12. Bölüm " Kadınım"

7.2K 363 53
                                    

Lütfen ama lütfen, rica ediyorum yorum ve vote sayılarını arttıralım artık. ☺

Güneş, elindeki defter sayfalarını tek tek çevirirken yüzünde oldukça tatlı bir ifade vardı. Sayfaları tek tek harcamış, herbir sayfayı ayrı bir şiir ile süslemişti .

Oldukça fazla bir zaman geçmişti bu defteri doldurmaya başlayalı. Ve şimdi her sayfasında farklı bir şairden dökülmüş inciler yatıyordu .

Şişelerde yazan şiirler sayesinde o da artık şiir meraklısı haline gelmişti. Bale gibi sanatlara ilgisi vardı fakat şiir çok sevmezdi önceden. Ama artık şiir denilen o kavramın hatta o şiirlerin yaratıcısı şairlerin bile müptelası olmuştu.

Güneş, defterini yatağının yanında duran komidinin üzerine bıraktı. Genelde defterini çantasında saklıyor, her akşam şişelerde gördüğü şiirleri defterine hemencecik not ediyor ve her sabahta bıkmadan usanmadan tüm defteri en baştan okuyordu. Bu ona iyi geliyordu, nedenini bilmiyordu fakat bu ona gerçekten iyi geliyordu.

Yatağından çıktı Güneş ve duş aldıktan sonra üzerini giyinmek için dolabının kapılarını açtı. Bu gün bir grup şair tarafından, lüks bir mekanda bir şiir dinletisi vardı ve Güneş günler öncesinden dinletiye katılmak için bilet almıştı. Bu şiir merakı çok kısa bir zaman öncesinde, şiişelerde okuduğu satırların ruhuna dokunmasıyla başlamıştı fakat aylardır o yalnızca eline geçen şiirleri okumakla yetinmişti. İlk defa bu şekilde, şairlerin sesinden duyacaktı şiirleri.

Genç kadın bu tarz yerlerde ne giyileceğini pek bilmese de birkaç parça kıyafeti çıkarttı ve hızla hazırlanıp yaşadığı küçük gecekondudan ayrıldı.

Şiir dinletisinin yapılacağı mekana geldiğinde, koca salonun en ön kısımlarından, oturmak için kendine bir yer buldu.

Çok fazla tanınmamış ama yine de oldukça kaliteli bir grup şair tarafından düzenlenmiş bir dinletiydi  ve başlamısına çok az bir zaman kalmıştı. Güneş, ilk defa böyle bir dinletiye katılmıştı ve başlamasını büyük heyecanla bekliyordu.

*****

Bora arabasını park ettikten sonra, arabasından indi ve binaya doğru yürümeye başladı. Binadan içeriye ağır adımlarla girdi.

Genç adam , koca salondan içeriye adımlarını attığında gördüğü sima ile yüreği bir anda ayaklandı.

Güneş buradaydı.

Plan yoktu. Takip yoktu. Kendisinin yaptığı hiç bir şey yoktu. Bu gün bu şiir dinletisinin yapılacağı aylar öncesinden belliydi ve o da bu dinletiye gelecekler arasındaydı. Güneş 'in bu dinletiye geleceğinden haberi dahi yoktu ama o da buradaydı.

Tamamen tesadüfi olarak karşı karşıya gelmişlerdi.

Bora kendisini belli etmeden arka koltuklardan birine oturdu. Bu tesadüften fazlasıyla memnundu. Oldukça mutluydu.

Şiir dinletisinin başlamasıyla birlikte salonda dinleyicilerin sesi tamamen kesilmiş herkes kendini dizelere kilitlemişti.

Yarım saatlik bir dinletinin ardından ara verilmişti ve Bora'da hemen salondan çıkmış, dinletinin sahibi bir şairle konuşarak, onunla anlaşmıştı.

On dakikalık bir aranın ardından dinleti yeniden başlamış ve herkes yeniden sesini keserek tüm dikkatini sahneye yönlendirmişti fakat sahnede gördükleri kişi ile herkes, küçük çaplı bir şaşkınlık yaşamıştı.

Bora sahneye çıkmıştı.

Güneş gördüğü adam ile birlikte şaşkınlıkla ağzı açılırken, yüzünde ifadesiz ve donuk bir ifade vardı. Zaten onun burada ve sahnede olması çok tuhaf ve şaşırtıcıyken, bununla birlikte şu anda kendi gözlerinin içine bakışlarını dikmiş olması da bu şaşkınlığın büyümesine neden oluyordu.

YEİSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin