37. Bölüm

2.9K 251 293
                                    


Bölümü arkadaşım silann_n ' a ithaf ediyorum.

Bölüme başlamadan önce size beni çok etkileyen bir mesajı bırakmak istiyorum.

Devam eden hikayelerimi final yaptıktan sonra ( becerebilirsem finale kadar götürmeyi tabi ), yeni bir kurgu yazmayı düşünmüyorum. Siteyi bırakacağım sanırım. Galiba bu mesajdan bu kadar etkilenme nedenim de bu oldu.

Şu sınır işini bir de ben denemek istiyorum.

Bölümün sınırı 250 yorum. Umarım geçilebilir.

"Ne yaptın Poyraz?" diye sordu Altay. Gözlerini Güneş 'in üzerinden ayırmıyordu.

"Anlaştığımız gibi Altay, gidip Güneş' i beklediği yerde konuştum Bora 'yla." dedi Poyraz. Bakışlarını Altay 'ın üzerinden kaçırdı, o da Altay gibi odada ölü gibi yatan genç kıza çevirdi gözlerini .

Gözleri yalnızca saatler önce dağ gibi bir adamın yıkılışına şahit olmuştu. Bir gün bu yaptığına pişman olmayacağını umuyordu yalnızca. Şans onunla olsun istiyordu bu konuda. Kader ona gülsün istiyordu.

"Ona, Güneş' in bu gün ki evlilik teklifi planını anladığını, haberdar olduğunu ama Güneş' in onu, onunla evlenecek kadar sevmediğini, aşık olmadığını söyledim. Yaşadıkları her anın dolu dolu geçtiğini, Güneş 'in ortak geçirdikleri her ana saygı duyduğunu ama Bora' yı onunla hayatını birleştirecek , daha fazla bir ilişki yaşayacak kadar, çok çaba harcamasına rağmen, sevemediğini söyledim . Bora 'nın böyle anlamlar yüklediği bir günde, Güneş' in onun karşısına geçip, bunları açığa çıkartacak kadar cesaretinin olmadığını, bu yüzden onun yerine oraya gittiğimi anlattım. Güneş 'in fazlasıyla yorulduğu ve kendini bir şeylere mecbur hissettiği bu ilişkide çok yıprandığını bir süre kendini toparlamak için İstanbul 'dan uzaklaşacağını da ekledim . " dedi Poyraz.

Diline bir sızı yayıldı. Nasıl böyle konuşabildiğine o bile şaşırdı. Dili damağı kururken, kalbi tüm vücuduna ölümcül bir hızla kan pompalıyordu. Basınç damar duvarlarını zorluyordu.

Altay' ın gözleri doldu. Esin 'in hastalıklı hisleri onun sinirlerini bozarken, Esin' den ayrı tutmadığı Güneş ise kalbini acıtıyordu.

Doktor yarın sabaha kadar Güneş 'in uyanamayacağını söylemişti Altay' a. Bundan sonra ki süreçte ne zaman stres yapsa, üzülse böyle bir krizin onu yoklayacağından bahsetmişti. Ve maalesef ki Güneş bundan sonra gelecek krizleri belki de böylesine hafif atlatamayacaktı.

Güneş için aslında bundan sonra ki sürecin hiçbir aşaması kolay geçmeyecekti.

Odaya giren hemşire yeni bir damar yolu açmak için turnikeyi bağladığında Güneş 'in koluna , Altay arkasını döndü ve uzaklaşıp pencere önüne konulmuş koltuklardan birine çöktü. Poyraz peşinden giderken tüm bedeni titriyordu.

"Benim için neler söyledi?" diye sordu Altay, içindeki ağlama isteği geçmiyordu.

"Bu ilişkiyi hiçbir zaman desteklemediğini belirtmiş ve Güneş 'ten uzak durması gerektiğinin sinyallerini ona her zaman vermiştin zaten Altay. Bora' ya, hiçbir zaman Bora 'yı kız kardeşin gibi gördüğün Güneş' in yanına ne maddi ne de manevi anlamda yakıştıramadığını ona, Bora kadar serseri birini hiçbir açıdan uygun bulmadığını, Güneş 'in bu kararının seni çok mutlu ettiğini, böyle bir terk edişte Güneş' in tarafında olduğunu ve kız kardeşini böyle ağır bir süreçte yalnız bırakmamak için onunla birlikte gittiğini, söyledim. " dedi Poyraz.

YEİSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin