16. Bölüm " Kaos"

5.7K 404 166
                                    

Bora, elindeki eski ama değeri fazlasıyla yüksek olan yüzüğü kırmızı kutuya yerleştirdi. Bu yüzük, büyük annesinin yüzüğüydü ve yüzüğün neredeyse yüzlerce yıla dayanan bir tarihi vardı. Babası, annesine bu yüzük ile evlenme teklifi etmiş ve bu sayede birleştirmişti sevdiği kadın ile hayatını. Yıllar önce, Bora üniversiteyi yeni bitirdiğinde , annesi yıllardır parmağında taşıdığı o ailes mirasını biricik oğlunun avuçlarına bırakmıştı. O küçük şeyin değerinden ve öneminden bahsetmişti. Zamanı geldiğinde, onu gerçekten ailesine gelin olarak getireceği, değerli bir kadına vermesi gerektiğini söylemiş ve o yüzüğün yalnızca kalbine dokunmayı başarmış bir kadının parmağına girebileceği konusunda uyarmıştı. Ve şimdi o yüzük yıllardır saklı kaldığı kilitli çekmelecelerden çıkmış, Bora'nın kalbini teslim ettiği kadının parmağına takılmak için hazırlanıyordu.

Ne demişti Bora ; Bu ülkede hatta tam da bu şehirde istediği an ruhumu ellerine teslim edeceğim bir kadın var artık.

Çok değil, kısa bir zaman önce genç adama bir kadına evlilik teklifi edeceksin deseler belki gülme zahmetine dahi girişmezdi. Evlilik ve Bora. Aşk ve Bora. Bir kadına bağlanmak ve Bora. Öylesine alakasız kelimelerdi ki... Ancak şimdi Güneş bir "Evet."  dese, hiç düşünmeden, aynı gün oturudu nikah masasına.

Güneş'e duyduğu aşk, planlı bir şey değildi. Kalbini donatan o duygu, kalbinin kapılarından içeriye girerken izin istememişti. Bora'nın bu yangına evet ya da hayır deme şansı olmamıştı. Ama şimdi o aşkın baş rolü, Güneş'i için bir ömre evet demeye vardı.

Güneş onun her şeyiydi. Onun teninden başka bir ten, onun kokusundan başka bir koku, onun gözlerinden başka gözler haramdı onun için, yasaktı, imkansızdı. Başka biri artık ölse olmazdı. Yalnız Güneş vardı ve yalnızca, daima Güneş olacaktı.

Peki Güneş, Bora'nın yaşamında hep olacak mıydı?

Bora, evinden çıktı ve arabasına binerek yola koyuldu. Güneş'e, Kız Kulesi'nin tam karşısında evlilik teklifi yapacaktı. Güneş'in peşinde koşarken, gözlerine değen yalnızca bir çift soğuk bakış olurken, hayalini kurduğu belki de en güzel düşlerinden biri bir kez olsun dudaklarına değebilmekti. Bir kez olsun, neminde kaybolmayı düşlediği o dudakların tadına bakabilmekti. Kız Kulesi'nin tam karşısında bu hayali gerçek olmuştu ve şimdi daha güzel bir hayal vardı avuçlarında. O hayalin gerçek olmasını da, yine ilk öpücüğünü aldığı o yerde olmasını istiyordu.

Altay'a anlatmıştı bunu. Kan kardeşi ile paylaşmış ve ondan yardım istemişti. Güneş'e sürpriz olmasını istiyordu. Güneş'in bu gün bale gösterisi vardı ve bu gün onu Altay alacak bale gösterisinden, Esin'in yanına götürüyorum diyerek, Kız Kulesi'ne getirecekti. Güneş her şeyin en iyi ve en güzelini hak ediyordu. Her şeyin en güzelinin olmasını istiyordu bu yüzden Bora.

Güneş, Esin'e gideceğini zannederken, Kız Kulesi'nde bulunan restaurantta, Bora'nın sımsıcak kollarının arasında bulacaktı kendini. Bora her şeyi planlamış ve o mekanı Güneş için bir günlüğüne kapattırmıştı. Sevdiği kadının kendisi için atan kalbi, tüm hırçınlığına rağmen ruhunda yaşatmayı başardığı masumiyeti, onun temiz yüreği her şeyin en iyisini hak ediyordu.

Güneş'in kabul edeceğine inanıyordu genç adam. Güneş'in kalbine girebilmeyi başarmıştı. Güneş'in kendisine kalbinde yer verdiğine emindi. Bu çok zor olmuştu. Onun, çevresini donattığı o kalın duvarları kendi elleriyle yıkmıştı. Elleri paramparça olmuş ama yine de vazgeçmemişti ve uzun da sürse inat ettiği o savaşın galibi olmayı başarmıştı.

Güneş 'i onundu.

Her kadın için ilkinin ne kadar özel ve değerli olduğunun farkındaydı. Ve Güneş için pekçok şeyin ilki kendisi olmuştu. Sevdiği kadının kendisine olan duygularından emindi. Güneş, gerçekten bir şeyler hissetmediği bir adamın yanında durabilecek bir kadın değildi. Gerçekten aşık olmadığı bir adam ile, sadece zevk için onunla birlikte olabilecek onursuz bir kadın değildi. Aylar önce almıştı ondan ilk öpücüğünü. Haftalar önce ise bedenleri aidiyeti ilan etmişti. Güneş, gerçek anlamda seviştiği ilk kadındı onun için. Göz rengini gerçek anlamda görüp, aklına kazıdığı, teninin kokusunu ezberlediği, dudaklarının nemini dudaklarına mühürlediği ilk kadındı Güneş.

YEİSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin