Allah biliyordu içini ölmekten, o adamın canını katletmesinden korkmuyordu. En çok ailesi için korkmuştu. En çok Defne 'si zara görür diye korkmuş ve tüm acıları tek başına sırtlamıştı.

Fakat şimdi duydukları...

"Karnında ki bebek kimin Hazal?"

"Testin sonucu negatif. Karnımda bir şey yok." dedi Hazal kısık bir sesle.

"Negatif demek. Buna üzülmeli miyim yoksa sevinmeli miyim?" dedi Ayşe. Yüreğine sanki bir bıçak saplanmış gibi hissediyordu. "Kızımın evlilik dışı bir bebeği olmayacağına sevinmem gerekiyor değil mi? Ama böyle bir ihtimalin var olmuş olduğunu görmek bile beni mahvetmişken, sonucun pozitif olmamasına oturup ne kadar sevinebilirim ki?" diye sordu.

Ayşe cahil bir kadın değildi. Ayşe eşi öldükten sonra kendini iki evladına adamış fedakar bir anneydi. Hazal 'ı için ölmesi gerekse ölürdü. Fakat bekar kızının çantasında gebelik testi bulmak, bunu kim iyi karşılayabilirdi ki?

" Altay' ı bir anda bırakma sebebin bu muydu? Şüphenin muhatapı Altay 'dan başka bir adamdı değil mi?" dediğinde, Hazal donmuş gözlerle annesine bakıyordu.

Sanki yüreğine asit dökülmüştü. Canı yanıyordu.

Çok şey söylemek istiyordu ama gücü yoktu. Tecavüze uğradığını, türlü acıların pençesinde herkesten habersiz tek başına kavrulduğunu söylemek istiyordu fakat korkuyordu.

Ülkesinde acaba kaç tane kadın vardı kendi gibi hayatı söndürülen? Kimsenin bilmediği, bilenlerin umursamayıp göz ardı ettiği kim bilir kaç kadın vardı.

Ayşe yere çöktü. Duvarda asılı olan ölmüş kocasının fotoğrafına gözü takıldı. "İyi ki görmedin bu günleri ." dediğinde, Hazal göz yaşlarını daha fazla tutamadı.

Koşarak odasına girdi ve yere çöktü.

Bu bir rüya olsun istedi ama değildi. Kötü insanlar hükmetmeye başlamıştı dünyaya. Yaşadığı her şey fazlasıyla gerçekti.

*****

"O kıza bunları yaptığına inanmak istemiyorum." dedi Ömer kasvetli bir sesle. " Manevi oğlumun bir tecavüzcüye dönüşmüş olduğuna inanmıyorum. Senden nefret etmek istemiyorum Bora Arslanoğlu! " Bora sinirle gözlerini yumdu. Kimseden öğüt dinleyecek ya da azarlanacak hali hiç yoktu.

Ömer, Bora 'ya bir türlü ulaşamamış, Adnan' ı arayıp zor bela Bora ile görüşebilmişti.

"Kapatıyorum." dedi, duygu yoksunu bir sesle Bora . Bir yandan da kapıda ki güvenliği aşmaya çalışan zavallı Poyraz 'ı izliyordu odasından .

Gelme nedeni belliydi. Arkadaşlıkları boyunca da olduğu gibi yine Altay' ı korumak kollamak için buradaydı.

Eline tutuşturduğu için telefonu, Adnan 'ı öldürmek istiyordu. Ne ailesi ne de Ömer amcası, sona doğru hızla yaklaşırken kimseyle bağ kurmak istemiyordu. Odaklanmak istediği tek şey kusursuz ilerleyen intikam planıydı.

"Sence de bu kadarı fazla değil mi Bora? Duyduklarımın yalan olması için her gün dua ediyorum."

Bora sinirle sırıttı. Fazla mıydı? O ikisi hayatını yok etmişlerdi . Fazla mıydı gerçekten ?

YEİSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin