Arkadaşlar, Güneş 'i çok ama çok seven biri olarak bu bölümü yazarken çok fazla zorlanıyorum ve sürekli ağlıyorum. Bölümü erken bitireyim, haftaya atarım dedikçe yarım kalıyor sonu gelmiyor. Biri beni bu bir kurgu falan deyip teselli edebilir. :) Şu aralar YEİS' in içinde yaşıyorum sanırım.
Gecikme olabilir yani haberiniz olsun.
36. Bölüm'ü okumamızın üç gün sonrasında size bir alıntı bırakıyorum.
❤
Bora, kadın cümlelerini bitirdikten hemen sonra elini kapı kulpuna attı ve kapı gürültüyle aralandı. Ayağını adım atmak için havaya kaldırdı. Bir adım, sadece bir adım atacaktı, bu onun için daha öncesinde hiç bu kadar zor olmamıştı.
Gözlerini kapattı. Onlarca göz yaşı düştü gözlerinden . Gözlerinden dökülen yaşlar geçmişe sızıp anıları ıslattı teker teker. Birbirini takip eden iki adım sonrasında artık odadaydı.
Nefesini tuttu. Gözlerini yavaş yavaş açmaya başladığında, önce bir yatak buluştu gözleriyle. Bakışları yavaş yavaş yukarı tırmandığında, o anı yaşamamış olmak için ölmüş olmayı diledi.
Sahip olduğu her şeyi hatta kendini bile feda etmeye razı gelirdi o anı hiç yaşamamış olmak için ya da bir rüyada olmak için .
Yatakta biri yan uzanmıştı. Bu en fazla on beş yaşlarında ki bir çocuğu anımsatıyordu, bu Güneş değildi. Zamzayıf bedeni bembeyaz yatağın içine öylece yığılmıştı. Yeni yeni çıkmaya başlayan saçları ile bir kız çocuğundan daha çok bir erkek çocuğuna benziyordu hatta.
Dudakları kupkuru ve yara bere içindeydi. Yüzü sapsarıydı. Yanakları öylesine içe çökmüştü ki... Bu Güneş değildi, olması imkansızdı.
Sonra hastanın gözleri açıldı. Bora ela gözler ile karşı karşıya gelmesi ile birlikte sanki ayağı kaydı, bir cehennem çukuruna doğru çığlıklar ata ata, feryatlarla düşmeye başladı.
Bu Güneş 'ti, Bora' nın ela gözlü güzel kadınıydı.
"Biri mi geldi abla?" diye sordu fısıltıyla. Sadece dudakları azıcık oynadı. Bedeni biraz bile kımıldamadı. Oysa tam o an Bora 'nın gözlerinin içine bakıyordu. Fakat görmüyordu. Gördüğü bir zamanlar deli gibi aşık olduğu adamın gece karası gözleri değildi. Hiçbir şey göremiyordu. Uzun zamandır dünyasına karanlık çökmüştü.
Azrail hemen yanı başındaydı.
"Ben... Ben Bora' nın kokusunu duyumsuyorum abla."
❤
Önceki bölümlere beğeni atmayı unuttuysanız geri dönüp bir el atarsanız çok sevinirim. :)
Arkadaşlarınıza, site içinde tanıdığınız ya da yakın olduğunuz kullanıcılara hikayeyi tavsiye etmeyi / etiketlemeyi de unutmamanızı rica ediyorum.
Yeni okurlar getiren bana özelden mesaj atsın lütfen. Sonraki bölümlerden büyük spoi niyetine alıntı atacağım onlara.
Görüşmek dileğiyle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YEİS
RomanceAşk, yalanın sinsi kollarına sığındı ve koca bir felaket başlattı. Felaket büyüdü, peşine onlarca masum insanın hayatını kattı. Koca bir ihanet, her şeyi ezip yok ederken artık hiçbir şeyin geri dönüşü yoktu. Acımasız bir intikam planı tüm dünyayı...